aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

Türkçe-İngilize-Almanca Açıklamalı
<<<SOSYAL SÖZLÜK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Radikalizm (Köktencilik): [Radicalism // Radikalismus]: Latince bir kelime olup, "Kök" anlamını gelir. Bu akımı temsil edenlere de, radikal denmektedir.

Rahatlama: (Bkz. Gevşeme)

Rant: [Rent; Income // Einkünfte; Mietseinnahmen; Rente]: Kendisinden yararlanma karşılığında herhangi bir üretim faktörüne; maddî ya da mânevî, menkul veya gayrimenkul bir değere ödenen bedel.

Rantibilite: [Rantability // Rentabilitaet]: Bir firma veya bir plasman konusunun, yatırılmış sermayeye gelir sağlayabilme olanağı. Belirli bir süre içinde kullanılan sermaye ile aynı süre içinde elde edilen net kar arasındaki oran.

Rantiye: (Bkz. Rant).

Rantiyeci (Rant Oluşturan) Devlet: [State that produces profit-advantage // Staat, der Gewinn-Vorteile verursacht]: Ekonomiye ya yoğun müdahalelerde bulunduğu, ya da iktisadî hayatta bizzat aktif rol aldığı için, bazı menfaat gruplarına rant sağlayan bir devlet tipidir.

Rasyonalizm (Akılcılık): [Rationality // Rationalitaet]: Bilgilerin doğruluğunu sadece akıl ölçüsüyle kabul eden doktrin. // Bilgilerin genellikle akla dayalı olduğunu savunan felsefi görüş. // İnsanın kendisini mantığa uygun fakat tamamıyla doğru olmayan sebeplerle savunması.

Realizm (Gerçekçilik): [Realism // Realismus]: Gerçeğin-hakikatin, akıl ve idrakten bağımsız olarak var olduğunu savunan felsefi-teorik görüş.

Reâyâ: [Be subject to a person or a state // Untertanen; Dem Staat ergebenes Volk]: Bir kimsenin (Hükümdar-Padişah) emri altında bulunan veya bir devlet idaresinin gözetimi ve sorumluluğu altında bulunan halk.

Reel Gelir: [Real income // Reallohn]: Nominal gelirin enflasyondan arındırılmış şekli. // Gelirin belirli bir dönemdeki satın alma gücü.

Reel Ücret: (Bkz. Ücret Türleri).

Refah (Ekonomisi) İktisadı: [Welfare economics // Wohlfahrtsökonomie]: İktisat politikalarının toplum refahı üzerindeki olumlu-olumsuz tesirlerini inceleyen ve sosyal refahın artırılmasının yol ve tekniklerini inceleyen iktisat dalıdır.

Refah (Gönenç): [Welfare // Wohlfahrt; Wohlstand]: Bolluk ve maddî zenginlik. // Sosyal devlet ve refah devletlerin, asgarî seviyede de olsa, toplumun her kesimine götürmek istedikleri ve âdil bir biçimde sürekli olarak artırılmasını arzu ettikleri maddî güvence.

Refah Devleti (Sosyal Refah Devleti): [(Social) Welfare state // (Sozialer) Wohlfahrtsstaat]: Sosyal refahın ve sosyal adaletin optimizasyonu elde etmek maksadıyla, iktisadî ve sosyal hayata aktif ve kapsamlı bir biçimde müdahale eden sosyal devlet modelidir.

Refah Hizmetleri: (Bkz. Sosyal Refah Hizmetleri).

Refah Kriterleri: Bkz. Refah Ölçütleri).

Refah Ölçütleri (Sosyal Refah Ölçütleri-Kriterleri): [Welfare criteria // Wohlfahrtskriterien]: Bir iktisat politikasının uygulanmasının neticesinde sosyal refahı artırıp artırmadığının nasıl anlaşılabileceğine yönelik olarak geliştirilmiş olan kriterler.

Refah Politikası: (Bkz. Sosyal Siyaset).

