Öğrencilerim İçin Sınav Soruları ve Duyurular




aliseyyar@sosyalsiyaset.net

   

 

Kitaplar ;

 

 

 

 

 

Sosyal Hizmet Bilim Dalına Manevî Bir Açılım Sağlayan Bir Kitap Çalışması:

MANEVÎ SOSYAL HİZMETLER

 

 

Manevî Sosyal Hizmetler,

İngiliz literatüründe “Spritual social work”; “Pastoral work” veya “Cure of souls” olarak ifade edilmektedir.

Alman dilinde ise “Seelsorgerische Dienste”; “Seelssorge” veya  “Seelsorgerische Sozialarbeit” kavramları kullanılmaktadır.

 

Editör

Ali Seyyar

 

Baskı Tarihi:

Kasım 2008

 

Kitapta makalesi bulunan bilim adamları:

Adem Efe

Ali Seyyar

M. Naci Kula

Saadettin Özdemir

Saffet Sancaklı

Üzeyir Ok

Yusuf Küçükdağ

Zeki Tan

 

Kitabın Arka Kapağı:

Dünyada sosyal bilimlerde ve buna bağlı olarak sosyal hizmetlerde meydana gelen hızlı ve çok boyutlu gelişmeler karşısında memleketimizin sosyal bilimcileri, bu gelişmeleri ya çok geriden takip etmekte, ya da bunları hiç görmezlikten gelmektedir. Meselâ bizde sosyal hizmetlerin maneviyatla ilişkisi, uygulama boyutu bir yana, genelde akademik bir merak dahî uyandırmamaktadır. Dolayısıyla sosyal hizmet alanında maneviyatı ve manevî yaklaşımları dikkate alan akademik çalışmaların sayısı da çok sınırlı kalmaktadır. Hâlbuki gelişmiş bütün ülkelerde manevî yaklaşımlar ve açılımlar, bütüncül sosyal hizmet uygulamalarının vazgeçilmez bir parçasıdır.

Hızlı bir değişim sürecinde olan memleketimizde ortaya çıkan toplumsal sorunları giderme anlamında çok yönlü sosyal hizmet türlerine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu alanda ihtiyaca binaen veya şartların bir gereği olarak ortaya çıkan manevî sosyal hizmetler, önemli bir boşluğu dolduracak niteliktedir.

İşte kitabımızda yer alan sekiz (8) değerli bilim adamımız, maneviyat ve sosyal hizmetler arasındaki kopukluğu ortadan kaldırmaya yönelik bir misyonunun sorumluluğunu üstlenmişlerdir. Kitapta “Manevî Sosyal Hizmetlerin Çerçevesi” tanıtıldıktan sonra bakıma muhtaçlara, özürlülere, yaşlılara, çocuk ve gençlere dönük manevî sosyal hizmetlerle ilgili toplam on dört (14) makale yer almaktadır.

 

GİRİŞ

Maneviyat odaklı sosyal hizmetler, sosyal ve çevresel şartlardan kaynaklanan dinî ihtiyaçları dikkate aldığı gibi, dinî içerik taşımayan konuları da içermektedir. Nitekim değerli din psikologu Yrd. Doç. Dr. Üzeyir Ok, “İslamî Araştırmalar Dergisi”ndeki bir makalesinde maneviyatın zengin kavramsal dünyasını, ciddî ve evrensel bir tahlille bizlere tanıtmaktadır:

“Din” kelimesi bugün “kurumlaşmış” “yerleşik” “birikerek çoğalmış” ve “geleneksel” değer sistemlerini isimlendirmek için kullanılan bir kavramdır. Oysa din psikologları, alanın sadece kurumsal bir dine mensup kişilerin psikolojilerini değil [ki genellikle insanlar Batı Avrupa’dakinden farklı düzeyde Türkiye’de maneviyatlarını geleneksel bir dinle (ki bu genellikle İslâm’dır) isimlendirirler] aynı zamanda kurumsal dinden ayrılan (deconverts) ya da tamamen kurumsal bir geleneğin dışında maneviyat (spirituality) geliştiren bireylerin (sayıları az da olsa) “inanç”larını ya da değer yönelimlerini de kapsadığını iddia ederler. Bu yüzden akla, alanın isminde geçen “din” kelimesinin daha kapsamlı bir isimle değiştirilmesi düşüncesi gelmektedir. Din kelimesinden daha genel bir kavram olan “inanç psikolojisi” ya da “mâne-vi-yat psikolojisi” isimleri önerilebilir. (Birincisinin “iman” olarak algılanması halinde kurumsal dinlere özgü bir kavram olarak algılanacak olmasından dolayı) Özellikle ikincisi baz alındığında, kurumsal bir gelenek içinde veya dışında olsun bireyin anlam-yapmalarında (veya anlam-oluşturmalarında) yer alan zihinsel, davranışsal ve ilişkisel her eylem bu kelimenin içeriğine dâhil olmuş olacaktır. Böylelikle din psikolojisi ismi anlam yapmanın/maneviyatın belirli bir biçimini (yani kurumsal dinlere bağlı olarak anlam-yapmayı) dayatma durumunda kalmayabilir.

