|
Örgütsel Performans
Açısından
Öğle Uykusu Doç. Dr. Ali Seyyar
Sakarya Üniversitesi
İİBF-Öğretim Üyesi
Giriş
Gece uykusu, insan sağlığı için ne kadar önemli olduğu hususunda bilim
adamları arasında her hangi bir tereddüt yoktur. Ancak, uyku, sadece geceye
ait olan bir olgu olmadığı da, araştırmaların sonucunda ortaya çıkmıştır.
İnsan, günün her hangi zamanında değil, özellikle öğle vakitlerinde kendini
psikolojik olarak yorgun ve halsiz hissetmektedir. Bu durumda, insanın
çalışma şevki azalmakta ve performansı genelde düşmektedir. Enteresandır,
tam da bu vakitlerde insan, aşırı bir biçimde kısa bir uyuma ihtiyacı
duymaktadır. Eskilerin ifadesiyle “kaylûle”, yani gündüz vaktinde şekerleme,
batı dünyasında “siesta” veya “nap” olarak bilinmektedir.
Emekli yaşlıların ve çocukların yanında sanayi dışı toplumlarda ve kırsal
bölgelerde çalışan insanlar, kısa bir öğle uykusundan
yararlanabilmektedirler. Ancak, şehir hayatında ve sanayileşmiş bölgelerde
yaşayan insanların, bu ihtiyaçlarını giderebilmeleri, çalışma ve dinlenme
saatlerinin, çoğu kez üretim süreçlerine göre ayarlanmalarından dolayı, her
zaman kolay olmamaktadır. Modern çalışma hayatının kendine has şartları,
öğle vaktinde kısa bir şekerleme yapma imkânı çoğu zaman tanımamaktadır.
Şunu unutmamak gerekir: İnsanlar, netice itibariyle diğer canlı varlıklar
gibi, tabiatın ve kainatın vazgeçilmez bir parçası olarak, bilhassa
gece-gündüz gibi periodik değişimlerin etkisi altında kalan aciz
varlıklardır. Nitekim, kronoloji-biyoloji (Krono-biyoloji) ve davranış
bilimleri dallarında yeni bulgular elde eden psikyatristler, sosyal
psikologlar ve nörologlar, insanın hemen bütün fonksiyonlarının, sistemli
bir biçimde günün her saatinde değişime uğradığını belirtmektedirler. Henüz
mâhiyeti tam olarak bilinemeyen ve her insanın içinde var olduğu kabul
edilen bir "dahilî saat", organizmamızın, periyodik olarak tabiî değişime
adapte olmasını sağlamaktadır.
İnsanı, bir işgücü olarak çalışma hayatının dışında düşünmemiz mümkün
değildir. Bu durumda işletmelerin, çalışan personelinden en çok bekledikleri
çalışma azmi ve üstün performanstır.
Çalışma hayatında yeni güç ve motivasyon kaynaklarına ulaşabilmek, işyerinde
daha etkin ve verimli bir biçimde çalışabilmek için, öğle uykusunu tavsiye
etmek, bir çoğumuzun tuhafına gidebilir. Ancak, bu sahada yapılan ampirik
çalışmalar, öğle vaktinde uykuya dalan kişiler hakkındaki ön yargılarımızı
(işten kaytarma, tembellik vb). tashih edecek boyuttadır.
Öğlenlerin kısa bir süre için “şekerleme” yapan işçiler ve memurların,
zannedildiğinin aksine, uyumadan dinlenmek isteyenlere nazaran daha dinç
oldukları belirlenmiştir. Nitekim, günümüzde bir çok üst düzey devlet ve
bilim adamı, öyle uykusunu, alışkanlığın ötesinde bir hayat tarzı olarak
benimsemektedir. Johannes Brahms, Leonardo de Vinci, Thomas Edison ve Bill
Clinton gibi kendi sahalarında başarılı olan bir çok ünlü, günün belirli
vaktinde kısa bir şeklerme yapmıştır.
Bu makale, Almanya’da yapılan araştırmaların ışığı altında öğle uykusunun
çalışma hayatına sağladığı olumlu etkilerini incelemektedir.
