Aktif Özürlüler Şurası

 

İbrahim VELİ

Bilindiği gibi, özürlü işgücünün istihdamında karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, ülke çapında yaygınlaştırılabilecek millî bir istihdam politika modelinin olmamasıdır. Çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülen iyi niyetli, ancak profesyonelleşememiş meslek eğitim programları ve korumalı işyerleri çalışmaları çeşitli sebeplerden dolayı istenilen düzeyde etkinlik gösterememektedir. Bu anlamda özürlü dostu aktif istihdam politikaları içeren bütüncül bir sosyal politika anlayışına ihtiyaç vardır. Ne var ki; Türkiye'nin geleneksel sosyal politikası, hemen hemen tüm sosyal sorunları yoksulluk bağlamına indirgeyen ve çözüm yollarını da sosyal yardım ekseninde sürdüren bir yapıya sahiptir.

Özürlülerin ekseriyeti, çalışma gücüne sahip veya özel tıbbî ve meslekî rehabilitasyon hizmetleri ile çalışma gücüne kavuşabilecek vatandaşlardır. Dolayısıyla, özürlülere dönük aktif sosyal politikaların istihdam odaklı olması elzemdir. Bir başka ifadeyle, Türkiye açısından aktif özürlüler politikasının inşası, ancak anlamlı ve aktif bir sosyal politikanın ve özürlü dostu istihdam politikasının inşasıyla mümkündür.

Bunun için emek piyasasındaki özürlü işgücüne dönük olarak arz ve talep münasebetlerini, hem sayıca hem de nitelik açısından değişik yöntemlerle ve tedbirlerle dengeli bir biçimde düzenleyen aktif istihdam politikalarına ihtiyaç vardır. Bu bağlamda aktif istihdam politikaları çerçevesinde özürlü işgücü için yoğun ve yeni teknolojileri dikkate alan (yeniden) meslekî eğitim ve rehabilitasyon programları, sosyal sigortalar prim oranlarının yanında vergi oranlarının aşağıya doğru çekilmesi veya esnek çalışma imkanları aracılığı ile istihdamı arttırıcı uygulamalara daha çok müracaat edilebilir.

Sosyal devlet anlayışının bir yansıması olarak, günümüzde genelde işsizlik, özelde özürlü işsizlikle mücadele, devletin görevi kapsamına girmektedir. Bu çerçevede özürlü işgücü istihdamını sağlama sorumluluğunu taşıyan hükümetlerin atması gereken ilk ve en önemli adım, özürlü dostu aktif istihdam stratejileri ve politikaları oluşturmaktır. Özürlülerin çalışabilirliği (maddî bağımsızlığı) ile ilgili en temel ihtiyaçları ve bununla birlikte beklentileri arasında genelde meslek ve iş edinmeleri gelmektedir. Hükümetin özürlüler alanındaki bazı eksikliklerini samimi bir uslupla sık sık dile getiren ve-fakat özürlülerin sosyal-refahı için bu özürlüler şurasına da katkı sağlamak düşüncesiyle katılan özürlü uzmanı Prof. Dr. Ali Seyyar'ın özürlü dostu aktif özürlüler istihdam politikaları çalışmalarından yararlanmakta fayda vardır.

Özürlü işgücünün çalışma ve istihdamına yönelik temel doğruları yansıtan ana ilkeler bilinmeden ve belirlenmeden oluşturulacak istihdam politikalarının etkin olabilmesi ve sosyal fayda sağlayabilmesi pek mümkün değildir. Onun için, özürlü dostu aktif istihdam politikalarının temel ilkelerinin belirlenmesi önemli ve zaruridir. Temel hedef, özürlü işgücünün girişime başlamalarını ve sürdürebilmelerini sağlayacak kolaylıkların hayata geçirilmesi olmalıdır. Özürlü dostu yeni girişim politikalarıyla girişimcilikle ilgili eğitim verecek kuruluşlar, sendikalar ve özel sektör arasında işbirliği sağlanmalıdır.

IV. Özürlüler Şurasında, birçok STK temsilcisi, özürlülerin istihdam edilebilirliğini sağlamak maksadıyla hazırlıklı olarak gelmiş, görüş ve önerilerini ilgili kurullarda demokratik bir ortamda masaya yatırmış ve bu yönde kararların alınmasında başarılı olabilmişlerdir. Bunun yanında, bir federasyon başkanı olmanın gururu ve ayrıcalığıyla görüşlerini ilgili komisyonlarda dile getirmek yerine provokatif bir biçimde tahrip ve tahrik edici eylemlere de sahne olmuştur. Sonuç olarak, Şura’da; sosyal ve vicdani bir sorumluluğun gereği olarak sorunun çözümüne dönük ciddi bilimsel ve uygulanabilir eylem planları hazırlamıştır. Özürlüler Şurası'nın alacağı kararların, ivedilikle hayata geçirilmesini ve özürlülerin müreffeh bir Türkiye'de saadet içinde yaşamaları için bu tespitlere kulak vermek gerekir. Şayet yetkililer duyma özürlü değilse...

 

Kaynak: Milli Gazete; 20.11.2009.