Sosyal Güvenlik Sistemimiz İçin Yeni Bir
Tecrübe: Özel Emeklilik Fonları
(Prof. Dr. Kadir
ARICI; Gazi Üniversitesi İİBF)
Devletimiz bütün vatandaşlarına
kanun temelinde çağdaş seviyede sosyal güvenlik hakkını sağlamış olmasına
rağmen; sonuç itibariyle bu hakkı hayata geçirecek ve vatandaşlarda beklentilere
uygun sosyal güvenlik tatmini sağlayabilecek bir sosyal güvenlik sistemini
gerçekleştirememiştir. Uygulamada sosyal güvenlik bakımından yükün büyük kısmı
zorunlu sosyal sigorta sistemine dayalı sisteme (birinci ayak tabir edilen
sistem) bırakılmıştır.
Mevcut sosyal sigorta
sistemimiz siyasi popülizme kurban edilmiş ve günümüzde bütün dengelerini ve
fonlarını kaybederek devletten sürekli kaynak aktarılmasını gerektirecek bir
duruma düşürülmüştür. 2002 Mali yılında sosyal sigorta kuruluşlarına devletin
garantör sıfatı ile aktarmak zorunda kaldığı kaynak 7.9 katrilyona ulaşmıştır.
Bunda başta siyasi popülizme kapı açan siyasiler ve siyasi iktidarlar kadar;
siyasilerin bu zaafından azami istifade ederek günü kurtarmak peşinde olan
sigortalıların ve hak sahibi emeklilerin de payının olduğunu unutmamak lazımdır.
Şu halde elbirliği ile sosyal sigorta sistemi bugünlere getirilmiştir. Deniz
bitmiş, kara görülmüş ve çıplak gerçek bütünü ile ortaya çıkmıştır. Son on yıl
içerisinde sosyal güvenlik sistemimizin bu durumdan nasıl kurtarılabileceği
hususundaki araştırmalar, günümüze kadar gelmiş olan bu düzenin artık böyle
devam edemeyeceğini göstermektedir.
Mevcut sosyal sigorta
sistemimizin meseleleri çözülmüş olsa dahi tatmin edici bir sosyal güvenlik
sisteminin tek başına sosyal sigorta sistemi ile yakalanamayacağı aşikârdır. Öte
yandan insanlık tecrübesi de devletin sosyal güvenlik alanında belirli bir
seviyenin üzerinde yük almasının mümkün ve de uygun olmayacağı yönündedir.
Vatandaşların ve toplumun (belediyeler, işletmeler, ailenin v.s. yolu ile)
sosyal güvenlikte daha fazla yük alması ve daha fazla fedakarlık üstlenmesi
gerekmektedir.
Devlet sosyal sigorta ve kamu
sosyal yardım ve sosyal hizmet sistemi yolu ile asgari seviyede sosyal güvenlik
sağlaması; fertlere ise bu asgari garantiyi kuvvetlendirecek tamamlayıcı
sistemleri ve alternatifleri ile birlikte tamamlayıcı sosyal güvenlik
tekniklerini ve planlarını sunması daha fazla tatmin edici ve sürdürülebilir bir
sosyal güvenlik sistemi için lüzumludur. Bu ek tedbirlere tamamlayıcı sosyal
güvenlik sistemleri denilir. Tamamlayıcı sosyal güvenlik sistemleri işletme
bazındaki özel emeklilik sistemlerinden, hayat sigortalarına, kadar çok çeşitli
planlardan müteşekkildir.
28.03.2001 tarih ve 4632 sayılı
"Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu" ile Türk sosyal güvenlik
sisteminde de tamamlayıcı sosyal güvenlik sistemleri alanında çok önemli ve yeni
bir adım atılmış bulunmaktadır. Bu düzenleme ülkemiz için yeni bir uygulamadır.
Ekonomik krizler süreci ile kısmen gölgelenmiş olmasına rağmen, kamuoyu iyi
bilgilendirilir, aydınlatılır ise ekonomik krizden çıkışımıza da katkı
sağlayabilecektir.