1. Almanya’da Öğle Uykusu İle İlgili
Çalışmalar ve Çalışma Hayatına Yönelik Uygulamalar
Almanya'nın tanınmış araştırma şirketlerinden EMNİD'in yaptığı geniş
kapsamlı bir anket, çalışan insanların aslında öğle uykusuna meyilli
olduğunu göstermektedir. Buna göre, 14 ile 60 yaş grubuna mensup büro
çalışanlarının üçte birisi, işyerlerinde özellikle öğle vakitlerinde açıkça
veya gizlice kısa bir şekerleme yapmaktadır. 14-29 yaş grubuna mensup
kişilerdeki bu oran, % 41'dir.
Genelde bilinen bu gerçek, uyku araştırma merkezlerinin pek ilgi alanına
girmemekteydi. Çünkü, uyku araştırma merkezleri, daha çok tıbbî metotlarla
uyku rahatsızlıklarını araştıran ve tedavi yöntemleri geliştiren ihtisas
hastaneleridir. Bu hastanelerde genelde yataklı uyku deneme ve araştırma
lâboratuarları bulunmaktadır.
Almanya'nın değişik bölgelerinde açılan yaklaşık 200 uyku araştırma merkezi,
Almanya Uyku Araştırma ve Uyku Hekimliği Birliğinin (Deutsche Gesellschaft
für Schlafforschung und Schlafmedizin) denetimi altında faaliyet
göstermektedir. Bunlardan, Regensburg'da faaliyet gösteren ve Avrupa Uyku
Araştırmalar Birliği’nin Merkezi olan Alman Sağlık ve Uyku Akademik Merkezi
(Deutsche Akademie für Gesundheit und Schlaf) en çok ün yapmış merkezlerden
birisidir.
Psikyatristler, nürologlar, psikologlar, uzman bakıcılar, sosyal psikologlar
ve tıbbî asistanların görev aldığı bu araştırma merkezinin başında Prof. Dr.
Jürgen Zulley, Prof. Dr. Göran Hajak ve Dr. Peter Geisler bulunmaktadır.
Çalışma performansı açısından uykunun rolü ve önemi üzerinde yoğun
araştırmalar yapan bu merkezin elde ettiği bulgu ve bilgiler, aşağıda özetle
verilmektedir.
1.1. Öğle Uykusunun Çalışma Hayatı Üzerindeki Etkileri
1.1.1. Zihinsel Yorgunluk Giderilir
Öğle uykusunun, sosyal ve çalışma hayatımızda
sağladığı faydalar, tahmin edebileceğimizden de daha fazla olduğu ortaya
çıkmıştır. Sadece beden yorgunluğumuzu gidermek açısından değil, zihnî ve
ruhî gerginliklerin giderilmesinde de öğle uykusunun büyük etkileri vardır.
Sürekli olarak kısa bir öğle uykusunu tercih eden insanlar, strese ve
psiko-somatik rahatsızlıklara karşı daha büyük bir direnç
gösterebilmektedir. Uykusuz geçen bir dinlenme ile mukayese edildiğinde, en
az 15 en çok 30 dakikalık bir öğle uykusu, kişinin zihnî yorgunluğunu daha
etkili bir şekilde gidermektedir.
1.1.2. Konsantrasyon, Etkinlik ve Performans Artar
İnsanın düzenli ve sağlıklı uykusu ile zihinsel gücü arasında pozitif bir
korelasyon vardır. İnsanın biyolojik ritmine uygun olmayan vakitlerdeki
uykular (Örn. güneş doğarken veya batarken), insanların zihinsel
çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Öğle uykusu ise tam aksine,
insanların psikolojik ve zihnî gücünü artırmaktadır. Konsantrasyon
yoğunlaşması sâyesinde de, kişinin etkinlik düzeyi artmaktadır. Kısacası
Öğle uykusu, verimli çalışma, iş memnuniyeti ve odaklanma kabiliyeti için
gizli bir enerji kaynağıdır.
1.1.3. İş Kazaları Azalır
Bir çok işyerinde teknolojik yoğun üretime rağmen iş kazalarındaki artış
durdurulamamaktadır. İnsan faktörü, bugün iş kazalarının meydana gelmesinde
belki de en önemli unsurlardan bir tanesidir. İnsanlar, 24 saat kusursuz
olarak çalışan harika makineler kadar güvenilir "canlı makineler" değildir.
