aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

 

Makaleler ;

<<<Manevi Bakım Makaleleri

 

İNANÇ BAKIM VE DANIŞMANLIĞI: BİR MODEL GELİŞTİRME DENEMESİ

Yrd. Doç. Dr. Üzeyir Ok[1]

Özet

Bu çalışmada dinsel danışmanlık yerine inanç bakım ve danışmanlığı ismi tercih edilmiştir. İnanç dinsel olandan daha geniş olarak tanımlanmış ve böylece inanç bakım ve danışmanlığı Türkiye’de herkese hitap edebilecek bir model haline getirilmeye çalışılmıştır. İnanç bakım ve danışmanlığının yaygınlaştırılması için bir takım gerekçeler belirtildikten sonra yeni dinamik bir modelin tanımı eskileriyle karşılaştırılmıştır. Önerilen tanımın ardından, inanç bakım ve danışmanlığının özellikleri ve onu dünyevi danışmadan ayıran nitelikler belirtilmiştir. Ardından bir inanç bakım ve danışmanlığı sorunu örneği olarak “inanç” kimlik sorunları açıklanmıştır. Ardından inanç bakım ve danışmanlığı eğitimi, içeriği ve akreditasyon konularına değinilmiştir. Yazar çalışmasını bir eğitim programı önerisiyle sonlandırmaktadır.

Anahtar Kelimeler: inanç bakım ve danışmanlığı, dini danışmanlık, Türkiye, İslam, aktivite teorisi, dünyevi danışmanlık, din adamı, kimlik sorunu, inanç gelişimi, program

Abstract

In this study the name of “faith care and counselling” has been preferred over the traditional phrase “pastoral counselling”. Faith has been defined broader than religion and thus faith care and counselling has been shaped into a model in such a way that it would address to every Turkish citizen, Muslim or non-Muslim. After introducing a number of justifications for circulating faith care and counselling in the society, the definition of the new model of faith care and counselling has been compared with the previous ones. Following the introduction of a new definition, the characteristics of “faith care and counselling” and the features which distinguish it from the mainstream models have been marked out. Furthermore, the crisis of faith identity was introduced as a case example with which such a model would deal. Finally, the education of faith care and counselling, its content and the issue of accreditation have been raised. The author finalizes the paper by offering a brief curriculum for the education of faith care and counselling at post-graduate level.

Key Words: faith care and counselling, pastoral, religious counselling, Turkey, Islam, activity theory, secular counselling, clergy, identity crisis, faith development, curriculum

 

  

 

GİRİŞ

‘İnanç bakım ve danışmanlığı’ başlığı yaygın olarak ifadelendirilen ‘dini bakım ve danışmanlık’ isimlendirmesinin yerine kullanılmaktadır. Bu da konuyu isimlendirme sorununa bir çözüm önerisi olarak dile getirildi. Bu yaklaşıma göre, her Müslüman inançlıdır fakat her inançlı kişi Müslüman olmak zorunda değildir. Yani örneğin Türkiye’de Müslüman olmak inançlı olmanın en yaygın biçimlerinden biridir ama tek inançlı olma yolu değildir. Bu yüzden Türkiye’de devletin resim kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sunulan din hizmetleri de aynı inancın farklı versiyona sahip mensupları da dahil tamamen farklı inançtaki insanlara da inanç hizmeti vermekle sorumlu olmalıdır ve kavramsal çerçevesini de böylece geniş tutması beklenir. Son dönemlerde müftülüklerde aile danışmanlığı birimleri kurulmuştur. Ancak bu birimlerde çalışanlar için 3 haftalık kurs almalarıyla verimli olabileceğini düşünmek mümkün değildir. Bu çok kolaycı bir yaklaşımdır ve bazı yararları olabileceği gibi zararları da olabilir.

İnanç bakım ve danışmanlığı isminde geçen inancın işlevsel bir tanımının yapılması gerekmektedir. Bu çalışmada ön görülen inanç danışmanlığı modeli inanç gelişimi kuramı çerçevesinde şekillendirilmiştir ve inancın tanımı da bu çerçevede yapılmıştır (Kuram için örneğin bkz. Fowler, 1981). İnanç gelişimi kuramı Türkiye bağlamında ayrı çalışmalarda yazar tarafından detaylı bir biçimde ele alınmıştır (bkz. Ok, 2007 ve 2004). Bu yüzden, burada kuram önce özetlenecek ve inanç danışmanlığı ile ilgili yönleri üzerinde durularak yeni bir inanç danışmanlığı modeli geliştirilmeye çalışılacaktır.

İnanç gelişimi kuramında inanç, aşağıda görülebileceği gibi, teolojiler ve kültürler üstü bir biçimde tanımlanmaktadır. Dolayısıyla İslam, Hıristiyanlık, Şintoizm gibi dinler inancın geleneksel ve en yaygın ifade biçimleri olarak görülmekle birlikte inancın tek temsil edicileri değildir. İnanç bir insan evrenseli olarak görülür ve bu dinler inancın içeriğini oluşturur. Diğer dinler gibi İslami semboller sistemi de daha genel bir kavram olarak görülen inancın içeriği olarak tasarlanmıştır.

Fowler’ın geliştirdiği inanç gelişimi kuramına göre, (a) her birey çevresine, (b) ait olduğu bir toplum içinde, (c) o toplumların da kabul ettiği en üst düzeyde önem verdiği çekirdek değerler (örneğin Tanrı, para, mutluluk veya başarı vb.) etrafında ve onlarla (çekirdek değerler ve toplum) karşılıklı etkileşim halinde yönelim gösterir. Bireyin inanç diye isimlendirilen eylemi, onun bu üçlü (benlik, toplum ve en üst değer) etkileşim sistemi içinde en üst değerler çerçevesinde dünyayı ve yaşamı oluşturucu olarak kurgulama, değerli ya da anlamlı görme ve kendini adama edimlerinden ibarettir. Bu edimlerin biçimi de yaşamın farklı dönemlerinde gelişerek farklı şekiller alabilir. Başka bir deyişle, bireylerin bu çekirdek değerleri, toplumu ve diğer yaşam unsurlarını algılama biçimleri (algılamaları, adamaları ve değerli görme biçimleri) yaşam boyunca (içeriğe karşılık) yapısal düzeyde genellikle “daha yeterli olma” yönünde bir kaç değişim sergileyebilir. Fowler inancı kısaca şu şekilde tanımlar:

Bir kişinin sonul bir çevreyi açık veya örtük[2] olarak ahenkli imgelemesi bağlamında kendi-diğer ilişkileri kurgulamasının altında yatan bilme, değer verme ve kendini adama eylemleridir (Bkz. Ok, 2007).[3]

Bu tanımda yukarıda bahsedilen üç unsur öne çıkmaktadır. Bunlar da, benlik, temel çekirdek değer/ler ve sosyal grup. Her bireyin (farkında olsun ya da olmasın) en üst düzeyde önem verdiği temel değerleri (tanrı, para, lüks, cinsellik vb.) bulunmaktadır. Bireyler bu en üst düzeydeki temel değerleri tek değil içinde yaşadıkları gruplarla paylaşırlar. Dolayısıyla kişi, benlik-en üst değer-toplum üçgeni birbiriyle sürekli etkileşim halinde bulunur. Kişi, bu etkileşimi ve unsurlarını bu evrende algılayabildiği düzeyde uyumlu biçimde imgelemeye devam ederek yaşamını sürdürür. Ya da böyle bir ortamda genel olarak yaşamı anlamlandırır. Fowler’ın geliştirdiği bu üç inanç unsuru yazar tarafından bir başka çalışmada sosyo-kültürel aktivite kuramı çerçevesinde daha geniş bir çerçevede etkileşimsel yön vurgulanarak yeniden yorumlanıp genişletilmiştir (bkz. Ok, 2004).

Bu yeniden yorumlama çerçevesinde bireysel inanç etkileşim sistemi aşağıdaki şekilde somutlaştırılmıştır (bkz. Ok, 2007).

 

Şekil 1: Bireysel inanç etkinliği ve unsurları

Şekli yorumlamak gerekirse, bir birey yaşamındaki anlamsızlık, belirsizlik ve sonluluk gibi sorunları (B harfi ile gösterilmiştir) ortadan kaldırmak ister (onları çözümlemek için onlara yönelim gösterir). Bunu da bir araç vasıtasıyla gerçekleştirebilir (C). Bu aracıyı da he zaman olmasa da genellikle kurumsal dinlerin sunduğu sembolik değerler oluşturur. Birey (A) bu konulardaki sorunları (B) çözerken içinde bulunduğu grubun (E) bireylerinden doğrudan ya da dolaylı olarak katkı alır. Birey kendi anlamsızlığını gidermeyi, grubun ortaklaşa uyduğu ve uyulmasını teşvik ettiği kurallara (D) bağlı olarak gerçekleştirmeye çalışır. Gruptaki bireylerin inanç etkinliği, grup üyelerinin birliktelik duygusu, normlara uymaya teşvik gibi kendilerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleriyle (F) gerçekleşir. İşte bireyler böyle unsurları organik olarak birbirine ilintili bir temel inanç etkileşimi sistemi içinde yaşar.