Ne inanç (faith) kelimesi, ne de bazen maneviyat diye tercüme edilen ruhsallık (spirituality) kelimesi genel olarak anlam-yapma diye isimlendirilen eylemi tam olarak tanımlar. Çünkü bu kelimelerin anlamları geleneksel anlamda dinseldir. Maneviyat kelimesi her ne kadar günlük dilde bazıları için İslam’a özgü bir kavram olarak algılansa ya da gözükse de etimolojik geçmişi dikkate alındığında onun kuramsal olarak İslâmî olmadığı görülür. Yaygın olarak kullanılabilir Türkçe bir karşılığı olmayan, bu kelimenin Arapça kökü ma’nan’dır ve bunun türevleri de manevî ve maneviyattır. Mana sözlükte duyu, anlam, önemseme, kavram, fikir, düşünce gibi soyut kelimelerle tanımlanmıştır. Bununla uyumlu olarak manevî kelimesinin “anlamla, düşünceyle, soyut, zihinsel (maddî olanın karşıtı olarak) olanla ilgili” gibi anlamları bulunmaktadır. Kelimenin maneviyat türevinin ise ideal, maddî olmayan şeyler gibi içerikleri vardır. Kelimenin eylem kipi olan a’nâ “zihinde bir şey edinmek” anlamına gelmektedir. Böylece bireyin zihniyle dış dünya arasındaki ilişki ve etkileşime vurgu yapılmış olmaktadır”.

Haddizatında sosyal hizmetler, sosyal politikaların maddî olmayan boyutunu temsil etmesi hasebiyle ayrıca vurgulanmasına gerek kalmayacak kadar manevîdir. Çünkü maddî olmayan her şey, aslında manevîdir. İnsanların zihnen düşünmeleri, kalben duygulanmaları, vicdanen rahatsız olmaları, içten sevmeleri, kendilerini yalnız hissetmeleri gibi bütün içsel olgular, hep manevîdir. Sosyal hizmetlerin ana hedeflerinden birisi olan kişinin mutluluğu (huzuru) bile manevî ihtiyaçların karşılanması ile mümkündür. Bu yönüyle manevî sosyal hizmetler, insanı manevî varlığı ile birlikte bir bütün olarak gören ve onu sosyal hayatta huzur içinde yaşamasını sağlamak isteyen bir hizmet türüdür.

Prof. Dr. Faruk Beşer’e göre “İnsanın maddî tarafı kadar da manevî tarafı vardır, hükmü en azından eksiktir. Çünkü insanın manevî yönü diğerine göre çok daha büyüktür. O halde manevî ihtiyaçları hesaba katmayan bir ideoloji, bir ekonomik ya da siyasî sistem de eksiktir”.

Bu tespit doğrultusunda maneviyat içermeyen, manevî ihtiyaçları dikkate almayan sosyal hizmet uygulamaları da etkinlik elde etmek açısından yetersiz kalacaktır. Her toplum, maneviyata yüklediği anlama uygun olarak kendi millî değerleri ekseninde sosyal hizmet uygulamalarını gerçekleştirmektedir. İslâm dinine mensup olan Türk toplumunun ekseriyeti, maneviyat ile din (İslâm) arasında genelde doğrudan bir ilişki kurmaktadır. Dolayısıyla “Dinî” veya “Manevî Sosyal Hizmetler” kavramı da İlahiyat Fakültelerine bağlı birçok öğretim üyesi tarafından benimsenmektedir. Bundan dolayıdır ki sosyal yapımızın özelliklerini ve değerlerini dikkate alan manevî sosyal hizmetler modelimiz, hem dinî inançlarımızı, hem de kişilerin özel manevî ihtiyaçlarını dikkate almaktadır. Diğer yandan manevî sosyal hizmetler modelimiz, sosyal hizmetlere muhtaç sosyal kesimlerden başlayarak, toplumun bütün üyelerinin değişik sosyal ve manevî risklerden korunmalarını önemsemektedir. Kişisel gelişimi, sosyal dayanışmayı ve toplumsal ilerlemeyi harekete geçiren ve-fakat kişilerin manevî ihtiyaçlarını ihmal etmeyen bir anlayış doğrultusunda uygulanması gereken sosyal hizmetlerin teorik ve akademik çerçevesi, manevî ve sosyal bilimlerin temsilcileri tarafından oluşturulması gerekmektedir.