İşyerlerinde meydana gelen iş kazaları istatistiklerine baktığımızda da,
öğle vakitlerinde (14.00-16.00) ortaya çıkan iş kazaları oranının, diğer
vakitlerde meydana gelenlerden nispeten daha fazla olduğunu göreceğiz.
Dolayısıyla, işyerlerinde öğle uykusu uygulamalarının, iş kazalarını, önemli
boyutta azaltacağını söyleyebiliriz.
1.1.4. Zaman Plânlamasına Yardımcı Olur
Öğleyin uyunacak 30 dakikalık uykunun sair vakitlerde uyunacak iki saat
uykudan faydalı olduğu tespit edilmiştir. Bir başka ifadeyle, yarım saatlik
bir öğle uykusu, en az 2 saatlik bir gece uykusuna bedeldir. Dolayısıyla,
öğle uykusunu tatbik edenler, gece uykusunu ortalama olarak 6 saate indirmek
sûretiyle, uykusuz kaldıkları süreleri, öğle uykusu ile telafi edebilirler
ve günde ortalama olarak 1.5-2 saat kazanmış olurlar. İyi bit uyku
plânlaması ile, zaman âdeta genişlemekte ve kişi, bu ek zamanı iyi tanzim
edip etkili bir şekilde değerlendirdiğinde, bir çok ilave işler
yapabilecektir.
1.1.5. Uzun Vâdeli Olarak Stres Gidericidir ve Ömrü Uzatır
Gece vaktinde blok hâlinde 8 saat uyumak yerine, bunu güne bölmek (6 + azamî
30 dakika), bedenin iç organlarının dinlenmesine ve psikolojik olarak
rahatlamasına katkı sağladığı gibi, insanın, stres faktörlerine karşı da
daha dayanıklı olmasını sağlamaktadır.
1.2. Çalışma Hayatında Öğle Uykusu Programlarının Uygulanması
Niedersahsen Eyaletinde bulunan 30 bin nüfuslu Vechta Belediyesi, artan
hizmet talep ihtiyacını sürdürebilmek için, yeni personel almada malî
zorluklar yaşadığından, mevcut personel ile, bu ihtiyaca cevap verme kararı
almıştır. Belediyenin önünde iki alternatif bulunmaktadır. Ya çalışma
saatlerini, ya da personelin performansını artıracaktır. Ama, personelin
çalışma saatini 20 dakika azaltarak, yani daha fazla dinlenme imkânı
tanıyarak, personel performansının artışının sağlandığını söylersek, bir
çoğumuz şaşıracaktır.
Performans artışı, daha az süre çalışma ile nasıl sağlanabilmiştir ?
Vechta Belediyesi, normal dinlenme süresinin dışında memurlarına klâsik
anlamda ek bir dinlenme süresi vermekten ziyâde “öğle uykusu istirahatı”
hakkı tanımak sûretiyle, bu başarıyı elde edebilmiştir. Ancak, uyku
istirahatına dayanan bu dinlenme biçimine geçilmeden evvel, mahallî sosyal
sigortalar şubesinin tertiplediği 6 aylık bir alıştırma kursuna, öğle
uykusundan yararlanmak isteyen gönüllü personel katılmıştır. Belediyede
çalışan 180 personelden 172'si, hizmet içi eğitim programları çerçevesinde
bu kursa gönüllü olarak katılmıştır.
Kursta sağlıklı beslenme ve dinlenme, fitnes, meditasyon, bedenin
yorgunluğunu giderebilmek için nefes alış veriş teknikleri, sağlıklı uyuma
teknikleri ve stratejileri, uyku öncesinde vücut adalelerin gevşetilmesi
teknikleri, gece ve gündüz uykuları ile ilgili bağlar hakkında teorik ve
pratik bilgiler verilmiştir.
Belediye birimlerinde bir yıllık öğle uykusu uygulamalarından sonra elde
edilen sonuçlar, beklenileninden daha iyi çıkmıştır. Sabahın erken
saatlerinden beri çalışmak mecburiyetinde olan personelin, öğle
istirahatından sonra yaptığı 20 dakikalık bir şekerleme sâyesinde âdeta yeni
bir güç kazanabilmiştir. Böylece çalışan personel, işlerini daha yoğun
olarak yapabilmiş, öğleden sonra da aktivitesini, motivasyonunu ve neticede
performansını artırabilmiştir.