Her birey için böyle bir inanç etkileşim sistemi düşünülebilir ve her bireyin inanç etkileşim sistemi birbiriyle etkileşim halindedir. Şekilde de görüldüğü gibi bu makro inanç etkileşim sisteminin dışında bu sistemi şekillendirebilecek ekonomik, siyasi ve kültürel yapı gibi daha geniş sosyolojik makro ortamlar bulunmaktadır. Ayrıca, her bireysel inanç etkileşim sistemi durağan değil aynı zamanda zaman bakımından ‘gelişimsel’dir; yani bireyin takvim yaşıyla birlikte gelişmeye ve değişmeye devam eder. İnanç psikolojik danışmanlığını gerektirebilecek inanç problemleri işte bu bağlamda anlamlı bir biçimde tanımlanabilir.

Yukarıdaki şekle bakarak söylemek gerekirse, örneğin bir kişi içe dönük bir kişilik yapısından dolayı kendini ziyaret eden komşularına iade-i ziyaret yapmazsa, bu kişi inanç görev dağılımında (F) aksaklıklar yaşamış olmaktadır. Yani kişi başka bir bireyin ya da bireylerin (komşuların) inanç (anlam yapma) etkileşim sistemlerine yönelik görevini ihmal ederek (karşılılık gereği) kendi inanç etkileşiminde sorun oluşturmuş olmaktadır. İnanç görev dağılımı ile ilgili olan bu problem aynı zamanda sosyal kurallarla ve kuralların kendisinden çıktığı inanç sistemini yorumlama biçimi ile de yakından ilgilidir. İnanç etkinliği bir bütün olarak bir bireyin bütün etkinliklerini içerdiğinden, bir bireyin her hangi bir alanda yaşayabileceği bireysel ya da sosyal bir sorun doğrudan ya da dolaylı olarak o bireyin inanç etkinliği çerçevesinde ele alınabilmektedir.

Görüldüğü gibi buraya kadar dinin tanımından ziyade inanç tanımıyla ilgilenildi. Yeni bir inanç tanımı yapıldı. Peki dinin yeri nerede? İnanç gelişimi kuramına göre dinler, toplulukların inançlı olma biçimlerini temsil ederler. Yani dinler inancın ifadeleridir. Gerçi yaygın olarak din en geniş anlamda, bir bireyin evrenle veya Tanrıyla olan nihai ilişkisine dayanan yaşam veya inanç tarzı (Saliba, 1995) olarak nitelendiriliyorsa da Fromm’un tanımı inanç gelişimi kuramına daha uygundur. Ona göre, kesinlikle din nitelemesi yapılmayan, çağdaş otoriteryanizm gibi laik sistemler, psikolojik açıdan bakılırsa, din adını hak ediyorlar. Ona göre din terimi, bir topluluğun bireylerince paylaşılan ve o bireylere belirli bir yöneliş, belirli bir bağlanma amacı kazandıran her hangi bir düşünce ve eylem sistemidir.(Fromm, 1990, s. 31).. Görüldüğü gibi aslında Fromm’un dini tanımlama biçimi bu çalışmada seçilen Fowler’ın inanç tanımıyla örtüşmektedir. İsimlendirmede bir başka alternatif inanç yerine Türkçe’de kullanılan manevi kelimesi olabilir.

İşte inanç psikolojik danışmanlığı buraya kadar ele alınan teorik çerçevede temellendirilecektir. Bu yaklaşımın tercih edilmesinde rol oynayan bir takım olumlu sonuçları bulunmaktadır. Bu tanıma göre tanrıtanımaz ve tanrı bilinemezciler de dahil (ciddi ruhsal rahatsızlığı olanlar hariç) inanç duyusu olmayan insan yoktur. Bu açıdan inanç psikolojik danışmanlığı inançlı-inançsız ya da dindar-dinsiz ayrımı yapmaz. Dindarların, dünyevilerden; dünyevilerin de dindarlardan bir üstünlüğü ve ayrıcalığı yoktur. İnanılan şeyin ne olduğu değil inanma biçimi öne çıkmaktadır. Bu model çoğulcudur ve kapsayıcı olduğu için laik sosyal ortamlar için daha fazla anlamlıdır. Sadece inançlı olmanın ya da dünyevi olmanın daha fazla ya da daha az yeterli olma durumu söz konusudur. Bu inanç tanımı inancın liberal bir yorumunu dayanmaktadır ama geleneksel yorumları zorunlu olarak dışlayıcı değildir.

 

İnanç Bakım ve Danışmanlığının Gerekçesi

Dünyevi danışmanlık ve rehberlik[4] hizmetleri üniversitelerde öğretilirken, neden inanç bakım ve psikolojik danışmanlığına gerek vardır? İnanç psikolojik danışmanlığının gelişip yaygınlaşmasını gerektiren bir dizi psikolojik, sosyolojik ve felsefi gerekçeler bulunmaktadır.

Bilindiği gibi tüketicilerin sağlık hizmeti sistemlerinde de hizmet görmek istedikleri uzmanları seçme hakları evrensel olarak kabul edilen bir arzudur.(Ritter, 1997). Bu yüzden danışmanların danışabilecekleri alternatiflerin sayısını çoğaltmak danışmanlık hizmetlerinde zenginliğe yol açacaktır. Bazı dindarlar, inançlarıyla ilgili kaygıdan kaynaklanan çeşitli gerekçelerle bir dünyevi terapiste gitmemeyi isteyebileceği gibi, dindarlığı benimsemeyen kişilerin de yine bazı gerekçelerle dinsel bir danışana başvurmaları söz konusu olabilir. Dindar insanların, dünyevi danışmayı tercih etmemelerinin bir takım inançsal nedenleri olabilir: Böyle bir tedaviye ihtiyaç duymak onlarda, ibadet yaşamındaki ihmalkarlık ve Tanrıya inançta azalma anlamına geleceği korkusu yaratabilir. Ayrıca dünyevi danışanlar tarafından anlaşılamama ve dinsel konularla ilgili inançlarından ötürü tenkit edilme korkularına da sahip olabilirler (Stern, 1985, s. 40) [5]

İnanç psikolojik danışmanlığını gerektiren diğer bir neden de dünyevi danışmanlık modellerinin eleştiriyi gerektirecek yönlerinin bulunmasına dayanmaktadır. Örneğin bu gün dünyevi danışmanlık modellerinde, danışmanlık teorilerinin beyaz orta sınıf’a göre geliştirildiği yaygın olarak bilinmektedir. Bu danışma modellerinde danışman-danışan arasındaki inanç farklılığı çoğu kez dikkate alınmamaktadır. Bu konuda literatürde önemli tartışmalar yer almıştır. (Bkz. Bergin, Payne ve Richard, 1997; Bergin ve Payne, 1997; Ellis, 1980 ve Walls, 1980).

Akıl sağlığı uzmanları veya dünyevi danışmanlar dinsel ya da ruhsal konularda bilgi eksikliğine sahiptirler. Özellikle Türkiye nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olması göz önünde bulundurulduğunda danışanların dinsel değerleri konusunda bilgi eksikliği kabul edilebilir değildir. Akıl sağlığı uzmanları, yaygın olmasına rağmen, hastaların varoluşsal veya ruhsal problemleriyle ilgilenmede sık sık güçlük yaşarlar. Bu tür konularda başarılı olmaları için en iyi biçimde donatıldığı varsayılan dinsel danışmanlar, insan problemlerinden kendi alanlarıyla ilgili olanları tedavi etmede daha başarılı olurlar.(Meadow ve Kahoe, 1984, s. 419).

Dünyevi terapistlerin, dindar danışanlarının dinle ilgili ve diğer danışanlarının da değerle ilgili problemleri konusunda uzman olmadıkları, dolayısıyla da yeterli olamayacakları ya da sıkıntıları olacağı konusu dikkate alındığında psikoterapi alanında yetişmiş dinsel deneyimli uzman ihtiyacı bir kez daha akla gelmektedir. Stanton Jones, kuramcıların ve pratisyen terapistlerin insan yaşamındaki metafizik ve aşkınlık boyutuna az önem verdiklerini belirtir ve psikoterapistlerin danışanları ontolojik açıdan anlamada yetersiz olduklarını söyler.(Hoshmand, 1995, s. 540).

“Günümüzde psikiyatri, gerek teori ve araştırmalarında, gerek tanı sistemleri ve uygulamalarında hayatın dinsel ve manevi boyutunu ya büyük ölçüde görmezden gelmekte ya da patolojik bir fenomen olarak ele almaya yatkınlık göstermektedir. Ancak psikiyatrideki bu durum belirgin bir hoşnutsuzluk yaratmış, psikiyatrinin kültüre ve dine daha duyarlı olması gerektiğine ilişkin ciddi eleştiriler yöneltilmiştir. Bu eleştirilerin sonucu olsa gerek, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin psikiyatrik hastalıkları sınıflandırma sistemi olan DSM’ in 1994 yılında kabul edilen IV. formunda, ‘klinik ilgi odağı olabilecek ek kodlar’ bölümünde ‘dinsel ya da manevi sorun’ başlığı altında bir tanıya yer verilmiştir.”(Göka, 1994, s. 147). Değer karmaşası ve kimlik sorunu yaşayan insanlara yardımda bulunmak için ‘inanç’ konusunda bilgi birikimine ihtiyaç bulunmaktadır. Bilindiği gibi danışmanlık bir ahlak ve dünya görüşüyle bağlantılıdır. Nasıl yaşamalıyım sorusuna yanıt aramada kültür ve inanç değerleri önemli alternatif oluştururlar.

