aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

 

Makaleler ;

Ali Seyyar’ın Makaleleri
--  

Ömer İbn Abdülaziz Devrinde Sosyal Politikalar

 

Prof. Dr Ali Seyyar[1]

 

 

 

Anne tarafından nesebi Hz. Ömer’e dayanan Ömer İbn Abdülaziz (682–720), Emevilerin sekizinci halifesi olmakla birlikte üstün ahlâkî vasıflarından ve ileri sosyal sorumluluk şuurundan dolayı II. Ömer ve V. Râşid halife olarak anılan büyük bir devlet adamıdır. Ömer İbn Abdülaziz, 717–720 tarihleri arasında yaklaşık iki buçuk yıllık Hilafet döneminde İslâm’da ilk tecdid ve değişim hareketini gerçekleştirdiği gibi dünya tarihinde belki de ilk defa modern bir sosyal devletin temellerini atmıştı. O, İslâm’ın sosyal ahlâk ilkelerini devlet politikalarına aktararak, modern sosyal devletlerin hedeflediği sosyal barış, sosyal dayanışma, sosyal refah ve sosyal adaleti sağlayabilmişti. Bunu da kendi şahsında büyük fedakârlıklarda bulunarak, İslâmî esaslara uygun sosyal politikalar aracılığı ile hayata geçirebilmişti. İşte onun hilafeti döneminde değişik sosyal gruplara ve alanlara yönelik uygulamaya konulan sosyal politikaların temel özellikleri ve somut yansımaları:

1.)    Hukuk sistemini (Kuran ve Sünneti) çok iyi bilen on bilim adamından oluşan, yetkilerle donatılmış ve devlet politikalarını denetleyen bir danışma kurulu oluşturulmuştur.

2.)    Arap milliyetçiliğinin ve kayırmacılığının yol açtığı her türlü ayrımcılığa son verilerek, sosyal eşitliğin yaygınlaşması ve Arap olmayan kavimlerin de devlete bağlılığı sağlanmıştır. Sosyal vatandaşlık ilkesi benimsenmiştir.

3.)    Hukuka saygısı olmayan, keyfince idare eden, kendi başına buyruk ve özellikle Emevi soyuna mensup birçok vali görevinden uzaklaştırılıp bunun yerine ehil, inançlı ve sosyal duyarlı valilerin göreve getirilmesi ile bütün ülkede devlet-millet kaynaşmasının ön şartları yerine getirilmiştir. Halkın, devlete güveni artırılmıştır.

4.)    Kendi akrabalarından bile olsa haksız kazanç elde edenler, ellerinde bulundurdukları halkın ve devletin malını iade etmek mecburiyetinde kalmış ve buna uymayanlar da tutuklanmışlardır. Rüşvet ve adam kayırmacılığa sıfır tolerans gösterilmiştir.

5.)    Vergi sistemi, sosyal adalet ilkelerine göre yeniden belirlenmiştir. Arap olmayan Müslümanlar, savaş ve seferlere katılmalarına rağmen haraç verme mecburiyetinde idiler. Savaşlarda elde edilen ganimetlerden Araplara oranlara daha az hisse almakta idiler. Maaştan da mahrum idiler. Bütün bu yanlışlardan vazgeçilip, Araplardan farklı muameleye ve Müslüman oldukları halde bazı vergilere tâbi tutulan uygulamalara son verilmiştir.

6.)    Terörizmi ve anarşiyi önleyebilmek için, siyasî, sosyal ve dinî sapmalar içinde bulunan bölücü gruplarla (Haricilerle) sosyal diyaloga geçilerek, fikrî zeminde tartışmalara izin verilerek, sosyal gelişmenin önündeki engeller ortadan kaldırılmıştır.

7.)    Serbest meslek erbabı hariç din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımcılığı yapılmaksızın bütün muhtaç fertler, sosyal güvenlik kapsamına alınmış ve maaşa bağlanmıştır. Böylece toplumun genel refah seviyesi artırılabilmiş ve sosyal adalet sağlanabilmiştir.