Refah Toplumu: [Welfare society // Wohlfahrtsgesellschaft]: GSMH'nin yüksek olduğu ve hemen hemen herkesin, asgarî seviyede de olsa, sosyal güvence ve maddî zenginlik içinde yaşadığı, bir başka ifadeyle asgarî geçim düzeyini ve hayat kalitesini yakalamış sanayi toplumu. // Hayat standardı yüksek olan bir toplum.

Refleks: [Reflex // Reflex]: Hariçten gelen bir uyarım neticesinde irade dışı olarak ortaya çıkan bir sinir etkinliği.

Reform: [Reform // Reform]: Sosyal değişim için pratik, ancak alan ve etkinlik itibariyle, bir başka ifadeyle devrime kıyasla daha sınırlı bir sosyal program uygulaması.

Reformcu (Yenilikçi) Devlet: [Reformist state // Reformstaat]: Sosyal şartların değişmesi ile birlikte ortaya çıkan yeni sorunları, demokratik yollardan çözebilmek ve dış dünyadaki gelişmelere (küreselleşme, iktisadî bütünleşme vb) ayak uydurabilmek için yeni atılımları, sürekli gelişmeyi, değişimi ve reformları savunan modern bir devlet.

Reformcu Sosyalizm: (Bkz. Sosyalizm Türleri).

Rehabilitasyon Merkezi: [Rehabilitation center // Rehabilitationszentrum]: Bedenî, zihnî ve ruhî özürlü sebebiyle normal hayatın gereklerine uyamama durumunda olan kişilerin, fonksiyon kayıplarını gidermek ve toplum içinde kendi kendilerine yeterli olmalarını sağlayan beceriler kazandırmak veya bu becerileri kazanamayanlara devamlı bakmak üzere kurulan sosyal hizmet kuruluşudur..

Rehabilitasyon: [Rehabilitation // Rehabilitation]: Latince kökünden gelen “Rehabilitasyon” kelimesi “Re” (yeniden) ön takısından ve “Habilitasyon” (muktedirlik, kabiliyet, beceri) sözcüğünden ibarettir. Lâfzı olarak, Türkçe karşılığı “yeniden kabiliyet kazanma” veya “yeniden (eski) güce erişme” olabilir. Türk literatüründe, bunun tam Türkçe karşılığı verilmemekle birlikte bazen “Yeniden Yetenek ve Beceri Kazanma”, “Hayata Dönüş” gibi değişik tabirler kullanılmaktadır. // Bedenen, aklen veya ruhen sağlıklı olmayan kişilere yönelik yapılan tıbbî, meslekî ve psiko-sosyal hizmetlerdir. Hedef, en uygun araçlarla ve değişik yöntemlerle belirli işlevleri sınırlanan kişilere, bu işlevlerin yeniden kazandırılmasını ya da kişilerin bu işlevsel sınırlanma sebebiyle uğradıkları kayıpların giderilmesini sağlamaktır.

Rehberlik: [Guidance // Geleit; Führung]: Sosyal psikolojide rehberlik, problemli bir kişiye psikolojik danışma ve yardımda bulunmaktır. Buna göre rehberlik, toplum içinde yaşayış, evlilik ve aile hayatı, kişisel uyum gibi ferdin bütün hayat alanlarını kapsayan psiko-sosyal danışmanlık hizmetleridir.

Rejim: [Regime // Regime; Regierungsform]: Siyaset biliminde rejim, daimîlik arz eden idarî ve bürokratik düzenlemeler seti veya oyunun kurallarıdır. // Faaliyetleri idare eden sosyal kurumlar.

Rekabet Geliştirici (Destekleyici) Devlet: [State that supports competition // Wettbewerbsunterstüzender Staat]: Tekel (monopol) piyasasından ve iktisadî hayattan mümkün mertebe uzak kalmak isteyen, serbest piyasa şartlarını oluşturan, rekabet hukukunu geliştiren ve rekabetin etkin işlerliğini sağlayan devlet modelidir.

Rekabet Kurulu: [Competition watchdogs; Cartel Office; Anti-trust Division in Turkey // Wettbewerbskomission in der Türkei]: Serbest piyasanın sağlıklı bir biçimde işlemesini temin etmek ve tam rekabeti sınırlayıcı faaliyetleri izlemek maksadıyla devlet tarafından oluşturulan bir kuruldur.