Günümüzde din adamlarının iyi etkileşim kurma gereksinimi ortadadır. İnanç bakım ve danışmanlığı konusunda eğitim alabilecek din hizmeti sunanlar, hem kendilerini geliştirirler hem de cemaatlerine ve çevredekilere daha işlevsel hizmetler sunabilirler. Bazı toplumlarda özellikle muhafazakarlığın ağırlıkta olduğu gruplarda dünyevi bir sağlık uzmanına gitmek normal karşılanmayabilir (Göka, 1994, 149-50) veya böyle bir uzmana ulaşmak güç, hatta pahalı veya yöntemini bilememe eksikliği gibi sorunlar söz konusu olarak böyle bir uzman aranmayabilir. Bu gibi durumlarda, devam etmekte olduğu bir ibadet merkezinin din görevlisi, böyle dindar biri için hem kolay ulaşma hem de aynı inanç ve değerleri paylaşma ya da takınacağı tavrı ve hoş görü boyutunu önceden görme açısından daha kolay ulaşılabilir bir durumda olur veya en azından diğer sağlık uzmanlarına rahatça gidilebileceği onayını alma açısından önemli bir işlev görmüş olur. Dolayısıyla kültür ya da değer ortaklığı ve dolayısıyla bireylerin kendilerini kendi kültürel ortamlarında daha rahat hissetmeleri inanç bakım ve danışmanlığına başvurmayı teşvik ederek, ruh sağlığına önemli katkıda bulunulmuş olur.

İnanç Bakım ve Psikolojik Danışmanlığının Tanımı

Ruh sağlığı alanında dinsel danışmanlık veya dinsel psikoterapi olarak bilinen disiplin, teoloji ile davranış bilimlerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır (Ritter, 1997). Dinsel danışmanlık, fiziksel, zihinsel ve manevi boyutlar arasındaki bağlantıyı sürdüren bir tedavi modeli sunar ve böylece bireylerin bütünlüğünü korumaya çalışır (Ritter, 1997). Dinsel danışmanlık, yaşamda karşılaşılan kaygıyı yatıştırabilir veya güçlü sınırlar koyarak kontrol mekanizmasını besleyebilir. Böyle bir davranım kişilikte bulunan çatışmanın seviyesini azaltmaya hizmet edebilir ve böylece bir din mensubunun bütünlük duygusunu çoğaltır.(Meadow ve ark., 1984, s. 418).

Dini bakım ve danışmanlık yerine neden inanç bakım ve danışmanlığı ismlendirmesinin seçildiğine yukarıda değinilmişti. Dinsel danışmanlık ismi pastoral counselling kelimesinin tercümesidir. Pastoral kelimesi dinsel olandan öte İncil’den alınmış Hıristiyan geleneğine özgü bir kavramdır.(Lartey, 2003, s. 23). Bu yüzden dinsel danışmanlık ismi pastoral counselling isminin Hıristiyan ortamında ifade ettiğinin aynısı değildir. Dinsel danışmanlık için kullanılabilecek her isimlendirme için bir takım sınırlılıklar bulunmaktadır ki bu yüzden bu çalışmada yukarıda tartışılan inanç bakım ve danışmanlığı ismi seçilmiştir.

Dini danışmanlık ismindeki dinsel kelimesi kurumsal dinleri ima ettiği için, danışmanlık sadece kurumsal dinlerin bağlamlarında ve o kurumsal dinlere mensup olan insanlara yönelik danışmanlık etkinliği olarak anlaşılır. Bu yüzden, örneğin, Türkiye’de Müslüman olmayan, hümanist, tanrı-tanımaz ya da tanrı-bilinemezci insanların “inanç” sorunları ile ilgilenmelerini kapsamaz. Hatta Müslüman olup ta yaşamının belirli dönemlerinde geçici ya da tamamen dine ilgisiz olduğu zamanlarda bu insanlara yönelik hizmeti kapsamaz. Dinsel danışmanlık, belirli organize bir dinin düşüncelerine dayandırılır. Bu Genia tarafından da böyle algılanmıştır. Ona göre, dinsel danışmanlar, ortak bir teolojik yapı tarafından öngörüldüğü şekilde, danışanlarının sağlıklı, duygusal ve dinsel işlevsellik elde etmelerinde onlara yardım ederler (Genia, 1999, s. 78). Oysa böyle bir yaklaşım, dinsel kurumların devlet yapısından daha bağımsız olduğu Amerika ve pek çok Avrupa ülkelerinde geçerli olabilir. Yani her dinsel grup kendi inananlarına yönelik danışmanlık modelleri geliştirebilir. Ne var ki Türkiye’de laik bir devletin dinden sorumlu tek resmi kuruluşunun sözü edilen ülkelerdeki ayrı ayrı dinsel kurumlardan daha kapsamlı olmasını gerektirir. Bununla birlikte literatürde tanımlar dinsel bakım ve danışmanlık adı altında yapılmıştır. Şimdi bu tanımlardan ikisi sunulacaktır.

Literatürde yer alan dini danışmanlık tanımları arasında aşağıdaki iki tanım diğerleri[6] arasından seçilmiştir. Bu da “dinsel bakım” (pastoral care) adıyla yapılan tanımdır:

Mümessil din adamları tarafından nihai anlam ve konular bağlamında sorun yaşayan insanlara yönelik (ruh sağlığı sorunlarını vb.) iyileştirme; (engelli vb. kişileri) destekleme; (iş bulma vb konularda) rehberlik etme; (büyüyüp gelişmede) bakımda bulunma ve (evlilik gibi sorunlarda) uzlaştırma şeklindeki yardım etme davranışlarını içerir (Clebsch & Jaekle, 1964, s. 4)

Bir diğeri ise Lartey’e aittir. Lartery bir kaç tanımı inceleyip tartıştıktan sonra kültürler arası modeline uygun olarak kendi tanımını sunar:

Dinsel bakım, insan yaşamında aşkın bir boyut olduğunu kabul eden kişilerin yürüttüğü, sözel veya sözel olmayan, doğrudan ya da dolaylı, literal veya sembolik iletişim biçimlerini kullanarak kaygıyla baş etmeye çalışan kişilerde önleme, rahatlama veya kolaylaştırmayı hedefleyen yardım etme etkinliklerini içerir. Dinsel bakım, insanların tam insanlar olarak gelişimlerini; ve içinde bütün insanların insanca bir yaşam sürdürebilecekleri ekolojik ve sosyo-politik bakımdan bütünsel toplulukların gelişmesini beslemeye çalışır. (Lartey, 2003, s. 30).

Bu tanımalara göre dinsel bakımı dünyevi danışmanlıktan ayıran bir kaç özellik göze çarpmaktadır. Bunlardan birincisi bu etkinliği dinsel bakımın bir mümessil bir adamı tarafından ya da en azından insan yaşamında aşkınlığa yer veren biri tarafından yürütülmüş olması. İkincisi, (birinci tanım dikkate alınırsa) danışma konularının nihai anlam ve konular bağlamında yer alması. Üçüncüsü, dinsel bakım etkinliğinin alanın rehberlik, destekleme, uzlaştırma vb. unsurlarla psikolojik danışmanlığın alanından geniş tutulmasıdır. Dördüncüsü dinsel danışmanlıkta dinsel ve kültürel sembol sistemleri ve değerleri bir kaynak olarak kullanılabilirken, dünyevi danışmanlıkta bunlara yeterince atıfta bulunulmaz.

Sunulan bu iki tanım vurguları ve gündemleri bakımından birbirinden farklıdır. Bu iki tanımı dikkate alarak dinsel danışmanlığın unsurlarını belirlemek gerekirse bunlar:

(a) Dinsel bakım etkinliğini yürüten kişi: Birinci tanımda bu kişi, “mümessil din adamı” ikincisinde ise, “insan yaşamında aşkın bir boyut olduğunu kabul eden insanlar” ya da “güç, iyilik vb. gibi gözükür olmayan aşkın boyutlara önem verenler” olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla birinci tanıma göre danışman belirli bir din içinde o dinin mensuplarına hizmet sunarken, Lartey’in tanımında danışman daha fazla kültürler ya da değerler arası bir niteliğe sahiptir. Yani daha kapsamlı ve dolayısıyla çoğulcudur.

(b) Dinsel danışan: Birinci tanımda “nihai anlam ve konular bağlamında sorun yaşayan insanlar”; ikinci tanımda ise “kaygıyla baş etmeye çalışan kişiler” olarak ifadelendirilmiştir. Bu konuda farklılık belirgin gözükmektedir. Birinci tanıma göre danışanın sorunu özeldir ve nihai anlam ve konular bağlamında yer almaktadır. İkincisinde ise sorun, sınırlandırılmadan her hangi türden bir kaygı durumu olarak belirtilmiştir.

(c) Dinsel danışmanlık etkinliği kapsamına giren edimler (ki bu aynı zamanda dinsel bakımın hedefi olarak ta düşünülebilir): Birinci tanımda “(ruh sağlığı sorunlarını vb.) iyileştirme; (engelli vb. kişileri) destekleme; (iş bulma vb konularda) rehberlik etme; (büyüyüp gelişmede) bakımda bulunma ve (evlilik gibi sorunlarda) uzlaştırma şeklindeki yardım etme davranışları” şeklinde belirtilirken, ikinci tanımda “önleme, rahatlama veya kolaylaştırmayı hedefleyen yardım etme etkinlikleri” olarak dile getirilmiştir. İkinci tanımda bu etkinlik bireysel edimlerin yanında sosyolojik bir boyut ta kazanmıştır. Bu da “ekolojik ve sosyo-politik bakımdan bütünsel biçimde toplulukların gelişmesini besleme” olarak ortaya çıkmaktadır. Her iki yaklaşımda da etkinliklerin ortak özelliği “yardım etme” şeklinde tek yönlü bir iletişime vurgu yapılmış olmaktadır. Oysa danışma ilişkisinde danışman ve danışan problemin çözümü için birlikte çalışırlar ve yardım etme iletişimi tek yönlü değildir. Danışanın iyileşmesine danışanın kendisi de doğrudan katkıda bulunur.

