SOSYAL BAKIM
UYGULAMALARINDA UZMAN BAKICILARIN ROLÜ VE ÖNEMİ
Sosyal bakım
uygulamalarında kaliteli hizmet ilkesi ve anlayışı, bunun eğitimini
almış ehil (profesyonel) bakıcı personel ile ancak
gerçekleştirilebilmektedir. Kalite ve buna bağlı olarak etkinlik
(tedbirlerin ve uygulamaların başarılı bir şekilde ifa edilmesi) ve
verimlilik (girdi ile çıktı, yani bakım hizmetleri uygulamaları ile elde
edilen sonuç arasındaki oran) hedeflerinin gerçekleştirilmesi
isteniyorsa, aile bireylerinden oluşan amatör bakıcıların veya aday
bakıcıların sosyal hizmetlerde geçerli olan meslekî ve pedagojik
esaslara göre eğitilmeleri şarttır.
Daha çok bu maksatlar
için kurulmuş olan bakım okullarında yetiştirilen uzman bakıcılar,
değişik derecelerde bakıma muhtaç olan yaşlı, özürlü ve(ya) (kronik)
hastaların sosyal bakımını bir bütünsellik içinde ve-fakat kişilerin
şahsî ihtiyaçlarına göre tıp, sosyal hizmetler, hemşirelik, gerontoloji,
geriatri gibi bakım hizmetleri ile yakından ilgili olan bilimsel
alanlarda geçerli olan en son bilgi ve tecrübeler çerçevesinde aktif
bakım hizmetleri sunabilen elemanlardır.
Meslekî eğitim
döneminde bakıcı elemanlara aşağıdaki temel bilgi ve tecrübeler
aktarılmaktadır:
·
Bakıma muhtaç
kişiyi, sosyal çevresi ile birlikte bir bütünlük içinde değerlendirmek.
·
Kişinin
bireysel ihtiyaçları merkezinde bakıma yönelik uygun tedbirleri ve
uygulamaları tespit etmek ve bakım pl3anını bu istikamette hazırlamak.
·
Kişinin
bağımsızlığını tespit edici imkânlar çerçevesinde aktif (rehabilite
edici) bakım hizmetleri sunmak ve kişinin güç kaynaklarını
(potansiyellerini) gün ışığına çıkartmak.
Uzman bakıcı olarak
eğitim almak ve sosyal bakım sektöründe çalışmak isteyen adaylarda
özellikle aşağıdaki şartlar aranmaktadır.
·
İnsan sevgisi
ve hoşgörü (Sevgi ve sevmeyi bilmeyenlerin sosyal bakım hizmetlerinde
etkin rol almaları mümkün değildir).
·
Sosyal
fedakârlık.
·
Etkin iletişim
ve sosyal diyalog becerisi.
·
Empatik ve
duygusal yaklaşım.
·
Sabır ve
psikolojik yönden strese dayanırlık.
·
İnanç, azim ve
gayret.
Meslek yüksek
okullarında sosyal bakım eğitimini almış veya bakıcılık kurslarını
başarılı olarak bitirmiş elemanlar [sosyal bakım uzmanı (uzman bakıcı)
veya yardımcı bakıcı eleman], bakım hizmetleri ile ilgili aşağıdaki
görevleri profesyonelce ifa etme yeteneğini gösterebilmelidirler:
·
Aktif bakım
hizmetleri çerçevesinde gerektiğinde hekimlerin tavsiyeleri
doğrultusunda tıbbî tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarında kişiye
sosyal-tıbbî bakım desteği sağlayabilmelidir.
·
Aktif bakım
hizmetlerinde toplam kalite anlayışını gerçekleştirebilmek için, başta
sosyal hizmetler olmak üzere diğer bilim dallarının uygulamalarından da
yararlanabilmelidir (Örn. sosyal güvenlik, tıp, sosyal psikoloji, sağlık
psikolojisi, gerontoloji, geriatri, ilahiyat, beslenme, eczacılık vb.).