8.)    Hane halkı nüfus sayımı yapılarak, dezavantajlı sosyal gruplar (yetim, özürlü, dul, yaşlı vb.) kapsamında olabilecek aile fertleri tespit edilmiş ve kamu sosyal yardım yöntemleriyle kendilerine aynî veya nakdî destekler sağlanmıştır.

9.)    Sosyal güvenlik kapsamında olanların ölmeleri durumunda ödenen maaşlar, mirasçılara intikal ettirilmiştir.

10.)         Evlenmek isteyen yoksul vatandaşların mihri, beyt’ül mal (sosyal bütçe) kaynaklarından finanse edilmiştir.

11.)         Maddî sıkıntı içinde olup borcunu ödeyemeyenlerin borcu, beytü’l malın borçlular fonundan karşılanmıştır.

12.)         Şehirlerarası yollarda tüccarlara ve yolculara ücretsiz konaklama imkânı sağlayan hanlar ve kervansaraylar (oteller) yaptırılmıştır.

13.)         Kent merkezlerinde fakirler için “darru’t-taam”lar (aşevleri) tesis edilmiştir.

14.)         Sosyal konut politikası uygulanmıştır. Evsizlere barınabilecekleri evler inşa edilmiş ve kendilerine yetecek kadar ev eşyası da verilmiştir.

15.)         Maddî zarara uğrayan vatandaşlara derhal sosyal tazminat ödenmiştir. (Mesela, Şam ahalisinden birisi, ordunun, tarlasından geçerek ürününü yok ettiğini söylemesi üzerine kendisine 10 bin dinar tazminat ödenmiştir).

16.)         Sosyal faydası olan girişimlerde ve gönüllü olarak topluma dönük sosyal hizmetlerde bulunan kişiler, değişik sosyal teşvik programlarıyla ödüllendirilmişlerdir (Örn. Maddî mükâfat, Hac seyahati vb.).

17.)         İnsanlara ve özellikle mazlumlara, kendilerine yapılan haksızlıkları rahatlıkla şikâyet edebilecek bir sosyal hukuk sistemi inşa edilmiştir. Bu çerçevede vatandaşların, sosyal hukuk kurallarına riayet etmeyen ve adaletle hükmetmeyen valilere karşı sivil itaatsizlikte bulunabilmeleri, devletçe garanti altına alınmıştır.

18.)         Katılımcı demokrasi ve merkeze karşı sivil itaatsizlik şartlarının belirlenmesinden sonra halka hitaben yayınlanan genelgelerle devletin yanlış politikalarını eleştirip alternatif önerilerde bulunanların maddî ödüllerle (100 ile 300 dinar arasında) desteklenmeleri esasına dayanan bir sivil denetim sistemi oluşturulmuştur.

19.)         Hayvanlar, haklarını arama yeteneğine sahip olmadıkları için, özel olarak koruma altına alınmışlardır. Bu anlamda bir koyunu boğazlamak için zorla mezbahaya sürüklenmesi, boğazlanacak hayvanların yanında bıçak bilenmesi, hayvanlara fazla yük yükletilmesi ve sebepsiz yere ağızlarına gem vurulması yasaklanmıştı.



[1] Seyyar, Ali; Ömer İbn Abdülaziz Devrinde Sosyal Politikalar; Din ve Toplum Dergisi; Diyanet-Sen; Sayı 1; Haziran 2007.

 

 

 

Google

 

Kaynaklar:

Erdoğan, Latif; Ömer b. Abdülaziz; Işık Yayınları; İzmir, 2000.

Ağırakça, Ahmed; İslamî Toplumun Yeniden İnşâsı: Ömer İbn Abdülaziz; Fide Yayınları; İstanbul; Eylül 2006.