(d) Dinsel danışmanlık etkinliğinde kullanılan aletler: Birincisinde bu belirtilmemişken ikincisinde “sözel veya sözel olmayan, doğrudan ya da dolaylı, literal veya sembolik iletişim biçimlerini kullanarak...” ifadesiyle somutlaştırılmıştır. Dinsel bir gelenek söz konusu olduğunda dinsel içerik yani teoloji de bir alet olarak düşünülebilir. Çünkü dinsel gelenekler bir amaç değil, insanının mutluluğu için bir araç olarak düşünülmelidirler. Lartey, bu tanımlarda yer almayan dinsel danışmanlığın bir kaç unsuruna daha değinmiştir. Bunlar da eklenirse:

(e) Dinsel danışmanlık etkinliğinin formatı: bu da bireysel psikolojik danışmanlık, grup danışmanlığı, doğum ve sünnet kutlamaları, ölüm merasimlerine katılımlar, birlikte olmalar vs şeklindedir.

(f) Dinsel danışmanların bu etkinliğe katılma nedeni yada güdüsü: Lartey bunu insan sevgisi ile özetlemektedir. İnsana karşılıksız hizmet sunma konusunda her dinsel gelenek kendi kaynaklarından ilham alabilir.

Bu iki tanımdaki güçlü ve sınırlı yönler ile yukarıdaki inanç tanımı dikkate alınarak yeni bir tanım geliştirilmesi uygundur. Herhangi bir dinsel danışmanlık modeli, şüphe, agnostisizm ve hatta tanrıtanımazlık gibi genellikle geleneksel inançların dışında görülen ancak bireyler için bir “inanç” yönelimini temsil eden konuları yönlendirici olmadan işleyebilmelidir. Farklılıklar açık ve kapsayıcı olmalıdır. Lartey’in modeli bu konuda daha fazla yetkin durmaktadır. Bu konuda örneğin bir İslami danışmanlık isminin yukarıda bahsedilen sınırlılıkları bulunmaktadır. Zira, İslami danışmanlık İslami teolojiye bağlılığı ima etmektedir. Bunun da şüphe ve agnostisizme karşı doğal olarak (genellikle olumsuz) bir tutumu bulunmaktadır. Bundan dolayı manevi alanlarla ilgili bir danışmanlık modeli görece daha kapsamlı ve dahil edici (inclusive) bir kavramla nitelendirilmelidir. O da bu çalışmada “inanç” danışmanlığı olarak seçilmiştir. Bu danışmanlık modeli bu coğrafyayla sınırlıdır, ama aynı coğrafyada yaşayan yaşam geleneklerinden veya alt versiyonlarından (İslam, Alevilik, Hıristiyanlık vb.) beslenir ve onlara teklif edebileceği değerleri ve yardım ilişkileri bulunmaktadır. İnanç psikolojik danışmanlığı liberal bir teolojik yorumdan ortaya çıkmıştır. Bu liberal yorumu yapabilen her geleneğin din adamları inanç danışmanlığı modelinin kendi versiyonlarını yaratabilirler. Dolayısıyla burada ele alınan inanç danışmanlığı modeli zorunlu olarak İslami değil, ancak Müslüman bir din adamı tarafından kullanılabilir özellikler sergilemektedir.

İnanç danışmanlığı, tekniklerine dışlayıcı olacak biçimde (İslami ya da başka) dinsel değerlerin hakim olduğu ya da vurgulandığı bir görüşme demek değildir. İnanç danışmanlığı başta dinsel kaynaklar olmak üzere bu coğrafyanın kültürel zenginliklerinin sağladığı değerlerden yararlanarak, dinsel ve varoluşsal konularla üst düzeyde bir “inanç” olgunluğu ve gelişimi ile empatik biçimde ilgilenmeyi ifade eder. Danışanın dinsel değerlerine saygıyı vurgular. Böylece dinsel geleneklerin insana hizmetine yönelik gizil güçleri ortaya çıkarılır ve uygulamaya sokulur. Dinsel ve varoluşla ilgili coğrafi değerler o coğrafyayı paylaşan insanlarla paylaşıma açılmış olur. İnanç danışmanlığı, yukarıda tanımlandığı biçimde insanın yaşama yönelimi çerçevesinde gelişen uyumsuzluklarla ilgilenen bir yaklaşımı içerir. Yukarıdaki dini danışmanlık tanımları bu çalışmada yer alan kuramsal modellerle bir araya getirildiğinde inanç bakım ve danışmanlığı şu şekilde yerini bulmaktadır:

Yetkin ve yetişkin bir din adamının veya genel olarak “inanç” konularına önem veren bir kişinin hem kendi hem de danışan(lar)ının inanç ve kültürel kaynaklarını (dinsel içerik, sembol, üye olunan grup/lar vb.) kullanarak danışan(lar)la birlikte (ortaklaşa) onların (sosyo-politik ve ekonomik şartları da dahil) temel “inanç” etkinliğini doğrudan[7] ya da dolaylı[8] olarak engelleyen ya da ilgilendiren sorunlara yönelik belirli kurallar çerçevesinde yürütülen yapılandırılmış sözel (görüşme gibi) veya eylemsel (ziyaret gibi) çözüm bulma etkileşimlerini (iyileştirme, destekleme, uzlaştırma vb.) içerir.

İnanç bakım ve danışmanlığının bu tanımı yine soso-kültürel etkinlik unsurlarıyla (yukarıda geçen inanç modeliyle bağlantılı ve uyum içinde) aşağıdaki gibi somutlaştırılmaya çalışılmıştır:

 

Şekil 2: İnanç danışmanlığı etkinliği ve unsurları

Şekilde görüldüğü gibi, inanç bakım ve danışmanlığı etkileşim sisteminde danışman bir özne ve danışan da bir nesne değildir. Hem danışman hem de danışan birlikte özne konumundadır. Nesne ise her ikisini üzerinde çalıştığı danışanın sorunlarıdır. Bu sorunlar da yukarıda belirtildiği gibi bireyin inanç sistemini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen her hangi bir kaygı yaratıcı unsur olabilir. Yani sorunun, zorunlu olarak dini olması söz konusu değildir. Hedef iki şekilde ele alınmıştır. Birincisi iyileştirme, kaygı azaltma, uzlaştırma, özgürleştirme gibi tikel ara hedefleri içermektedir. İkincisi ise bu tikel sorunların ötesinde bir bütün olarak inanç sisteminin uyumlu biçimde çalışmasıdır. Yani insanın bir bütün olarak anlam yapmasını sağlamak, evreni yorumlamak yani kısaca bireyin inanç etkinliğini bir bütün olarak sürdürmesini sağlamaktır. Burada vurgulanması gereken bir nokta da inanç bakım ve danışmanlığı dünyevi danışmanlıkta olduğu gibi birebir danışmanlık uygulamasını değil aynı zaman da bakım kelimesiyle ifade edilen, bir ofiste yer alan birebir görüşmenin ötesinde günlük yaşamdaki hastalık, doğum, önemli gün ziyaretleri gibi bir kişinin ofis dışında sorunlarıyla düzenli olarak ilgilenme etkileşimlerini de içermektedir.

Danışman ve danışan birlikte hedefi gerçekleştirirken özellikle danışanın inanç sisteminin sembollerinden ve kaynaklarından yararlanabilirler. Danışman ise ‘yeterli’ bir eğitimden sonra özellikle danışma beceri ve tekniklerini[9] iyi kullanabildiği varsayılan kişidir. Danışmanın inanç biçimi inanç gelişimi kuramıyla ifade etmek gerekirse ‘yeterli’ ve yeterince ‘gelişmiş” olmalıdır ki bu bir başka çalışmada en az 4. aşama olarak belirtilmiştir (bkz. Ok, 2007).

Danışmada ya da bakımda hem danışanın hem de danışmanın uyması gereken kurallar bulunmaktadır. Bu, (kontrat’ta dahil) mesleki kurallarla birlikte danışanın inancının normatif yönlerini dikkate almayı gerektirir. Hem danışman, hem danışan hem de danışma etkinliğini doğrudan ilgilendiren kurum ve yetkililer kendilerine düşen görevler konusunda amacı gerçekleştirmek için işbirliği yapmaya istekli olmalıdırlar.

İnanç bakım ve danışmanlığı etkinliği sadece dinsel ya da metafizik bir bakım ve danışmanlık türü değildir. İnsanın yaşamı dini ve dünyevi diye bölünemez. İnancın yukarıda yapılan tanımı da bunu içermektedir. Öyleyse inanç bakım ve danışmanlığı bir bütün olarak birey içindir. Bu bütünlük, iki şekilde düşünülebilir: Bunlardan birincisi, kişinin (a) inanç etkinliğinin unsurları içinde bütünlük hissetmesinin yani birey olması, bir ailenin parçası olması, sosyal bir ünitenin parçası olmasının gerektirdiği bir bütünlüktür. Diğeri ise (b) bu etkinlik ünitesinde ya da ilgili diğer etkinlikler sonucunda oluşan beden-zihin bütünlüğü şeklindeki bütünlüktür (Foskett & Jacobs, 1994, s. 253).