·
Bakıma muhtaç
kişinin bireysel özelliklerine ve bakıma muhtaçlığa yol açan faktörlere
göre (Örn. hastalık, sakatlık, yaşlılık), bakım plânı çerçevesinde
kişiye odaklı acil veya uzun dönemli tedbirler programı hazırlayabilmeli
ve bunları profesyonelce uygulayabilmelidir. Bir başka ifadeyle,
standart bakım modellerini, bakıma muhtaç kişinin özel durumuna göre
ayarlayabilmeli ve kişinin bireysel özelliklerine uygun bakım plânı
tasarlayabilmelidir.
·
Bakıma
muhtaçlara tanınan sosyal hakları ve bununla ilgili kanunî düzenlemeleri
(mevzuatı) bilmeli ve kişiye yardımcı olmak maksadıyla danışmanlık
hizmetleri verebilmelidir.
·
Bakıcı aile
fertlerini bakım plânına dâhil edebilmeli ve onlara fizikî-manevî destek
sağlayabilmelidir.
·
Plâna göre
uygulanan bakım hizmetlerinin etkisini değerlendirebilmeli ve
gerektiğinde plânı, yeni şartlara göre revize edebilmelidir.
Beşerî münasebetler
açısından uzman bakıcıların kişisel özellikleri de sosyal boyutlu olarak
gelişmiş olması gerekmektedir. Uzman bakıcılardan beklenen, sosyal
ilişkilerde daha insanî, daha yapıcı ve daha kucaklayıcı olmalarıdır.
Teknik ve yöntem olarak bakım uzmanlığının yanında hoşgörü, bağışlama,
sabır, tevazu (alçak gönüllülük) ve şefkat gibi ahlâki tutum ve
davranışları içselleştiren sosyal bakım uzmanları, gerçek anlamda bakım
kalitesini sağlayabilirler. Etkin iletişim ve sosyal diyalog için şart
olan bazı ahlâkî meziyetlere gölge düşüren bakıcı personel, alanlarında
uzman dahî olsalar, farkında olsun olmasın, istesin istemesin, özlenen
bakım kalitesini bozmaya hizmet eder.
Netice itibariyle,
bakım standartlarını bilmek ve hatta uygulamak, bakım kalitesini
yakalamak açısından kendi başına yeterli değildir. Sosyal hayatta olduğu
gibi bakım hizmetlerinde de temel başarı kaynağı, meslekî bilginin
yanında samimiyet, dürüstlük, fedakârlık, azim, sabır ve muhtaç
insanlara karşı sosyal-vicdanî sorumluluk şuuru doğrultusunda içimizden
(gönlümüzden-kalbimizden) gelen acıma-merhamet duygusu ve bunun bir
tezahürü olan sevgi-şefkattir. Aşağıdaki örnekler de, bu niteliklere
sahip olan uzman bakıcılara yöneliktir:
·
Uzman
bakıcılar, uygun yaklaşım tarzları geliştirerek, bakıma muhtaç kişilerle
iletişim kurabilmeli ve bu diyalogu sürdürebilmelidir. Bakıcı, bunu
yaparken, kendi imkânlarını ve psikolojik sınırlarını da zorlamaması
gerekmektedir.
·
Vakarlı,
haysiyetli, ciddî, etkili ve-fakat samimî ve güler yüzlü bir şekilde
bakım hizmetleri sunmak sûretiyle, bakıma muhtaç kişileri ve aile
bireylerini azamî derecede hoşnut ve memnun edebilmelidir. Bir başka
ifadeyle, rasyonel ve ekonomik etkinlik kriterleri ile insanî atmosfer
dengesini isabetli bir biçimde belirleyebilmelidirler.
·
Tahammül ve
anlayış gösterme bakımından üstün nitelikler taşımalı ve bakıma muhtaç
kişilerin tercih, inanç ve kültür dünyalarıyla asla çelişmemeli ve
gerilim kaynağına dönüşen tutum ve davranışlardan azamî derecede
sakınmalıdır.