I - DÜZENLEMENİN GAYESİ
Sosyal güvenlik sistemimizde
yaşanmakta olan kriz belli çevrelerde fırsatçı çözümlere kapı aralamıştı. Sosyal
güvenlik sisteminin bütünüyle özelleştirilmesi kamuoyunda tartışılmaya
başlanmıştı. Ancak kamuoyunda bu teklifler beklenen desteği bulamamıştır.
Kalkınmış ülkelerin büyük çoğunluğunun sosyal sigorta sisteminden vazgeçmediği
bilindiği halde; ülkemizde Şili örneği kamuoyuna başarılı bir örnek gibi takdim
edilebilmiştir. Sonuçta, doğru bir tercih yapılarak sosyal güvenlikte
özelleştirme tartışmalarından vazgeçilmiş ve tamamlayıcı sosyal güvenlik
teknikleri tercihine yönelinmiştir.
Biz tamamlayıcı sosyal güvenlik
tekniklerinden munzam sosyal sigorta sistemlerinin yaygınlaştırılmasının daha
doğru olacağını; yani Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) benzeri sandıkların
kurulmasının tercih edilmesini savunmuş idik. Hatta bu sandıkların kısa zamanda
kurulmasının sağlanması için de Tasarrufu Teşvik Hesaplarında toplanan
kaynakların bu sandıklara aktarılması ile kısa zamanda uygulamanın ileri
yaşlardaki vatandaşların da faydalanacağı bir şekilde başlatılabileceği
teklifini getirmiş idik.
Kanun koyucunun tercihi
Bireysel Emeklilik Sisteminden yana oldu. Bu sistem bir emeklilik sistemi olduğu
kadar bir tasarruf ve yatırım sistemi olarak da öngörülmüştür. Kanun, sistemin
amacını "Kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak, bireylerin
emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik
döneminde ek bir gelir sağlayarak refah düzeylerinin yükseltilmesi, ekonomiye
uzun vadeli kaynak yaratarak istihdamın artırılması ve ekonomik kalkınmaya
katkıda bulunulmasını teminen, gönüllü katılıma dayalı ve belirlenmiş katkı
esasına göre oluşturulan bireysel emeklilik sisteminin düzenlenmesi ve
denetlenmesidir" (m.1) olarak açıklanmaktadır.
Bireysel emeklilik sistemi
tasarlanır iken sosyal güvenlik fonksiyonu kadar ülkenin ihtiyacı olan uzun
vadeli yatırım için gerekli fonların teşekkül ettirilmesi, kamunun uzun vadeli
borçlanma imkanlarının artırılması, piyasalarda görülen spekülasyonların
azaltılması, toplam milli tasarrufların artırılması, sermaye piyasalarının
gelişmesinin ve güçlenmesinin sağlanması gibi amaçlar da gözetilmiştir. Hatta
bizim kanaatimiz bu amacın mali çevreler bakımından esas amaçtan daha bir
öncelikli görüldüğü yönündedir.
Düzenlemenin gayesi ülkemizde
sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin kurulmasını destekleyici nitelikte
tespit edilmiştir. Zira, mevcut sistemin tatmin seviyesinin artırılması şarttır.
Bunun için bireysel emeklilik planları uygun vasıtalardan birisidir.
II -DÜZENLEMENİN ÖZÜ
Bireysel emeklilik sistemi özet
olarak fertlerin kurulacak bireysel emeklilik şirketleri ile "Emeklilik
Sözleşmeleri" yapmalarını, şirket nezdinde açılacak bireysel emeklilik hesabına
katkı payı ödemelerini, hesaptaki paylarını diledikleri takdirde istediği bir
emeklilik şirketine aktarabilmelerini, sistemde en az on yıl kalmaları ve 56
yaşını tamamlamaları halinde emeklilik hakkını kazanabilmelerine imkan sağlayan
bir plandır. Kişiler bireysel hesaplardaki tasarruflarını toplu olarak
alabilecekleri gibi aylık şeklinde alma tercihinde de bulunabilirler (m.6).