Ayrıca, çalışma ortamı daha da insanîleşmiş ve halkla ilişkiler açısından da
müşteri memnuniyetinde bir artış sağlanabilmiştir. Bugün Vechta Belediyesi,
öğle uykusu uygulamaları sâyesinde Almanya'da, nüfus ve bütçe oranına göre
en az personel ile en yüksek performans sağlayan bir belediye hâline
gelebilmiştir.
2. İşyerinde Öğle Uykusu Nasıl Tatbik
Edilmelidir ?
2.1. Tabiî Uyku Dönemlerine Dikkat Edilmelidir
İnsan, biyolojik ritmine uygun olarak uyumalıdır. Araştırmalar, insanların,
iki ayrı uyku dalgasına göre programlandığı ortaya çıkmıştır. Bu iki
dalgadan biri, öğle arasındaki 15-30 dakikalık uykudur. Öğle vakti ve öğle
yemeği öncesi uyunacak bu uyku, uykusuzluğun da en önemli çözümlerinden biri
olarak kabul edilmektedir. Diğeri ise gece 12.00-04.00 arası uyanacak
uykudur. Bu iki vakti düzenli olarak uykuda geçiren kişiler, hem uykusuzluk
sorununu aşabilirler, hem de hayatta daha zinde olabilirler.
Uyku dalgası geldiğinde, kişinin uyuması, ne kadar sağlıklı ise, uyanıklı
dalgası geldiğinde de uyumaması da, o kadara sağlıklıdır. Özellikle,
kortizol gibi uyanıklık veren hormonların en fazla salgılandığı periyot,
sabah 8 ile 11 arasıdır. Yapılan bir çok araştırma, bu saatlerin plânlama,
düzenleme ve ileriye dönük yapıcı fikir üretimi için en verimli saatler
olduğunu göstermektedir. O hâlde, bu vakitlerde uyumak, kişinin verimliliği
açısından çok sakıncalıdır.
2.2. Öğle Uykusunu Tatbik Eden Personel, Sabahtan Sonra Uyumamalıdır
Güneşin ilk ışıklarını alan vücut,
melatonin hormonu salgılamakta ve bu hormon, biyolojik saatimizi
belirlemektedir. Biyolojik saatimiz, kendi fıtrî kaidelerine göre
çalışmaktadır. Öğle uykusunun sağlıklı olabilmesi ve kişinin yeterince
dinlenilebilmesi için, mutlaka sabah erkenden kalkılmalıdır. Uykusunu
alamadığını zanneden kişi, sabah uyandıktan sonra tekrar uyumak
isteyecektir. Ancak, bu istek, çoğu kez alışkanlıktan ve tembellikten
kaynaklanmaktadır. Öğle uykusu ile bu ihtiyacını gidereceğini inanan kişi,
bu tembellik ve alışkanlığını yenebilir ve çok kısa bir süre sonra da kendi
hâlet-i ruhiyesinde büyük bir dinçlik müşahede edebilir.
2.3. Öğle Uykusunun Azamî Süresine Dikkat
Edilmelidir
Hormonal denge plânında, öğleden hemen
sonraki saatlerde, beden kısa bir tatil yapma ihtiyacı duymaktadır. Buna
uygun olarak, öğle uykusu en az 15 dakika, en fazla da 30 dakika olmalıdır.
30 dakikayı geçen öğle uykuları, aksi tesir yapar. Çünkü, bu süreden fazla
uyuyanlar, uyku hormonlarını aktif hâle getirir ve derin uykuya dalar.
Uyumak mümkün olmasa da, gözleri yumarak bir yere dayanmak veya uzanmak
gerekir. Gözleri kapatmadaki maksat, beyne bilgi girişini azaltmaktır. Çünkü
beyne ulaşan bilginin büyük çoğunluğunu, görme yoluyla elde edilenler teşkil
eder.