Çoğu zaman aile
bireylerinden oluşan amatör bakıcılar ile profesyonel (meslekî) anlamda
eğitim alan (uzman) bakıcılar arasındaki bazı önemli farklılıklar
bulunmaktadır.
Amatör bakıcılarda
görülen temel özellikler ve(ya) vasıflar şunlardır:
·
Bakıcı ve
bakıma muhtaç kişi arasında akrabalık, komşuluk veya dostluk bağı
vardır.
·
Bakım bilgisi,
şahsî tecrübeye dayanmaktadır. Eğitim almış olsa dahî, genelde kurs
şeklindedir ve çoğu zaman bakıma muhtaç kişinin spesifik özelliklerine
yöneliktir.
·
Gönüllüdür;
Ücret almaz, alsa dahî cüzidir.
·
Bakım
görevlerini, büyük duyarlılıkla ve sorumlulukla üstlenirler.
·
Bakıcı ile
bakılan arasında şahsî ilişkilerden veya hukuktan dolayı duygusal
boyutlar alınmalar, üzülmeler, kırılmalar) yoğun olabilmektedir.
Kıyaslayabilmek
açısından uzman bakıcılarda görülen temel özellikleri ve(ya) vasıfları
şu şekilde sıralayabiliriz:
·
Bakıcı ile
kişi arasında sadece insanî bir bağ vardır.
·
Bakıma muhtaç
kişilerin karmaşık psiko-sosyal ve tıbbî sorunlarına uygun bakım
modelleri, plânları çerçevesinde genel (standart) ve bireysel anlamda
profesyonel bakım uygulayabilirler.
·
Hizmetlerini,
meslek olarak icra ederler. Ücretlerini, kişiden, ailesinden veya bakım
giderlerini üstelenen sosyal güvenlik kurumundan alırlar. Serbest meslek
erbabı ya da herhangi bir kurumda (bakım merkezinde-hastanede) bağımlı
işgücü olarak çalışabilir.
·
Bakım
görevlerini, sosyal duyarlılık ve sorumluluk içinde toplumsal değerlere
ve meslekî etik kurallarına bağlı kalarak, ihtiyaç durumlarında
gerektiği kadar bilinçli ve ustaca yerine getirirler.
·
Kişiye saygı,
empati ve sevgide kusur gösterilmez ancak, karşılıklı psikolojik
bağımlılığı önlemek, kaliteli hizmet verebilmek ve mesleklerini ifa
edebilmek için, duygu yönden nötr davranmak durumundadırlar.
Tıbbî
Rehabilitasyon Süreçlerinde Sosyal Bakım Uzmanlarının Görevleri
Modern tıbbî
rehabilitasyon, tıbbî-bedensel boyutunun dışında kişisel ve toplumsal
unsurları da dikkate alan veya ihtiva eden birden fazla yönü olan bir
rehabilitasyon türüdür. Özellikle kişinin sosyal hayata katılımını, bir
başka ifadeyle sosyal rehabilitasyonunu sağlamak açısından, sosyal
hizmetler uzmanlarına veya bu fonksiyonu da taşıyabilen sosyal bakım
elemanlarına da büyük görevler düşmektedir.
Beden yapısı ve
fonksiyonu (Bedensel ve Fonksiyonel Yapı) boyutu kapsamında veya
aşamasında kişiye uygun teşhis yöntemleri ile kişinin yapısal ve
fonksiyonel yapısındaki muhtemel müspet değişimler tespit edildikten
sonra kişiye uygun tıbbî tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri
uygulanmaktadır. Aktivite boyutu alanında veya aşamasında ise kişinin,
mevcut şartlar çerçevesinde hedefe (sağlığa) ulaşmasını sağlayabilen
karmaşık fizikî beceri ve eylemleri belirlenmekte ve buna göre
geliştirilmiş tıbbî rehabilitasyon programları uygulanmaktadır.