İşte kitabımızda yer alan değerli bilim adamlarımız, böyle bir misyonunun sorumluluğunu üstlenerek, bilimler arası bir yaklaşımla sosyal hizmetlerin manevî açılımını bizlere kazandırmış oldular. Akademik çalışmalarıyla maneviyat ve sosyal hizmetler arasındaki kopukluğu ortadan kaldıran Âdem Efe, M. Naci Kula, Saadettin Özdemir, Saffet Sancaklı, Üzeyir Ok, Yusuf Küçükdağ ve Zeki Tan hocalarıma kalbî teşekkürlerimi iletirim. Kitapta yer alan 14 makalenin, sosyal hizmetlerin disipliner arası yapısına uygun, bütüncül ve dinamik bir zemin oluşturmasını temenni ediyorum.

Prof. Dr. Ali Seyyar // Kasım 2008

 

İÇİNDEKİLER

I. BÖLÜM

MANEVÎ SOSYAL HİZMETLERİN ÇERÇEVESİ

İslâmî Değerler Açısından Manevî Sosyal Hizmetler

Ali Seyyar ……………………………………………………….

AB Sürecinde Türkiye’de Dinî Sosyal Hizmetlerin Önemi (Türkiye-Almanya-Örneği)

Ali Seyyar; Saadettin Özdemir ……………………………………………………….

Cumhuriyet’ten Önce Dezavantajlı Sosyal Gruplara Yönelik Manevî Sosyal Hizmetler

Yusuf Küçükdağ ………………………………………………………………….

II. BÖLÜM

BAKIMA MUHTAÇLARA DÖNÜK MANEVÎ SOSYAL HİZMETLER

İnanç Bakım Ve Danışmanlığı: Bir Model Geliştirme Denemesi

Üzeyir Ok ……………………………………………………………………….

Bakıma Muhtaç Kişilere Dönük Manevî Bakım Uygulamaları

Ali Seyyar…………………………………………………………………………….

III. BÖLÜM

ÖZÜRLÜLERE DÖNÜK MANEVÎ SOSYAL HİZMETLER

Hz. Peygamber’in Engellilere Karşı Bakış Açısının Tespiti

Saffet Sancaklı ………………………………………………………………………..

Engelli Birey ve Ailelerinin Sorunları, Toplumdan Beklentileri ve Din

Adem Efe ………………………………………………………………………..

Bedensel Engellilere Yönelik Tutumlar İle Dinî Tutumlar Arasındaki İlişki

M. Naci Kula …………………………………………………………………….

Engellilere Verilecek Tebliğ ve İrşat Hizmeti

M. Naci Kula …………………………………………………………………….

Engelli Birey ve Ailesinin Sosyal Uyumunda “Yaratılanı Hoş Gör Yaratandan Ötürü” Anlayışının Rolü

M. Naci Kula ………………………………………………………………………

IV. BÖLÜM

YAŞLILARA DÖNÜK MANEVÎ SOSYAL HİZMETLER

Hadislerde “Yaşlılık Olgusunun” Değerlendirilişi

Saffet Sancaklı …………………………………………………………………..

Yaşlıların Hayat Kalitesini Artırmaya Yönelik Dinî Sosyal Hizmetler

Zeki Tan ………………………………………………………………………..

V. BÖLÜM

ÇOCUK VE GENÇLERE DÖNÜK MANEVÎ SOSYAL HİZMETLER

Hz. Peygamber’in Çocuklara Verdiği Değer Bağlamında Sokak Çocukları Sorununa Genel Bir Bakış

Saffet Sancaklı ……………………………………………………………………………

Gençlerde Izdırap Tecrübesine Bağlı Dinî Krizle Başa Çıkmaya Yönelik Öneriler

Naci Kula ………………………………………………………………………………..

 

Yayınevi:

Rağbet Yayınları

İletişim:

 

 

 

İlgili Makaleler

• İbrahim Veli; Yeni Bir Bilim Dalı: Manevî Sosyal Hizmetler ,Milli Gazete, 26.11.2008

Google Arama terimlerinizi girin Arama formu gönder
 
Web www.sosyalsiyaset.net