Rekabet: [Competition // Wettbewerb]: "Rakaba" kökünden mastar ve isimdir. // Murâkabe, gözetme, bekleme, sansür, kontrol anlamlarına gelir....

Rekabetin Korunması: [Watch the competition // Wettbewerbshütung]: Türkiye'de anti-tröst ve anti-kartel hukuk düzeni olarak 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, 07.12.1994'de yürürlüğe girmiştir. Kanunun hedefi,...

Reklam Heyetidir: (Bkz. Tüketicinin Korunmasına Yönelik Organlar).

Reklam: [Advertising // Werbung]: Bir mamulü veya hizmeti müşteriye daha kolay satabilmek için, düşünüp geliştirilen bütün ikna edici mesajlar ve tanıtımlar.

Rençber: [Countryman // Bauer]: Osmanlı toplumunda "tarlada çalışan gündelikçi", "ırgat" veya bazen de "amele" yerine "niteliksiz (vasıfsız) işgücü" olarak kullanılmaktaydı. Halk dilinde bugün bile "çiftçi" için de kullanılır.

Resmî Araç (Makam Aracı): [Official car // Dienstwagen]: Devlet hizmetlerinde yüksek mevkilerde ve(ya) önemli görevlerde bulunan kişilere tahsis edilen makam veya ulaştırma aracı.

Resmî İdeoloji: [Official ideology // Offizielle Ideologie]: Devletin kabul ettiği herhangi bir ideolojik görüş.

Resmî İşsizlik: (Bkz. Kurumsal İşsizlik.).

Rıfk: [Softness; Gentleness; Indulgence // Sanftheit; Güte; Milde; Nachsicht]: Şiddet, kabalık ve sertliğin zıddı olan bu kelime, yumuşaklık, mülayimlik, yumuşak başlılık, nezâket ve yumuşak huyluluk mânâlarına gelen bir sosyal ahlâk terimidir. // Sosyal dayanışmanın bir ön şartı olan rıfk sâyesinde, insanlar, birbirlerine karşı yumuşak ve nazik davranır, kabalık ve sertlikten de kaçındıkları için, düşmanlığın yerine hoşgörü, dostluk ve kardeşlik tesis edilir.

Rızık: [One’s daily bread; Livelihood  // Taegliches Brot; Lebensunterhalt]: "Rezaka" fiilinden türemiş bir isimdir. Çoğulu "erzak" (rızklar) dır...

Risk (Tehlike): [Risk; Danger // Risiko; Gefahr]: Genellikle, bilmediğimiz bir zamanda şahsımızı veya mal varlığımızı maddi yönden tehdit eden, değişik derecelerde zarara yol açan bir hadisedir.

Risk Toplumu: [Risk society // Risikogesellschaft]: Sanayileşmenin ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte, iş kazaları, meslek hastalıkları, küresel ısınma ve nükleer tehdit gibi bir çok yeni riskin, sosyal hayatımızı ve tabiî çevremizi kuşattığını ileri süren bir görüş.

Ritualizm: [Ritualism // Ritualismus]: Dinî, millî veya mukaddes (kutsal) kabul edilen merasim, tören, âdet ve geleneklere aşırı derecede önem verme ve bunları vazgeçilmez kabul etme durumu.

Rituel (Kut Tören): [Ritual // Ritual; Ritus]: Dinî, ideolojik veya sosyal maksatlar için, her zaman ayni minval üzere ve benzer bir şekilde periyodik olarak veya belirli dönemlerde tertiplenen törenler-merasimler-ayinler-toplantılar-kutlamalar.

Riya (İki Yüzlülük): [Hypocrisy; Two facedness // Heuchelei; Scheinheiligkeit; Hinterhaeltigkeit]: Fazilet ve ahlâk dışı bir davranış biçimi olan riya, , söz ve davranışlarda, genelde insanların beğenisini, takdirini kazanmak veya dünyevî-maddî bir şeyler elde etmek maksadıyla yapılan sahtelik veya sunî (yapay) gösteriştir.

Riyakâr (İki Yüzlü): [Hypocrite // Heuchler; Scheinheiliger]: Tutum ve davranışlarında bilinçli olarak gösterişe yer veren kişi.