Halbuki katılım
aşamasında, kronik hastalıkların ve sakatlıkların kişinin aile, okul,
meslek ve toplum hayatına nasıl ve hangi ölçüde etkilediği tespit
edilmekte ve buna göre sosyal hizmetler ekseninde psiko-sosyal
rehabilitasyon programları uygulanmaktadır. Kişinin sosyal hayata
katılımını engelleyen veya kolaylaştıranlar ise “Karmaşık Faktörlerdir”.
Burada da kişinin şahsî-psikolojik özelliklerinden yola çıkarak, içinde
bulunduğu hayat şartları ve sosyal çevresinin belirlenmesi
gerekmektedir.
Bir başka ifadeyle
karmaşık faktörler, hastanın hangi sosyal ortamda yaşadığını ve sosyal
çevrenin, ortaya çıkan hastalıkların karşısındaki nasıl bir tutum ve
davranış sergilediğini göstermektedir. Bu karmaşık ortamda hastalığın
gidişatını frenleyen olumlu şahsî veya sosyal faktörler ortaya çıkacağı
gibi, hastalığın daha da kötüye gitmesini sağlayan olumsuz faktörler de
etkin olabilmektedir.
Bundan dolayıdır ki, sağlık psikolojisi ve sosyal hizmetler alanında
tıbbî rehabilitasyona tâbi tutulan kişilere psiko-sosyal nitelikte
hizmetlerin de verilmesi gerekmektedir. Sosyal bakım uzmanları
tarafından sunulan bu hizmetleri üç kısma ayırmak mümkündür:
a) Tıbbî
Rehabilitasyon Öncesi
Tıbbî rehabilitasyon
programlarının etkinliği açısından önemli bir konuma sahip olan sosyal
bakım uzmanları, bu öneme binaen, ICF modeline göre de Rehabilitasyon
Ekibinde yer almaktadır.
Rehabilitasyon ekibi, rehabilitasyon programlarını, bütüncül, koordineli
ve inter-disipliner bir anlayışla yürütmekle görevli, genelde değişik
tıp, sosyal ve rehabilitasyon alanlarından oluşan uzman bir ekiptir. Bir
çok farklı disiplinden oluşan ekip, hastanın-özürlünün tıbbî
rehabilitasyonuna yönelik bir karar aldıktan sonra optimal bir sonuç
elde edebilmek için, kişiye en uygun bir rehabilitasyon programını
uygulamaktadır.
Ekibin,
rehabilitasyon kararında tıbbî anlamda sağlık sorununun tespiti ve
inter-disipliner anlamda tıbbî rehabilitasyonun genel objektif kriterler
açsından etkili olup olmayacağı konusunda kişinin rehabilite
edilebilirliği çok önemli bir faktördür. Ancak, kişinin rehabilite
edilebilirliği, sadece tıbbî-organik-biyolojik boyutu ile ele alınması,
rehabilitasyon hedefleri açısından yeterli değildir. Başta psiko-sosyal
boyutuyla kişisel özellikler olmak üzere bütün karmaşık faktörler içinde
zikredilen unsurlar, önemli derecede kişinin rehabilite edilebilirliğini
etkilemektedir.
Dolayısıyla, tıbbî
anlamda kişinin rehabilite edilebilirliği şansını yükseltebilmek için,
sosyal bakım uzmanlarına özellikle ilk aşamada büyük görevler
düşmektedir. Tıbbî rehabilitasyon hizmetlerinin etkili, ekonomik ve
başarılı bir şekilde yürütülebilmesi, kişinin rehabilite
edilebilirliğine ve rehabilitasyon süreçlerine aktif katılımına bağlı
olduğunu unutmamak gerekir. Diğer taraftan, tıbbî boyutuyla kişinin eski
sağlığına kavuşması ilk tetkiklerde mümkün görünmemesi durumunda da
kişinin psiko-sosyal (manevî) yönden desteklenmesi kaçınılmazdır.
b) Tıbbî
Rehabilitasyon Uygulamaları Boyunca
Bedendeki organik bir
sorundan dolayı hastalanan veya sakatlanan kişiye uygulanmakta olan
tıbbî rehabilitasyon programları sürecinde kişiye motivasyon sağlayacak
manevî telkin (psiko-sosyal rehabilitasyon) hizmetleri sunulması
gerekmektedir. Sosyal bakım uzmanı, bu süreçte tıbbî rehabilitasyon
programlarının etkinliklerini artırıcı bir rol üstlenmektedir.