Uzmanlar, bu saatlerde eğer kısa bir uyku almak mümkün değilse, hiç olmazsa
sıkıcı işler yapılmamasını tavsiye etmektedirler. Uyuma imkânı olan
işyerlerinde, uyumadan önce bir bardak çay veya kahve içilmelidir. Çünkü,
bunların tesiri ancak 30 dakika sonra görülmektedir. Dolayısıyla, bunlar, bu
süreden fazla uyumayı önlemektedir.
2.4. Örgütlerde Uygun ve Rahat Uyku
Mekânları Oluşturulmalıdır
Uyuma imkânı sağlayan mekânlar, temiz
kokulu, serin, az ışıklı ve sessiz olmalıdır. Haricî her türlü olumsuz
uyarıcı, personelin zihnini meşgul etmemelidir. Üzerinde yatılan minder veya
koltuklar orta-sert olmalıdır.
Sonuç
İş hayatında çalışanlara öğle uykusu hakkı tanınması, bir tabu olarak
görülmemesi gerekmektedir. İşverenler ve işçi sendikaları, bu konuda yapılan
çalışmaları tâkip edip, bunun uygulanabilirliği konusunda araştırmalar
yapmaları, hem çalışanların sağlığı ve verimliliği, hem de işletme
performansı açısından elzemdir.
“Dünya Öğle Uykusu Örgütü” (World Nap Organization), Avrupa Krono-Biyoloji
Kurumu (European Society for Chronobiology), Biyolojik Ritim Araştırmalar
Örgütü (Society for Research on Biological Rhytmus) ve diğer araştırma
merkezleri tarafından tavsiye edilen öğle uykusu, bugün başta Amerika olmak
üzere bir çok Avrupa ülkesinde faaliyet gösteren işletmelerde sistemli ve
programlı bir şekilde, başarı ile uygulanmaktadır. Uzak Doğunun süratle
kalkınan dev şirketlerinde çalışan işçiler de bilinçli olarak öğle uykusu
için çalışmalarına ara vermekte ve böylece plânlı ve sistemli bir şekilde iş
veriminin zirvesine çıkmaktadırlar.
Hayatımızın ve işlerimizin kalitesini artırmak, enerjimizi akıllı ve bilgili
bir şekilde kullanmak istiyorsak, öğle uykusunun sırlarını ve faydalarını da
bilmemizde fayda vardır. Bir başka ifadeyle, yaşama ve çalışma heyecanımızın
önünde duran bütün psikolojik engelleri ortadan kaldırmak ve gün boyunca
güler yüzlü, aktif, dinamik, etkili ve verimli olabilmek için, öğle uykusu
tekniğinden istifade etmekte gecikmemiz gerekmektedir.
Kaynaklar-Referanslar
Aydın, Selim; Vücudun Büyük Dengeleyici Sistemi: Uyku; Sızıntı Dergisi;
Sayı: 268; Mayıs 2000.
Bankhofer, Hademar; Umwelt und Ernaehrung; Hippokrates Verlag; Stuttgart;
2000.
Degen R.; Der kleine Schlaf zwischendurch; Rororo-Verlag, Reinbek; 1997.
Genath, Susanne; "Kein Traum: Nickerchen am Arbeitsplatz"; Rheinische Post;
14.02.2001.
Hamburger Morgenpost; 29.01.2000.
Hobson JA; Schlaf. Gehirnaktivität im Ruhezustand; Spektrum Akademischer
Verlag, Heidelberg; 1990.
http://www.amazon.de/exec/obidos/redirect-home/schlafmedizin
http://www.home.bluemable.net
http://www.napping.com/workplace.htm
http://www.schlaf-medizin.de
http://www.swiss.sleep.ch
http://www.yetenek.com/sağlık/menu.htm
Huber, Hans; Altern und Schlaf;.Hrsg. H. Schulz; Bern; 1997.
Rossi, Ernest Lawrence; The 20 Minute Break; Jeremj P.-Tarcher Inc.; Los
Angeles; 1991.
Sabah Gazetesi; 23.11.1993.
Wegenr, Jochen; Chronobiologie-Ticken Sie Richtig ?; FOCUS; Nr. 12; 2000.
Zulley Jürgen. ve Knab Barbara; Unsere Innere Uhr; Herder Spektrum;
Freiburg; 2000.
|