İnanç bakım ve danışmanlığı ne değildir? İnanç bakım ve psikolojik danışmanlığı bir dindarlaştırma ya da belirli bir dini aşılama yöntemi değildir. Ancak din adamları kendi bağlamlarında dinsel değerlere açık olarak gelen ya da yaşantısında dinsel değerleri dikkate alan bireylerin ya da grupların problemlerini onların dinsel görüngesinden ele alabilir. Ancak din adamının en önemli görevi dinsel simgeleri aşkınlaştırıcı biçimde kullanarak cemaat üyelerinin ruhsal olarak kendilerini iyi hissetmelerini, üretici ve yaratıcı olmalarını sağlamaktır. İnanç danışmanlığı dinsel gelenekten olmayanlara da dini bir ortamda yardım etme gizilgücü taşır. Hem danışan hem de danışman tarafından inanç sembolleri konusunda yapılacak yorumların bireyin ruhsal ve sosyal sağlığı ile uyumlu olup olmaması birinci derecede dikkate alınır. İnanç sembol sistemleri ruh sağlığı için bir araç olarak değerlendirilir. Bu aşamada örneğin geleneksel düşünen birine yönlendirici bireysellik değerlerini sunmak çelişki yaratabilir.

Bir danışmayı dünyevi danışmanlıktan ayıran ve inanç danışmanlığı olarak nitelendirmemizi sağlayan özellik/ler nelerdir? Bu tanımlardan yola çıkarak inanç danışmanının ve danışanının özelliklerini belirlemek kolaylaşmış gözükmektedir. İnanç psikolojik danışmanlığını diğer danışmanlık modellerinden ayıran özellikleri şöyle sıralanabilir: İnanç danışmanlığı varsayımıyla aşkın/teolojik boyuta önem verir ve insanların yaşama yönelimlerini bu boyutun etkilediğini düşünür. Hem dinsel hem de dinsel olmayan geleneklere ve hem dinsel yönelime önem verenlere hem de vermeyenlere uyarlanabilir özelliği bulunmaktadır. Türkiye gibi büyük çoğunlu Müslüman ülkelerde halkın inancına bağlı beklentisine uygunluk gösterir. Bilişsel gelişimsel boyuta önem verir. Kişinin yaşamı anlamlandırmada kullandığı değerleri dikkate almaktadır ve bunu gerektiğinde iyileşmek için araç olarak kullanmaktadır.

Yaygın uygulamaya göre belirli bir dini temsil eden dinsel danışmanlar, danışanlarının ortak teolojik çerçeveye uygun biçimde sağlıklı duygusal ve dini işlevde bulunmaları için onlara yardım ederler ve belirli bir dünya görüşünü desteklerler (Genia, 1994) ve dinsel içeriği bir teolojik yönelime göre terapötik çalışmaya dahil etmeyi önerirler (Genia, 1990b, s. 42). Dinsel danışmanlığın temeli Yahudi-Hıristiyan teolojisine dayandığı düşünüldüğünden bu geleneğin dışındakiler için uygun olmayacağı ileri sürülür. Bu uygulama, dinin ya da dinsel kurumların devletten ayrı işlev gördüğü sosyal ortamlarda mümkündür. Türkiye gibi dini kurumun ve eğitimin devletin gözetiminde olduğu ortamlarda ise Genia’nın geliştirdiği inanç gruplarının amaç ifadesi daha uygun gözükmektedir. Bu da, katılımcılara kendi dini [ya da gayri dini-yazar] geleneklerinin düşünce ve değerlerine uygun olarak manevi olgunluk kazandırmadır (Genia, 1990c, s. 278). Böyle durumlarda kişilere kendi geleneklerine bağlanmalarını önermek uygun olur. Bu amacı gerçekleştirmek için nasihatler, dinsel danışmanlık, manevi yetişme grupları ve din eğitimi etkinlikleri araç olarak kullanılabilir (Genia, 1990b, s. 45).

Tartışma konuları arasında diğer inançların dahil edilip edilmemesi, dinsel danışmanlık uygulamasının yapanların becerileri, bağlam, kullanılacak materyalin (dini ve din dışı) yapısı, belirli bir dinin temel değerlerine bağlı olup olmama, dinsel danışmanlığın teolojik temeli, dinsel bakımın teolojik ve terapötik boyutları, yardıma gelenlere belirli bir görüşü empoze edip etmeme, dinsel danışmanların eğitimi, dinsel danışmanlığın diğer geleneklerde uygulanması gibi konular yer alır (Foskett ve ark., 1994).

Bir inanç danışmanlığı problemi olarak geçiş dönemi yaşayan danışanlar:

Yaşam boyu gerçekleşebilen önemli geçişlerden biri genellikle ergenlik veya ilk yetişkinlik dönemlerinde gerçekleşir. Bu dönemlerde inançlar eleştirel olarak incelenmek suretiyle kimlik ve yaşam felsefesi oluşturulmaya çalışılır. Bu kişiler daha fazla bağımsız olmakla önemli kişilere bağlı kalma arasında yaşanan çelişkilerden dolayı bölünmüş olurlar. Çünkü önceki dünya görüşlerini terk etmek kaygı ve kargaşa duygularına yol açar. (Genia, 1990a, s.77). Kimlik kriziyle başa baş giden geçiş, sorgulama ve şüphe konusunda özgürlük elde etmenin ardından yaşanır (s. 90). Sorgulama ve şüphe, önceki güvenli sayılan inanç yapısının parçalanmasına yol açar ki bu yoğun duygusal bozukluğa, kaygıya ve kafa karışıklığına sebep olur. Önceki dini otoritelere başkaldırı, yeni bir kimlik oluşturma denemesi, olgunluk, uyumsama ve özümseme bu dönemde kişiyi farklı ideolojileri denemeye iter (s. 91). Geçiş aşamasındaki danışanlar yedi özelliğin bir kaçını sergiler (s. 79).

·        Dini sorgulama ve şüphe.

·        Dini inançların ve bağlılıkların eleştirel tahlili.

·        Farklı inançların keşfi.

·        Mensubiyet değişikliği.

·        Manevi kimlik karmaşası.

·        Ahlaki değerlerin uyumsuz uygulamasına yol açan düşüncelerin yeniden değerlendirilmesi.

·        Harici otoriteden içsel otoriteye geçiş.

Geçiş aşamasındaki kişiler dini inançlarını eleştirel olarak gözden geçirirken, değerlerini netleştirirken ve kendileri tarafından seçilen inanca kendilerini adarlarken (zeminsizlik [groundlessness] duygusuyla baş etmek için) büyük duygusal desteğe ihtiyaç duyarlar. (Genia, 1990a, s. 91). Eğer dini bir grup, danışanın sosyal yaşamının merkezini oluşturuyorsa (ve bu da keybedilmişse) o zaman büyük oradan yalnızlık ve üzüntü hissederler. (Genia, 1995, s. 80)

Geçiş döneminde yaşanan sorunlar klinik depresyondan farklıdır. Ancak, belirli bir zaman içinde iyileşme göstermeyen boşluk ve ümitsizlik duyguları danışanın normal gelişimsel değişimin ötesinde önemli iç gerilim yaşadığını gösterir (Genia, 1995, s. 80). Çok otoriter geleneklere kök salmış geçiş aşamasındaki danışanlar, özellikle depresyon ve kaygıya maruz olurlar. Belirli bir zaman diliminde tutarlı manevi bir felsefe benimsemede başarısız olan geçiş aşaması danışanları, genellikle kendilerini adamaktan korkarlar. Danışanın yaşantısının büyük bölümünü etkileyen bağlanma korkusu, derin keşfetmeyi gerektiren daha derinlerdeki kişilik karmaşasının göstergeleri olabilir (s. 83).

Geçiş aşamasının çözümlenmesi sonunda, esnek ve kişisel olarak entegre edici bir manevi bağlılığın oluşmasına yola açabilir. En azından geçici de olsa bir tercihte bulunmayan sonsuz arayış veya sorgulama bireyi anlamsız görecelilik denizinde bırakır (Genia, 1995, p.83). Böyle bir durumda terapist danışana aşama deneyimi geçiren pek çok insanın benzer duyguları yaşadığını iletir. Yine danışanlara geçmişte şüphe fırtınaları yaşamış manevi önderlerin tarihlerini okumaları teşvik edilir (Genia, 1995, p.80). Genia dünyevi terapistlerin, dini geleneğini kaybetmek istemeyenleri, kendi geleneklerindeki yenilikçi ve ilerici gruplara yönlendirmek için duyarlı, güvenilir, belirsizlik ve şüpheden rahatsızlık duymayan din görevlileriyle çalışabileceklerini ya da onlara yönlendirebileceklerini belirtir. Pek çok dünyevi terapist, bir danışanın kendini adadıkları teolojik sorunları düzeltmeleri için konusunda uzman din adamlarına güvenmesi teşvik edilir. Bununla birlikte açık fikirli şüpheciler olarak kalmak isteyen danışanlar serbest düşünceyi ve kişisel manevi gelişimi teşvik eden eklektik geleneklere dahil olabilirler. (Genia, 1995, p.84).