Hasta ile ilgilenen
sosyal bakım uzmanın görevi, kişinin şahsî özelliklerine ve
ihtiyaçlarına uygun bir sosyal ortamı hazırlamak ve sağlığına yeniden
kavuşmasını hızlandırmaktır. Sosyal bakım uzmanı, hastanın kişisel, bio-psikolojik
(fıtrî) yapısını dikkate almak sûretiyle hastanın, mümkün mertebe
beklentilerine paralel bir biçimde hayat kalitesini artıran optimal bir
sosyal ortamın ve uyumun sağlanmasına yönelik tedbirleri almaktadır.
c) Tıbbî
Rehabilitasyon Sonrasında
Başarısız veya
kısmen başarılı bir tıbbî rehabilitasyon programının sonunda kişide
görülen hastalık davranışını veya yakınmalarını (şikayetlerini), tıbbî
yönden önlemek veya ortadan kaldırmak mümkün görünmese de psiko-sosyal
(manevî) yönden teskin ve teselli edici rehabilitasyon hizmetlerinin
sunulması gerekmektedir, ta ki kişide sabır ve hatta şükür halleri
ortaya çıkabilsin ve hastalığına-sakatlığına rağmen kendisi ve
Yaratıcısı ile barışık ve dolayısıyla mutlu olabilsin. (Batı’da) bu
görevi genelde SOSYAL İLAHİYATÇI (hem sosyal bakım uzmanı, hem de
ilahiyatçı kimliğini birlikte taşıyan görevli) üstlenmektedir.
Rehabilitasyon
programlarının kalıcı etkinliğini sürdürebilmek için, özellikle psiko-sosyal
rehabilitasyon uygulamalarının mümkün mertebe uzun süre devan etmesi
gerekmektedir. Bu çerçevede özellikle yaşlı hastaların sosyal
münasebetlerde yeterli seviyeye ulaşabilmesi için, kişinin
sosyal-pedagojik eğitimine yardımcı olunmalıdır. Günlük yaşam
aktivitelerinde bağımsız hâle gelmenin ötesinde psiko-sosyal yönden
yeterli seviyeye ulaşan hasta, rehabilite edilmiş sayılmaktadır.
Hastanın, psiko-sosyal yönden yeterli hâle gelebilmesi, genelde sosyal
psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve(ya) uzman bakıcının gayretli
çalışmalarına bağlı olmaktadır.
Kaynaklar:
Aktaş, Süleyman; “Geriyatrik Rehabilitasyon”; Ed: Oğuz, Hasan; Tıbbî
Rehabilitasyon; Nobel Kitabevi; Ankara; 1995.
Seyyar, Ali;
Teorik ve Pratik
Boyutuyla SOSYAL BAKIM, SHÇEK Yayınları;
Ankara; 2005.
Uzman hekimlerin yanında rehabilitasyon ekibinin içinde şu
elemanların bulunmasında fayda vardır: Rehabilitasyon hemşiresi;
İş uğraşı terapisti; Meslek Danışmanı; Fizyoterapist;
Diyetisyen; Ekzersiz Uzmanı; (Sosyal) Psikolog. ve(ya) Sosyal
Hizmet Uzmanı (Özellikle ölümcül hastalıklarda: Sosyal
İlahiyatçı); Özürlülük durumuna göre: Konuşma terapisti; Ortez/Protez
teknisyeni; Yaşlı hastalarda ayrıca Gerontolog ve Geriatrist;
Gerekirse Hasta Yakınları. Bkz.: Çeliker, Reyhan ve Gökçe
Kutsal, Yeşim; “Kanser Rehabilitasyonu”; in: Oğuz, Hasan; Tıbbî
Rehabilitasyon; Nobel Kitabevi; Ankara; 1995; s.760.