Nafaka:
[Livelihood; Means of subsistence; Alimony
// Kosten für den Lebensunterhalt; Haushaltunsgeld; Unterhaltszahlung für
geschiedene Ehefrau]: Sözlükte çıkmak, gitmek, harcamak anlamlarına gelen
nafaka, bir insanın
çoluk çocuğuna sarf ettiği şeylerdir. // Nafaka vermeye infak
denilir ve infak edilen şey, ev reisinin sağlamak mecburiyetinde olduğu
yiyecek, giyecek, mesken ve benzeri şeylerdir. // İnfak malı,
hayır yollarda harcamaktır.
Nakdî Haklar:
[Financial rights // Finanzielle Rechte]:
Eşya ya da mal cinsinden olmayıp da
para biçiminde ileri sürülebilen haklardır.
Natüralizm:
[Naturalism // Naturalismus]: Gerçekleri
olduğu gibi yansıtmaya önem veren bir sanat dalı. // Natüralist
anlayış, insanı tabiatın elinden çıkmış olduğu haliyle ele alır.
Natüralist bir pedagoji, çocukları tabiî eğilimlerine
bırakır, ne toplumun iyiliği, ne de onların kendi iyilikleri
nâmına bir mücadele bulunur.
Nazar (Göz Değmesi):
[The evil eye // Böser Blick; Böses-maliziöses
Auge (Malocchio)]: Arapça asıllı olan
bu kelime, orijinal anlamıyla göz, bakma, bakış, fikir, düşünme, mülahaza,
niyet, dikkat, iltifat, teveccühtür. Türkçe'ye geçerken, kelimeye negatif
bir mânâ yüklenmiş ve daha fazla "kem göz", "göz değmesi"
şeklinde algılanmıştır.
Nefis (Nefs):
[Human soul; Personality; Self; Desire; The flesh // Menschliche Seele;
Körperliche Gelüste; Begierde; Selbst]: Kişi ve zât demek olan nefis,
ruh ve bedenden oluşmuş ve benlik şuuruna sahip, bütün
halindeki somut insan, beşerî kişilik ve insanın iç
benliğidir.
Negatif Yaklaşım:
(Bkz. Pesimizm).
Nekahet (Sahve):
[Recovery // Wiedergenesung; Gesundung; Rekonvaleszent]: Nekahet,
hastanın, hastalığından sonra tedricî olarak iyileşme dönemine işaret
ederken, sahve, daha çok ayılma, ayıklık, aklı başında olma ve
hastanın, kendinden geçme hâlinin sona ermesi veya his âlemine tekrar
dönmesi anlamına gelir.
Nekahethâne:
(Bkz. Tabhâne).
Nesiller Arası İhtilâf:
[Conflict-disagreement-dispute between generations // Uneinigkeit-konflikt
unter Generationen; Generationenstreit]: Bir yanda, anlaşılmadıklarından
veya yaşlarına uygun düşmeyen bir disiplin içine alınmalarından
şikayet eden gençler, diğer yanda, bu bağımsızlık girişimini kınayan
ve kendilerine gösterilen saygısızlıktan müteessir olan ebeveynler ve
yaşlı insanlar arasındaki sosyal anlaşmazlık, uyuşmazlık,
mücadele ve çatışma.
Nevruz:
[Old Turkish-Persian new jear celebration
// Alt Türkisches-Persisches Neujahrsfest]:
Yaygın olduğu şekliyle, Türklerin
Ergenekon'dan çıkış günü olarak bilinen ve Türk dünyasında "Sultan
Nevruz (Nevrız)", "Nevruz-ı Sultani", "Noruz", "Ergenekon Bayramı",
"Çağan" adları ile kutlanan geleneksel bir "yılbaşı"dır.
Nihilizm (Hiççilik; Nemelâzımcılık;
Yokçuluk; İnadiye): [Nihilism //
Nihilismus]: Manevî değerleri,
ilâhî dinleri kabul etmeyen, cevheri hiçbir realite olmadığını
savunan ve her şeyi-değeri inkâr eden felsefî görüş.
Nimet:
[Blessing; Benediction // Wohltat; Gottesgabe; Segen]: İnsanın
kullanma iktidarına verilmiş maddî ve mânevî imkanların bütünüdür. // İlâhî
lütfün ve rahmetin bir simgesi olarak, insanlığa sunulan
hayat, sağlık, boş zaman, ihsan, mal, mülk,
servet, içecek ve yiyecek türden her türlü şey.
Nisap:
(Bkz. Zekat).
Nişan:
[Engagement; Medal // Verlobung; Verdienstauszeichnung]: Evlilik
öncesi sözlü olma devri.
Normal:
[Normal // Normal]: “Normlara
uyma hâli”, “normlara uygun (olarak)” anlamında normal kelimesi,
sosyal hayatta
daha çok standartlaşmış, geçerli,
rutinleşmiş, toplum tarafından benimsenmiş-kabul edilmiş ve
karakteristik olan şeyler için kullanılan bir terimdir.
Nusret:
[The help of God // Gottes Hilfe]: Allah'ın,
Rahman sıfatının bir tecellisi olarak bütün insanlara yönelik
ihsanı, yardımı.
Nüfus Patlaması: [Population explosion // Bevölkerunsexlosion]: Ülke nüfusunda, genelde
beklenmedik bir şekilde ve(ya) plân dışı gelişmelerin etkisiyle (ülkeye
insanların göç etmesi gibi) ortaya çıkan ani ve hızlı artıştır.
Nüfus Plânlaması:
[Population planning
// Bevölkerungsplanung]: Nüfusu
azaltmaya,
çoğaltmaya veya aynı seviyede tutmaya yönelik plânlı programların bütünü..
Nüfus Politikası:
(Bkz. Pro-Natalist
Politikalar; Anti-Natalist Politikalar).
Nüfus Yoğunluğu:
(Bkz.
Nüfus).
Nüfus:
[Population // Bevölkerung]: Bir şehir,
bölge, ülke veya benzeri bir başka yerleşim biriminde yaşayan insan
sayısı.
İnternetten
Online Sipariş Vermek İçin Tıklayın |
|