İnanç Danışmanın Eğitimi ve Akreditasyon Meselesi:

Bir din adamının inanç danışmanı olabilmesi için nasıl bir eğitime ve gelişmeye gereksinimi bulunmaktadır? İnanç danışmanlığı teoloji ile davranış bilimlerini bir araya getirmeyi öngördüğünden dolayı, inanç danışmanının (genel olarak söylemek gerekirse) dünyevi bir danışanın yedme teknikleri ve danışmanlık teorisi konusunda sahip oldukları eğitim ve becerilere sahip olması ve bunlardan fazla olarak belirli bir düzeyde teoloji bilgisiyle birlikte din psikolojisi alanında eğitim alması gerekir. İnsanların mahrem dünyasını karşılamaya aday olan birinin pek çok açıdan kendini geliştirmesi ve yetiştirmesi gerekmektedir. Bu konuda eğitim veren kursların, denetimi sağlayacak organize bir grup tarafından akredite olunması önemlidir.

Bu gün Avrupa ve Birleşik Devletler’de pek çok farklı dinsel danışmanlık eğitim programları bulunmaktadır. Bunların çoğu, mesleki ehliyet meselesi konusunda fikirlerini belirtmektedirler (Meadow ve ark., 1984, s. 418). Örneğin, Amerika Dinsel Danışmanlar Kurumu (AAPC) dinsel danışmanlık için standartlar koyan mesleki bir topluluktur.(Clinebell, 1990) AAPC tarafından dinsel danışmanlık için gerekli görülüp tavsiye edilen derslerden bazıları şunlardır: Psikopatoloji, grup dinamikleri, kişilik ve kişilik gelişimi teorileri, psikoterapi ve danışmanlık teorileri, davranış bilimlerinde ve teolojide araştırma yöntemleri, evlilik ve aile dinamikleri, uygulamalı klinik eğitimi.(Ritter, 1997). Bu derslerin ve uygulamaların saatleri de belirlenmiştir. Yine İngiltere’de bir kurum olarak Dinsel Bakım ve Danışmanlık Derneği (Association of Pastoral Care and Counselling), Britanya Psikolojik Danışmanlık Derneğinin (British Association for Counselling) yedi alt biriminden birini oluşturmaktadır.

Lidell (1983, sl. 12-16) dinsel danışmanlık konusunda biri Amerika’da diğeri İngiltere’de olmak üzere eğitim veren iki kurumdan[10] bahseder. O bu iki kurumun programına bağlı olarak şöyle genişletilmiş bir kurs programı içeriği sunar:

(1) Kişisel Terapi Görme: Kısaca öğrenicinin danışan olarak danışmaya katılması. Burada amaç öğrencinin kendisi ve problemleri konusunda iç görü geliştirmesi, danışan olmanın ne anlama geldiğini bilmesi ve neticede danışanlarını kendi problemlerinden korumasını sağlamaktır. Bu terapi eğitim kurumunun dışında yer alır. Haftada bir kez yapılır ve grup terapileriyle de desteklenebilir (s.12).

(2) Klinik Uygulama: Danışmanlık uygulama yaparak öğrenilir. Dolayısıyla öğrenci, bir danışman gözetiminde 5-10 oturumluk olmak üzere danışanlarla çalışırlar. Danışanlarla haftada bir kez 1 saat görüşürler. Toplam görüşme saatleri 400 saatle (İngiltere) 2000 saat (Amerika) arasında değişir.

(3) Teori Bilgisi: Danışmanlığın uygulama ve kuramıyla ilgili öğrenilmesi gereken teorik bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgi alanları da şu şekilde tasnif edilmiştir. (a) Kişilik gelişimi (b) Psikopatoloji (c) Psikodinamikler (d) Danışmanlık teknikleri (strateji, aşamalar vb.)[11] (e) Klinik psikiyatri (sınırı tanıma, ilaçların etkilerini bilme, işbirliği yapma vb. için) (f) Danışmaya kabul ve değerlendirme (danışmadan önceki ilk oturumda durumunu ve geçmişini öğrenmek, sağlık durumu, hastane yer alıp almadığı, danışmaya istekliliği, gelecekteki çalışmalara için temel kurallar veya başak bir mercie referans) (g) Grup danışmanlığı teori ve uygulaması: (grup sürecinde olup bitenler, grup sürecinde desteklenmesi veya karşı çıkılması gereken özellikler, grup normları, grup otoritesi vb.) (h) Evlilik ve aile danışmanlığı teori ve uygulaması: (Aile veya eşler arasındaki iletişimin kavramlaştırılması, bir güçler sistemi oluşu, vb.) (i) Cemaat/grup kaynakları (mevcut yasal ve gönüllü kurumlar) (j) Danışmanlık felsefesi: (Danışmanlığın dayandığı varsayımları belirleme ve bunları sanat, din, antropoloji ve sosyal bilimler bağlamında düşünebilme)

(4) Akran Grubu: Öğrencilerin terapistlerden ya da danışmanlarından aldığı desteği kendi akranlarıyla değerlendirmesi.

Bu gün İngiltere’de dinsel danışmanlık eğitimini bir örnekte göstermek açısından, dinsel danışmanlık eğitimi veren bir kurumun eğitim programına göz atmak uygun olur. Nottingham’da yer alan derneğin adı Dinsel Danışmanlık Kurumu’dur (The institute of Pastoral Counselling)[12]. Kurum Dinsel Danışmanlıkta Diploma adlı bir program yürütmektedir. Bu iki yıllık program akademik bakımdan Wales Üniversitesi tarafından geçerli kılınmaktadır ve Britanya Psikolojik Danışmanlık ve Psikoterapi Derneği (BACP)’nin bireysel akreditasyon için gerekli gördüğü şartlara uygun olarak geliştirilmiştir. Bu programa 150 saatlik sertifika düzeyinde bir kursu tamamlayanlar katılabilir. Program, danışmanlık beceri ve teorisi konusunda (BACP’nin akreditasyon için öngördüğü) 300 saatlik bir eğitim vermeyi hedeflemektedir. Psikodinamik ve hümanistik teorileri, gelişim psikolojisi ve Hıristiyan teolojisini içeren bütünleyici (integrative) bir yaklaşıma sahiptir. Böylece program teori, pratik, kişisel gelişim ve manevi ve teolojik düşünmeyi içermektedir.

Program yoğun çalıştaylar (workshop) dizini ile yürütülür. Bu da bireysel çalışmalarla, yazılı ödevlerle, gözetimli klinik uygulama ve kişisel danışmanlıklarla desteklenir. Çalıştaylar 9:00-19:00 saatleri arası olmak üzere haftada üç gün yapılır (Cuma-Pazar veya Cumartesi-Pazartesi). Çalıştaylarda ortak (plenary) toplantılar, dersler, beceri çalışmaları, seminerler, küçük grup çalışmaları ve bire-bir ders görüşmeleri yer alır.

(1) Bireysel Çalışma ve Ödevler: Öğrenciler, birinci yılda iki adet 5000 kelimelik ve bir adet 3000 kelimelik ödev hazırlar. İkinci yılda ise birer adet 6000 kelimelik eleştirel ödev ve 9000 kelimelik normal ödev, 4000 kelimelik vaka çalışması ve 2000 kelimelik etik konularda düşünme çalışması yaparlar.

(2) Klinik Uygulama: Çalıştaylarda beceri geliştirme ve gözetimli danışmanlık uygulaması yer alır. Bir öğrencinin kurs süresince 250 saatlik pratik yapması gerekir.

(3) Klinik Gözetim: Kurs üyeleri ayda 1½ saatten az olmayan klinik gözetim alırlar.

(4) Kişisel Danışmanlık: Öğrenciler en az 40 saat danışan olarak danışmaya girerler. Çalışma içeriklerinin iki yıla dağılımı şöyle özetlenebilir:

1. Yıl: İlişkiler Bağlamında İnsan Gelişimi (150 Saat):

6 aydan (Ekim, Aralık, Ocak, Mart Mayıs ve Haziran) her birinde (3 ayrı haftada) 3’er günlük çalıştaylar yapılır. Birinci yılda insan gelişimi ve ilişkileri konusundaki teoriler sunulur. Bir yıl sonunda öğrenciler:

(a) Teori: Yaşam gelişim aşamalarını tanırlar ve klinik uygulamaya sokabilirler.

(b) Pratik: Danışan kişinin danışmanlık için uygun olup olmadığını belirler. Uygun terapötik hedefler koyar, aktarım karşıt aktarım konularını öğrenir, süreç ve içerikle çalışmayı öğrenir.

(c) Kişisel gelişim: öğrenilen teoriler konusunda kendi gelişimini gözden geçirir.

(d) Manevi ve teolojik düşünme: teolojik konularda düşünme, teoloji kavramlarını anlama, ve ilişkilerin manevi boyutu konusunda düşünme becerilerini geliştirir.

2. Yıl: Danışmanlık Teori ve Pratiğini Uygulama (150 saat):

6 aydan (Ekim, Aralık, Ocak, Mart Mayıs ve Haziran) her birinde (3 ayrı haftada) 3’er günlük çalıştaylar yapılır. Teorik anlama ve klinik uzmanlık teorisi geliştirme ve bunları belirli konulara ve şartlara uygulama hedeflenir. 1. yılda olduğu gibi ikinci yılda da benzer teori, pratik, kişisel gelişim, manevi ve teolojik düşünme konularında konulan hedefler yakalanmaya çalışılır.

