aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

Türkçe-İngilize-Almanca Açıklamalı
<<<SOSYAL SÖZLÜK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Obsesif-Kompulsif Kişi: [Obsessive-compulsive person // Obsessiv-kompulsive Person]: Genellikle akılcı düşüncelerden ve fonksiyonel zihnî özelliklerden mahrum (yoksun) olan insandır. Bu mahrumiyet (yoksunluk), kişilerde, uyumsuz duygulara, davranışlara ve fizyolojik tepkilere yol açmaktadır.

Okul (Mektep): [School // Schule]: Toplumda çocuklara ve genç nesillere öğretilecek şeylerin, düzenli ve etkili bir şekilde yetkili ve ehil kimselerce verilmesi maksadıyla ortaya çıkan eğitim ve öğretim kurumudur.

Okuma Yazma Oranı: [Percentage of people who can read and write //  Prozentualer Anteil derer, die Lesen-und Schreiben können]: Bir toplum içinde okuma yazma bilenlerin oranı.

Olağanüstü Karşılıklar: (Bkz. Ayrılan Karşılıklar).

Olgu (Vak’a): [Fact; Event // Tatsache; Faktum]: Kainatta ve tabiatta olup biten her şeydir. (Geniş mânâda olgu. Örn.: Güneşin ve yıldızların parlaması; Köpeklerin yürüyüşü; Ağaçların renkleri; Elektronların atom çekirdeği çevresinde ahenkli bir şekilde dönmeleri).

Oligarşi: [Oligarchy // Oligarchie]: Azınlığın iktidarı veya hakimiyeti.

Ontoloji: [Ontology // Ontologie; Lehre vom Seienden]: Varlıkla uğraşan felsefî doktrin.

Onur: (Bkz. Şeref).

Optimal İmkanlar İlkesi: (Bkz. Fırsat Eşitliği).

Optimist İnsan: (Bkz. Optimizm).

Optimist Sosyalizm: (Bkz. Sosyalizm Türleri).

Optimist Yaklaşım: (Bkz. Optimizm).

Optimizm (İyimserlik; Nikbinlik): [Optimism // Optimismus]: Hayatta iyiliğin, kötülüğe er geç gâlip geleceğini savunan dünya görüşüdür. // Her şeyin iyi, güzel ve hayırlı tarafını görebilme sanatı-ustalığı.

Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK): [Additional social security institution for employee in Turkish army // Ergaenzende Sozialversicherungsanstalt für Türkische Berufssoldaten]: 03.01.1961 tarih ve 205 sayılı Kanunla,....

Ortalama Ömür (Ortalama Hayat Süresi; Yaşam Beklentisi): [Average Life-span; Average life expectancy // Durchschnittliche Lebenserwartung]: Bir kişinin bulunduğu yaştan sonra daha kaç yıl yaşayacağını tahmin ettirebilen bir sayıdır. // Bir toplumda, insanların hayatta ortalama olarak yaşadıkları yıl....

Ortaoyunu (Meddâhlık; Tuluat): [Eulogy show in Ottoman cultur and entertainment life // Lobrednervorstellung im Osmanischen Kultur-und Vergnügungsleben]: Kültür tarihimizde eskiden halkı eğlendirmek ve güldürmek maksadıyla tertiplenen taklidî bir halk tiyatrosudur.

Oryantalizm (Doğu Bilimi; Şarkiyatçılık): [Oriental science // Orientalistik; Orientkunde]: Doğu araştırmaları anlamına gelen oryantalizm, ilk defa rahiplerin ve daha sonra Hıristiyan bilim adamlarının, Doğu ülkelerinin tarihi, edebiyatı, kültürü, medeniyeti, buralarda yaşayanların örf ve adetleri, gelenek ve görenekleri, dini, sosyal ve etnik yapısı ve çeşitli doğu dillerini araştırmaya yönelik oluşturdukları bilim dalıdır.

Osmanlı Amele Cemiyeti: [Ottoman labor association // Osmanische Arbeitervereinigung]: Harbiye Nezaretine bağlı, İstanbul Tophane fabrikalarında çalışan 4 binden fazla işçinin, 1894'de gizlice kurduğu bir işçi örgütü....