Emeklilik şirketleri iştirakçilerden giriş aidatı adı altında bir katkı payı da
alabilecektir (m.7).
Emeklilik şirketlerinin kuruluş
esaslarının kanunla belirlenmiş olması; uzun vadeli bir emeklilik planı olarak
güven ihtiyacının tatmini bakımından yerinde olmuştur (m.8). Bu ihtiyacın
karşılanması bakımından ayrıca da Kanun koyucu şirketlerin (i) Sigorta Murakabe
Kurulu, (ii) Sermaye Piyasası Kurulu, (iii) Bağımsız Denetim Şirketleri
tarafından denetlenmesini öngörmüştür.
III- DÜZENLEMENİN
SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE, EKONOMİYE ÖZELLİKLE DE SOSYAL GÜVENLİĞE ETKİLERİ
Bireysel emeklilik sistemleri
başarı ile uygulanabilir ise sosyal güvenlik sistemine, özel sigorta sektörüne
ve ekonomiye önemli katkılar sağlayabilir. Elbette burada sistemin başarısı
uygulama başarısı olarak anlaşılmalıdır. Ayrıca hayat sigortalarında
vatandaşların geçmişte yaşadıkları, zaman zaman da yaşamaya devam ettikleri,
hayal kırıklıklarının da olumsuz yansımaları bir süre olabilecektir.
Bireysel emeklilik sistemleri
uzun vadeli uygulamalardır. Dolayısı ile bunca uzun vadeli bir uygulamanın
başarılı bir şekilde sürdürülmesinin zorluğu açıktır. Ülkemizde iktisadi
istikrarın olmadığı kriz ortamında sistemin uygulamaya girmesi de bizce bir
talihsizliktir. Ancak krizler iyi yönetilir ise şansa da dönüştürülebilir. Bu
anlamda kamuoyunun bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi açısından sistemli tanıtım
çalışması bir ihtiyaçtır.
Bireysel emeklilik uygulaması
sigortacılık sektörü için yeni bir tecrübe olacaktır. Hayat sigortaları ile
kazanılmış olan uzun dönemli sigortacılık tecrübesine ilaveten Türk sigorta
sistemi daha da uzun dönemli bir sigortacılık tecrübesi yaşayacaktır. Zira
sisteme yeni bir ürün girmektedir.
Bireysel emeklilik sisteminin
ekonomiye önemli katkılar da sağlayabilme potansiyeli mevcuttur. İktisadi
istikrarın sağlanmasına, yatırımların artırılmasına katkı yapabilir. Günümüzde
ekonomimizin temel ihtiyacı , tasarruf ve yatırımların yetersizliğidir. Bireysel
emeklilik sistemi ile tasarrufların artırılması sağlanmış olacaktır. Özellikle
de niteliği itibari ile bu tasarruflar uzun vadeli yatırımlar için kaynak
sağlayacak nitelikteki yatırımlardır. Elbette bu yönü ile de büyük katkı
sağlayabilecektir.
Tamamlayıcı niteliği itibari
ile bireysel emeklilik sistemleri sosyal güvenlik ihtiyacının karşılanmasına
katkı sağlayabilecektir. Biz ülkemiz şartları içerisinde bireysel emeklilik
sistemlerinin üst gelir grubundaki kesimlere yönelik bir katkı getirebileceğini
düşünüyoruz. Zira düşük gelir gruplarında bu kadar uzun süreli tasarruf
sistemine tahammül etme ve bunca fedakarlığa gönüllü olarak katılmaları imkanı
bulunmamaktadır. Sistemin özel sektörde işverenlerin katkıları ile destekli bir
şekilde büyük işletmelerle kamu sektöründe bazı işletmelerde çalışanları
kapsamasını bekleyebiliriz. Sonuç ne olursa olsun, tamamlayıcı nitelikteki bu
uygulamanın sosyal güvenlik sistemimizin güçlenmesine katkı yapacağını
düşünmekteyiz.