Başlangıç itibarıyla böyle bir programın geliştirilmesi zor olmakla birlikte ilahiyat fakültelerinde kapsamlı bir rehberlik programı geliştirilebilir ve bu alana ilgi duyanlar, lisans sonrası uzmanlaşmaya gidebilirler. Bu uzmanlaşma programları uygulamalı ve teorik olarak sürdürülebilir. Örneğin, bir yıllık sertifika kursunun ardından iki yıllık diploma kursu alan adaylar, sonuçta başarılı sayıldığı takdirde ilgili birimlerde hizmet vermeye başlayabilirler. Bu üç yıl süre içerisinde aday, aynı zamanda bu alanda yapacak olduğu ampirik olan teziyle bir mastır derecesine de sahip olmuş kabul edilir. Bir yıllık sertifika kursunda başarılı olmayan adaylar, bir sonraki iki yıllık diploma kursuna katılma haklarından mahrum olurlar. Dersler psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümleriyle işbirliği ile sürdürülebilir. Söz konusu muhtemel programın içeriği aşağıdaki gibi hazırlanabilir.

Tablo 1: İnanç Danışmanlığı Örnek Ders Programı Önerisi

Yıl

Dönemler

Saat

Ders Adı

I. Yıl

1. Dönem

2

İnanç bakım ve danışmanlığına giriş

2

Din Psikolojisi ve inanç gelişimi I

2

Araştırma Yöntemleri (Tez için) I (tez tasarımı)

2. Dönem

2

Danışma Becerileri I

2

Din Psikolojisi ve inanç gelişimi II

2

Araştırma Yöntemleri (Tez için) II (istatistik)

II. Yıl

1. Dönem

2

Danışma kuramları I (genel)

2

İnanç kaynakları: İnanç bakım ve danışmanlık teolojisi

2

İnanç Danışmanlığında Problemler (evlilik sorunları vb.)

2. Dönem

2

Danışma kuramları II (Psiko/Human. Yaklaşım)

2

Danışma becerileri II

2

Grup danışmanlığı ve dinamikleri (teori ve uygulama)

III. Yıl

1. Dönem

2

Psiko/Human. Yaklaşımı Yönelimli Danışma Uygulamaları I

2

Gözetimli Danışma Uygulamaları I

2. Dönem

2

Psiko/Human. Yaklaşımı Yönelimli Danışma Uygulamaları II

2

Gözetimli Danışma Uygulamaları II

 

Program boyunca öğrenciler en az 40 saat danışmaya girerek kendi kişilik ve inanç gelişimleri konusunda farkındalık kazanırlar. Bazı teorik ve uygulamalı dersler için 3000 kelimelik yazılı ödevler istenebilir. Program sonunda öğrencilerden 30-40 bin kelimelik yüksek lisans araştırma tezlerini bitirmeleri beklenebilir.

Sonuç

İnanç bakım ve danışmanlığı (İBD) günümüzde özellikle din adamları tarafından cami çevresinde, hastanelerde, kışlada, üniversite kampuslerinde yer alabilecek din hizmetlerinde kullanılabilir uygun bir yaklaşımdır. Dünyevi danışmanlığın yanında bunun uygulanması için yeterince gerekçe de bulunmaktadır. Böylelikle din hizmetlerine yeni bir boyut kazandırılmış olacaktır. Sosyal bilimlerdeki kuramlar ve yaklaşımlar ile bilimsel araştırma yöntemleri, din hizmetlerinin güçlendirilmesine önemli bir katkı sağlamış olacaktır. İnanç bakım ve danışmanlığı dini bakım ve danışmanlık için bir model olarak önerilmektedir. Bunun nedeni de inanç kavramının tanımlanış biçiminin daha kapsamlı olması ve hizmetin sadece dini bağlamlara gelenlere değil aynı zamanda yaşamında aşkın boyuta yer verenlere sunulmasını kolaylaştırmasıdır.

Temelde İBD’nin, dini bakım ve danışmanlık adı altında (pastoral care and counselling) İslam dini geleneğinin dışında önemli tarihsel birikimi bulunmakta, gelişmiş ülkelerde eğitimi verilmekte ve günlük yaşamda uygulanmaktadır. İBD’da danışanın sorunu inanç etkileşim sistemi içinde sistematik olarak yeniden tanımlanmıştır. Bu yaklaşımda aşkın boyuta önem verilmektedir ve böylece dünyevi danışmanlık modellerinin uzun zamandır ihmal ettiği alan böylece doldurulmuş olmaktadır. Bu teolojinin bir Müslümanlaştırma yaklaşımı değildir. Yerleşik ya da yerleşik olmayan inanç sembollerinin, bireylerin ruhsal sorunlarını iyileştirmede kullanılması ve onların yaratıcılıklarını artırmalarına katkıda bulunmasını sağlamak bu alanda önemli bir işlev görür. İBD büyük oranda dünyevi danışmanlık eğitim ve uygulamalarından doğan birikimi kullanırlar ve o alandan yapılacak katkılara da açık olmaya devam ederler. İBD’nin uygulama alanları cami, üniversite, hastane, bakım yurtları, kışla, köy vb. yerler olabilir. İBD’yi uygulayanlar alanda özel eğitim alarak kendilerini mesleki olarak yeterince yetiştirmiş danışmanlar oldukları varsayılır.

İBD’yi hem teoloji hem de danışmanlık beceri ve kuramlarını bir araya getirebilen ve insanda aşkın boyuta önem veren geniş görüngeye ve farklı yaşam biçimleri ve yönelimleri konusunda hoşgörü ve toleransa sahip kişiler uygulayabilirler. İBD’nin varsayımları Hümanist değerlere alternatif değil, onun tamamlayıcısı olarak görülmelidir. İBD’nin etkili olması için güçlü, özgürleştirici ve ilerleyici bir teoloji yorumcusu olmak gerekmektedir.

İnanç bakım ve danışmanlığı eğitimi 2-3 yıllık bir süreci gerektirir. Bu eğitim de, burada yoğun ders ağırlıklı bir yüksek lisans programı olarak tasarlanmıştır. Sunulan ders programının içeriği zamanla yeniden şekillendirilebilir. Ne var ki inanç danışmanlığı bir kaç haftalık kurslarla kazanılacak becerilerden çok daha fazla çalışma ve zaman gerektiren bir etkinliktir. Bu çalışmada İBD çok kültürlü ortamlar için bir model denemesi olarak sunulmaktadır. Ayrıca burada sunulan inanç bakım ve danışmanlığı temeline bağlı kalınarak (diğer dinler için de olabileceği gibi) İslami içerikli bir model geliştirilebilir. Böyle bir çalışmada bakım ve danışmanlığın teorik temelleri İslami değerlerden beslenebilir. Örneğin empati, şartsız olumsuz kabul gibi çekirdek değerlerin İslami dayanakları araştırılabilir. Ne var ki böyle bir model, resmi olmayan ortamlarda, gruplarda kullanılabilir olmakla birlikte, laik devletin resmi bir kurumu olan diyanet işleri başkanlığı için ideal gözükmemektedir.

İleriki çalışmalarda bu kuramsal modelin çeşitli yönlerinin ampirik araştırmalarla test edilerek geliştirilebilir yönleri bulunmaktadır.


Ek1: Psikolojik danışmanın aşamaları ve aşamalara özgü belirlenen hedef, strateji ve beceriler

Not: Cully’den (1991) uyarlanmıştır

 


Ek2: İnanç danışmanlığı ve yedme teknikleri kelime dağarcığı

Şube: 4.........                                                                                        Tarih: Şube: 4.........                                                                                            Tarih:

 

Danışmanlık Teknik ve Becerileri Kelime Listesi

Teknik ve Beceriler Performansının 10 Üzerinden Puan Değeri

1.                    

Açıklamada bulunma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

2.                    

Beden dili

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

3.                    

Cümle geri bildirim

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

4.                    

Dil kullanımı

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

5.                    

Dinleme

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

6.                    

Duruş ve oturma pozisyonu

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

7.                    

Empati (eşduyum) (en az üçüncü düzey/ileri düzey)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

8.                    

Göz kullanımı

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

9.                    

Karşılama

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

10.                 

Kelime (duygusal öğe) seçimi

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11.                 

Kendini rahat hissetme (tedirgin olmama)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

12.                 

Kişiselleştirme

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

13.                 

Konuşma miktarı (fazla ya da az konuşma)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

14.                 

Konuyla kalma/olumsuz yönlendirmeme

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

15.                 

Olumlu yönlere vurgu

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

16.                 

Oturumu açma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

17.                 

Oturumu kapatma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

18.                 

Özetleme

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

19.                 

Saydamlık/Kendini açma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

20.                 

Görüşmenin içeriğine saygı gösterme

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

21.                 

Ses tonu (yeterince yüksek oluşu)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

22.                 

Sessizlikle başa çıkma (tahammül ve/ya bozma)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

23.                 

Sınırları koruma (aşırı sam. veya soğuk mesaf.de olmama)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

24.                 

Somutluk

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

25.                 

Soru sorma sıklığı (bıktırıcı düzeyde mi?)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

26.                 

Soru sorma biçimi (açık uçlu-kapalı uçlu)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

27.                 

Danışanın sorusuyla başa çıkma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

28.                 

(-) Söz kesme ve sözü ağza tıkama

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

29.                 

Şimdi ve burada’yı kullanma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

30.                 

Üçüncü kişi/olaylardan danışana odaklanma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

31.                 