Osmanlı Esnaf Sistemi: [The system of Ottoman craftsman // Das System der Osmanischen Handwerker-Gewerbetreibender]: Osmanlı şehir ve kasabalarında, sanayiinin henüz istenilen ölçülerde gelişmediği dönemlerde, iktisadi ve ticari dinamizmini üstlenmiş olan Osmanlı esnafının, kendi bünyesinde hiyerarşik bir yapı içinde meydana getirdiği sosyo-ekonomik, ticari ve mesleki sistem.

Osmanlı Evleri: [Ottoman houses // Osmanische Haeuser]: Orta Asya merkezî mekân geleneğinin bir örneği olan çadırın, Anadolu ve Bizans mesken geleneklerinin etkisi ile ortaya çıkan konutlar.

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti: [Ottoman Red Crescent association // Osmanischer Halbmond-Verein]:  Milletlerarası Kızılhaç Birliğinin çalışmalarına paralel olarak 1868 yılında kurulmuş bir Osmanlı derneğidir. (Bkz. Kızılay).

Osmanlı İşçi Örgütleri: [Ottoman labor organizations // Osmanische Arbeiterorganizationen]: Osmanlı toplumunda, özellikle sanayileşme ile birlikte 19. yüzyılda ve 20. asrın başlarında, muhtaç işçilere yardım etmek maksadıyla kurulan işçi sendikaları veya daha fazla hayır cemiyetlerine andıran işçi dernekleri.

Osmanlı Polis Teşkilatı Nizamnâmesi: [Ottoman police law // Osmanisches Polizeigesetz]: 1845 tarihinde yürürlüğe giren ve bazı sosyal tarihçilere göre Osmanlı Devleti'nin ilk İş Kanunu.

Osmanlı Sosyal Güvenlik Sistemi: [Ottoman social security system // Osmanisches Soziales Sicherheitssystem]: Osmanlı devletinin, çoğu kez islami ve ahlaki değerlere, örf ve adetlere dayandırarak oluşturduğu sosyal güvenlik modeli.

Osmanlı Sosyalist Partisi: [Ottoman socialist party // Osmanische sozialistische Partei]: Osmanlı Devletinde 1910'da Hüseyin Hilmi tarafından kurulan siyasî bir parti. Partiyi kurduran ve perde arkasından idare eden kişi ise Baha Tevfik idi....

Osmanlı Şehirleri: [Ottoman cities // Osmanische Staedte]: Osmanlıların şehirleşme projesi, fetihlerle başlamıştır...

Osmanlı Terakki-i Sanayi Cemiyeti: (Bkz. Osmanlı Amele Cemiyeti).

Osmanlı Toplu İş Sözleşmesi: [Ottoman labor agreement // Osmanischer Tarifvertrag]: Osmanlı Devleti'nde işçi ve işverenler arasında sağlanan toplu iş sözleşmesidir...

Osmanlı Toplumu: [Ottoman society // Osmanisches Volk]: Osmanlı Devletinde yaşayan toplum....

Otomasyon: [Automation // Automation]: Muhasebe, istatistik, sanayi işlemlerinin tam serisini, insan eli deymeden bir tek programın denetiminde yapan bir makinenin ya da bir makine grubunun çalışması....

Otorite: [Authority // Autoritaet]: Başkalarını, etki altına alma gücüdür. // Bir kişi veya grubun, başka kişi veya gruplar üzerindeki meşru gücü....

Otoriter Devlet: (Bkz. Totaliter Devlet).

Otoriter Rejim: [Authoritarian regime // Autoritaeres Regime]: Despotizm (diktatörlük) ve demokrasi arasında kalmış idarî-siyasî yönden bir ara rejim...

Otoriter Şahsiyet: (Bkz. Şahsiyet Türleri).

Oyun: [Play // Spiel]: Kişinin, beden veya zihin gücünü kullanarak, sadece zevk almak, hoş vakit geçirmek, dinlenmek veya eğlenmek maksadıyla çoğu kez boş zamanlarında yaptığı aktiviteler. // Sportif ve eğitici bazı oyunların, psiko-sosyal faydaları vardır.

Ozan (Saz Şairi; Âşık): [Turkish popular poet-singer // Türkischer Volksdichter-saenger]: Şiirlerini sazın ahengiyle söyleyen halk şairine verilen ad...

Google

İnternetten Online Sipariş Vermek İçin Tıklayın