aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

Türkçe-İngilize-Almanca Açıklamalı
<<<SOSYAL SÖZLÜK

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nafaka: [Livelihood; Means of subsistence; Alimony // Kosten für den Lebensunterhalt; Haushaltunsgeld; Unterhaltszahlung für geschiedene Ehefrau]: Sözlükte çıkmak, gitmek, harcamak anlamlarına gelen nafaka, bir insanın çoluk çocuğuna sarf ettiği şeylerdir. // Nafaka vermeye infak denilir ve infak edilen şey, ev reisinin sağlamak mecburiyetinde olduğu yiyecek, giyecek, mesken ve benzeri şeylerdir. // İnfak malı, hayır yollarda harcamaktır.

Nakdî Haklar: [Financial rights // Finanzielle Rechte]: Eşya ya da mal cinsinden olmayıp da para biçiminde ileri sürülebilen haklardır.

Natüralizm: [Naturalism // Naturalismus]: Gerçekleri olduğu gibi yansıtmaya önem veren bir sanat dalı. // Natüralist anlayış, insanı tabiatın elinden çıkmış olduğu haliyle ele alır. Natüralist bir pedagoji, çocukları tabiî eğilimlerine bırakır, ne toplumun iyiliği, ne de onların kendi iyilikleri nâmına bir mücadele bulunur.

Nazar (Göz Değmesi): [The evil eye // Böser Blick; Böses-maliziöses Auge (Malocchio)]: Arapça asıllı olan bu kelime, orijinal anlamıyla göz, bakma, bakış, fikir, düşünme, mülahaza, niyet, dikkat, iltifat, teveccühtür. Türkçe'ye geçerken, kelimeye negatif bir mânâ yüklenmiş ve daha fazla "kem göz", "göz değmesi" şeklinde algılanmıştır.

Nefis (Nefs): [Human soul; Personality; Self; Desire; The flesh // Menschliche Seele; Körperliche Gelüste; Begierde; Selbst]: Kişi ve zât demek olan nefis, ruh ve bedenden oluşmuş ve benlik şuuruna sahip, bütün halindeki somut insan, beşerî kişilik ve insanın iç benliğidir.

Negatif Yaklaşım: (Bkz. Pesimizm).

Nekahet (Sahve): [Recovery // Wiedergenesung; Gesundung; Rekonvaleszent]: Nekahet, hastanın, hastalığından sonra tedricî olarak iyileşme dönemine işaret ederken, sahve, daha çok ayılma, ayıklık, aklı başında olma ve hastanın, kendinden geçme hâlinin sona ermesi veya his âlemine tekrar dönmesi anlamına gelir.

Nekahethâne: (Bkz. Tabhâne).

Nesiller Arası İhtilâf: [Conflict-disagreement-dispute between generations // Uneinigkeit-konflikt unter Generationen; Generationenstreit]: Bir yanda, anlaşılmadıklarından veya yaşlarına uygun düşmeyen bir disiplin içine alınmalarından şikayet eden gençler, diğer yanda, bu bağımsızlık girişimini kınayan ve kendilerine gösterilen saygısızlıktan müteessir olan ebeveynler ve yaşlı insanlar arasındaki sosyal anlaşmazlık, uyuşmazlık, mücadele ve çatışma.

Nevruz: [Old Turkish-Persian new jear celebration // Alt Türkisches-Persisches Neujahrsfest]: Yaygın olduğu şekliyle, Türklerin Ergenekon'dan çıkış günü olarak bilinen ve Türk dünyasında "Sultan Nevruz (Nevrız)", "Nevruz-ı Sultani", "Noruz", "Ergenekon Bayramı", "Çağan" adları ile kutlanan geleneksel bir "yılbaşı"dır.

Nihilizm (Hiççilik; Nemelâzımcılık; Yokçuluk; İnadiye): [Nihilism // Nihilismus]: Manevî değerleri, ilâhî dinleri kabul etmeyen, cevheri hiçbir realite olmadığını savunan ve her şeyi-değeri inkâr eden felsefî görüş.

Nimet: [Blessing; Benediction // Wohltat; Gottesgabe; Segen]: İnsanın kullanma iktidarına verilmiş maddî ve mânevî imkanların bütünüdür. // İlâhî lütfün ve rahmetin bir simgesi olarak, insanlığa sunulan hayat, sağlık, boş zaman, ihsan, mal, mülk, servet, içecek ve yiyecek türden her türlü şey.

Nisap: (Bkz. Zekat).

Nişan: [Engagement; Medal // Verlobung; Verdienstauszeichnung]: Evlilik öncesi sözlü olma devri.

Normal: [Normal // Normal]: “Normlara uyma hâli”, “normlara uygun (olarak)” anlamında normal kelimesi, sosyal hayatta daha çok standartlaşmış, geçerli, rutinleşmiş, toplum tarafından benimsenmiş-kabul edilmiş ve karakteristik olan şeyler için kullanılan bir terimdir.

Nusret: [The help of God // Gottes Hilfe]: Allah'ın, Rahman sıfatının bir tecellisi olarak bütün insanlara yönelik ihsanı, yardımı.

Nüfus Patlaması: [Population explosion // Bevölkerunsexlosion]: Ülke nüfusunda, genelde beklenmedik bir şekilde ve(ya) plân dışı gelişmelerin etkisiyle (ülkeye insanların göç etmesi gibi) ortaya çıkan ani ve hızlı artıştır.

Nüfus Plânlaması: [Population planning // Bevölkerungsplanung]: Nüfusu azaltmaya, çoğaltmaya veya aynı seviyede tutmaya yönelik plânlı programların bütünü..

Nüfus Politikası: (Bkz. Pro-Natalist Politikalar; Anti-Natalist Politikalar).

Nüfus Yoğunluğu: (Bkz. Nüfus).

Nüfus: [Population // Bevölkerung]: Bir şehir, bölge, ülke veya benzeri bir başka yerleşim biriminde yaşayan insan sayısı.

 

İnternetten Online Sipariş Vermek İçin Tıklayın

Google