ENDİŞELERİMİZ VE TEKLİFİMİZ
Bireysel emeklilik sisteminin
planlanması ülkemiz şartlarına uygundur. Ancak uygulama ile ilgili endişelerimiz
de devam etmektedir. Sisteme yönelik temel endişemiz tasarrufların değerinin
korunması ve reel getiri getirecek şekilde değerlendirilmesinin sağlanmasında
odaklanmaktadır. Hayat sigortası tecrübesi hiç göz ardı edilmemelidir. Ayrıca
yirmi yılı aşkın Şili uygulamasından alınan dersler de göz ardı edilmemelidir.
Emeklilik şirketlerinde kısa zaman içerisinde oligapol bir yapının oluşması,
işletme giderlerinin yüksek olması ve topladığı tasarrufların büyük çoğunu
devlet tahvillerine yatırım yaparak değerlendirme gibi Şili uygulama sonuçları
ülkemizde de yaşanabilir.
Sistem bilinçli bir iştirakçi
kitlesine hitap etmektedir. Sistemde yönetim riski, yatırım riski, asgari
kârlılığın sağlanması gibi riskler de mevcuttur. Fonlar, fon yönetim şirketleri
tarafından yönetilecektir. Yatırım riski nasıl göğüslenecektir. Ülkemizde
oligapolu önleyici anti tröst ve anti kartel yasaları çıkartılmamıştır. Bu
durumda bireysel emeklilik alanında kısa bir zamanda bir tekelleşme riski nasıl
karşılanacaktır, nasıl önlenebilecektir.
Sistemi uygulamaya başlamadan
önce cevap verilmesi arzulanan başka sorular da bulunmaktadır. Bu soruların
cevapları uluslararası tecrübeler de dikkate alınarak kamuoyunu bilgilendirecek
bir şekilde verilmelidir.
Sistemin kısa bir süre
içerisinde tutunması ve kamuoyu tarafından benimsenmesi için biz tasarrufu
teşvik sistemindeki birikmiş fonların bireysel emeklilik fonlarına
aktarılabilmesinin sağlanmasını, düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken bir
teklif olarak sunuyoruz. Böylece 56 yaşına 10 yıldan az kalmış insanlar bu
birikimlerini aktarma imkanı verilerek bu süreyi beklemeden bu sistemden gelir
almaya başlayabileceklerdir. Bu da sisteme girişleri hızlandırıcı etki
yaratacaktır. Öte yandan Tasarrufu Teşvik Sistemine yönelik eleştiriler de bu
şekilde sona ermiş olacaktır.
Faydalanılan Kaynaklar
-
ALPER, Yusuf: Türk Sosyal Güvenlik Sistemi:
Problemleri ve Çözüm Yolları, Ankara 1995.
-
- ARICI, Kadir: Bataktan Gün Işığına, Ankara 1999.
-
- EKİN, Nusret-ALPER, Yusuf-AKGEYİK, Tekin: Türk
Sosyal Güvenlik Sisteminde Arayışlar: Özelleştirme ve Yeniden Yapılanma,
İstanbul Ticaret Odası, İstanbul 1999.
-
- ERGENEKON, Çağatay: Emekliliğin Finansmanı: Global
Uygulamalar Işığında Türkiye İçin Bir Özel Emeklilik Modeli Önerisi, İstanbul
2001.
-
- GLENNERSTER, H. - MIDGLEY, J.: The Radical Right and
Welfare State-An International Assessment, Harvester Wheatshefa, 1991.
- TANTAN, Saadet: Sosyal
Güvenlik Kapsamında Emeklilik Sisteminde Reform Arayışları ve Özel Emeklilik
Fonları, Beta Yayınları, İstanbul 2001.
|