Riyazet: [Ascetism // Askese]: İçimizdeki nefsanî-kötü duyguları, Ego'yu bastırmak, çirkin emellere karşı koymak, gelip geçici, faydası olamayan dünyevî zevklerden kaçınmak ve doğru yolu bulabilmek, saadet içinde yaşayabilmek için, yapılan mânevî-ahlâkî mücadele.

Rohrschach Test: (Bkz. Şahsiyet Testlerinin Çeşitleri).

Rol Alma: [Taking a role // Rollenübernahme]: Kendini, başka birisinin konumunda olduğunu düşünerek-zannederek-kabul ederek, buna göre tavır koyması ve bu çizgide hareket etmesidir.

Rol Beklentileri: [Role expectation // Rollenerwartung]: Toplumun, bir insandan beklentileri. // Ferdin ideal rol davranışıdır.

Rol Çatışması: [Role conflict // Rollenkonflikt]: Üzerinde farklı statüler (örn. okulda öğretmen, evde baba veya anne, toplumda vatandaş, mahallede komşu, bakkalda müşteri) taşımak durumunda olan bir insanın, statü gereği davranışlarını birbirine karıştırması veya bir rolden diğerine geçişte güçlüklerle karşılaşmasıdır.

Rol Esnekliği: [Role flexibility // Rollenflexibilitaet]: Kişinin, gerektiğinde ve ihtiyaç duyulduğunda bir rolden, başka bir role geçiş yapmasında gösterdiği kabiliyet.

Rol Gerginliği: [Role tension // Rollenstress]: Kişinin, kendinden beklenen bir rolü yerine getirme esnasında, karşılaştığı dahilî (psikolojik) ve haricî (engelleyici-sosyal) güçlükler.

Rol Teorisi: [Role theory // Rollentheorie]: “Sosyal Hayattan Kopma Teorisi” ve “Aktivite Teorisi”nin temelini oluşturan rol teorisi, Cottrel tarafından 1940’lı yıllarda formüle edilmiştir. Cottrel, yaşlanan insanın toplum içinde varlığını uyumlu bir şekilde sürdürebilmesini, hayatı boyunca insanların farklı ortamlarda farklı sosyal roller üstlenmesi ile açıklamaktadır.

Rol: [Role // Rolle]: Sinema filmleri ve tiyatro sahnelerinde, artistlerin senaryo gereği oynadığı oyun.

Röportaj: (Bkz. Görüşme).

Ruh (Can; Öz; Nefes): [Soul; mind // Seele; Geist]: İnsana hayat veren, insanı, düşünen, anlayan, idrak eden bir şahıs haline getiren, maddî olamayan, ezelî ve ebedî yönü olan, ölümsüz nuranî bir varlık, latif bir cisim veya cevherdir.

Rüşt Yaşı: [Full age; Majority // Volljaehrigkeitsalter]: Çocuğun reşit olduğu, yani doğuşundan itibaren sahip olup da kullanmadığı medenî haklarını kullanabileceği yaş haddi.

Rüştiye: [Ottoman middle (junior high) school // Osmanische Mittelschule]: Osmanlı Devletinde 1839'dan sonra kurulan, ilk öğretimden daha üst düzeyde eğitim veren okul.

Rüşvet: [Bribery ; Corruption // Bestechung; Schmiergeld; Verdorbenheit]: Kelime anlamıyla rüşvet, "hakka batıl, batıla hak dedirtmek"; "haklıyı haksız, haksızı haklı çıkartmak için verilen para veya para yerine geçecek başka şeyler"; "görevlerinin, elindeki imkânlarla para veya mal karşılığında kötüye kullanılması" mânâlarına gelmektedir.

Rüya Tâbiri (Düş Analizi): [Dream analysis // Traumanalyse]: Kişinin hissî-ruhî problemlerinin şuur altı kaynaklarını anlamak için, bir psikolog veya rüya tâbircisi aracılığı ile özellikle karışık rüyaların muhtevasının izahı ve yorumudur.

Google

İnternetten Online Sipariş Vermek İçin Tıklayın