(-) Vaaz/öneri’de bulunma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

32.                 

Öneri/Tavsiye (var mı, yerinde mi ve sıklık düzeyi)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

33.                 

Yapılama

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

34.                 

(-) Yargısallık

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

35.                 

Yorum yapma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

36.                 

(-) Yönlendirme (konuyla kalmama)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

37.                 

Yüzleştirme

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

38.                 

Zaman konusunda dakiklik

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

39.                 

Takip etme

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

40.                 

Profesyonel kalma ve sınırları koruma (kurallar, seans, terapi, hasta, problem gibi kelimeler kullanmama)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

41.                 

Olumlu yönlere vurgu

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

42.                 

Keşfetme/deşme

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

43.                 

Duygu üzerine yoğunlaşma,

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

44.                 

(-) Olumsuz yönlere aşırı vurgu

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

45.                 

Spontanelik/içtenlik (yapmacıksızlık)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

46.                 

Hipotetik soru sorabilme

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

47.                 

Oturumu baştan sona yapılandırma

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

48.                 

Ses kaydını ekte belirtilen yazım kurallarına uygun biçimde yazıya geçirme (10%)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

49.                 

Derse devam durumu

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

50.                 

Genel değerlendirme Genel olarak danışanla birlik. olma/ork. etm./genel akış, becerileri yerli yerinde kullanma (20%)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

51.                 

Genel olarak literatüre hakim olma (20%)

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

Not: Oturumlarda danışmanların spontane kalmasını (ezbere dayanmamasını) sağlama amacıyla sınavda danışana belirli bir rol verilebilir. (Örneğin, ‘çocuğu okulda oldukça başarısız bir babasınız, bu sizi üzüyor ve ne yapacağınızı bilmiyorsunuz.’ Sonra, bu durumu karşılaştığınız bir ‘inanç danışmanına anlatıyorsunuz).


Google
 

Kaynakça

 

Bergin, A. E. & Payne, I. R. (1997). Proposed agenda for a spiritual strategy in personality and psychotherapy. In B.Spilka & D. N. McIntosh (Eds.), The psychology of religion: theoretical approaches ( Oxford: Westview Press.

Bergin, A. E., Payne, I. R., & Richard, P. S. (1997). Values in psychotherapy. In E.P.Shafranske (Ed.), Religion and clinical practice of psychology ( Washington: APA.

Clebsch, W. & Jaekle, C. (1964). Pastoral care in historical perspective. New Jersey:  Prentice-Hall.

Clinebell, H. (1990). Psychotherapy. In I.V.Cully & K.B.Cully (Eds.), Harper's encyclopedia of religious education ( New York: Harper-Row.

Clinebell, H. J. (1966). Basic types of pastoral counseling. Nashville: Abingdon.

Culley, S. (1991). Integrative counselling skills in action. London: Sage.

Ellis, A. (1980). Psychotherapy and atheistic values: a response to A. E. Bergin's "Psychotherapy and religious values". J.Consult Clin.Psychol., 48, 635-639.

Foskett, J. & Jacobs, M. (1994). Pastoral counselling. In W.Dryden, D. Charles-Edwards, & R. Woolfe (Eds.), Handbook of counselling in Britain ( London: Routledge.

Fowler, J. W. (1981). Stages of faith. the psychology of human development and the quest for meaning. San Francisco: Harper&Row.

Fromm, E. (1990). Psikanaliz ve din (Çev: S. Alpagut). İstanbul: Kabalci.

Genia, V. (1990a). Religious development: a synthesis and reformulation. Journal of Religion and Health, 29, 85-99.

Genia, V. (1990b). Interreligious encounter group: a psychospiritual experience for faith development. Counseling and Values, 35, 39-51.

Genia, V. (1990c). Psychospiritual group counseling for college students. Journal of College Student Development, 31, 279-280.

Genia, V. (1994). Secular psychotherapists and religious clients: Professional considerations and recommendations. Journal of Counseling Psychology, 74, 395-398.

Genia, V. (1995). Counseling and psychotherapy of religious clients a developmental approach. Westport, Conn: Praeger.

Genia, V. (1999). Seküler psikoterapistler ve dindar danışanlar: mesleki mülahazalar ve öneriler (Cev: Ü. Ok). İslami Araştırmalar Dergisi, 12, 78-83.

Göka, E. (1994). Dindar hastaya psikiyatrik yaklaşım ve yardım. Türkiye Günlüğü, 31, 147-159.

Hoshmand, L. T. (1995). Psychology's ethics on belief. American Psychologist.

Ivey, A. E. & Simek-Downing, L. (1980). Counseling and psychotherapy: skills, theories, and practice. Englewood Cliffs, N.J: Prentice-Hall.

Lartey, E. Y. (2003). In living color: an intercultural approach to pastoral care and counseling. Philadelphia: Jessica Kingsley.

Liddell, P. G. (1983). A handbook of pastoral counselling. London: Mowbray.

Meadow, M. J. & Kahoe, R. D. (1984). Psychology of religion: religion in individual lives. New York: Harper & Row.

Ok, Ü. (1997). Dinsel danışmanlığın teorik catısı. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Ok, Ü. “Faith” as an Activity System: When Fowler Meets Vygotsky. International Symposium on Values and Education. İstanbul 26-28 November, 2004.

Ok, Ü. (2007). İnanç psikolojisi: hayatı anlamlandırma biçiminin yaşam boyu gelişimi. Ankara: Ankara Okulu.

Ok, Ü. (2006). Türkiye'd din psikolojisi: neredeyiz ve nereye gidebiliriz? İslami Araştırmalar, 19, 441-456.

Ritter, A. (1997). American Association of Pastoral Counselors (AAPC) [On-line]. Available: www.aapc.org

Ritter, A. (1997). American Association of Pastoral Counselors (AAPC) [On-line]. Available: www.aapc.org

Saliba, J. A. (1995). Shaman. Microsoft® Encarta® 96 Encyclopedia. [On-line].

Seyyar, A. (2007) Soyal hizmetlerde manevi bakım. Ankara: Şefkatli eller

Stern, E. M. (1985). Psychotherapy and the religiously committed patient. New York: Haworth Press.

Walls, G. B. (1980). Values and psychotherapy: a comment on "Psychotherapy and religious values". J.Consult Clin.Psychol., 48, 640-641.

 



[1] Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat fakultesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. E-mail: uok@cumhuriyet.edu.tr Bu çalışma yazar tarafından önce Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 3-4 Kasım 2007 tarihlerinde Ankara’da (Kızılcahamam) düzenlenen I. Din Hizmetleri Sempozyumu’nda sunulmuştur.

[2] Örtük (implicit) sözcesi yapılan ya da inanılan; fakat yapılan ya da inanılan konusunda zihinsel açıklık ya da farkındalık geliştirilmemiş bir tarzı ifade etmek için kullanılmaktadır.

[3] Tanımı yapılan yaygın kavramlardan biri de maneviyat (Spirituality) kelimesidir. Daha çok birikerek oluşan kurumlaşmış değerler sisteminin dışında bireysel bir inanca sahip olan insanlar için kullanılmaktadır. Buna göre maneviyat: Her hangi bir dinsel doktrinle ilgisi bulunmaksızın ahlaki, insancı ve varoluşsal konulara karşı genel bir duyarlılığı belirtir. Ruhsal yönelimli bireyler, organize dine mensup olabilirler de olmayabilirler de (Genia, 1999, s.78). Bu çalışmada geçen inanç tanımı bu kavramı da kapsayıcı olduğundan bu kavram fazla vurgulanmamıştır. Ancak, yazar önceki çalışmalarından birinde maneviyat (mana-vi-yat) kelimesinin İslam kültüründeki anlamıyla kullanılmanısının daha anlamlı olacağını vurgulamıştır (bkz. Ok 2006). Benzer biçimde Seyyar’ın (2007) bir çalışmasının ismini “manevi bakım” olarak isimlendirmesi de iyi bir tesadüftür ve bu açıdan çok anlamlıdır. Bu durum isimlendirmenin bu şekilde yaygınlaşabileceğinin bir işareti olarak görülmelidir.

[4] Dünyevi (seküler) sıfatı, ana akım danışmanlık etkinliğini ifade etmek ve onu dini danışmanlıktan ayırmak ve için kullanılmaktadır.

[5] Buna karşılık, pek çok insan hastalığının kişisel sorumluluğundan kaçma umuduyla dinsel danışman yerine bir psikoloğu seçmektedir. Onlar, psikologdan kendi sorumluluklarını gerektirmeyen veya kendilerinin dışında bulunan sebeplere atıfta bulunacağını umarken, din adamının da kendilerine, günahkarlık, batıl inanç veya ön yargı suçlamasında bulunacağından endişe edebilirler. Kendi problemlerinin inançsal kökenleri olduğunu bilen pek çok insan, yardım edemeyeceğine veya doğru inanç görüngesine sahip olmayabileceğini düşünebileceklerinden dolayı din adamından kaçınırlar. Psikologların bilimsel prestijleri bazı insanları onlara çeker. Çünkü bu kişilere göre din adamları bu konuda işlevsel olmayan bir merci olarak algılanabilir (Meadow & Kahoe, 1984)

[6] Bunlardan biri şöyledir: “Uyumsal davranışı ve davranış değişimini kolaylaştırma amacıyla, dinsel kaynakları ve danışma tekniğini kullanarak kişinin kendisiyle olan ve kişiler arası ilişkilerde işlev bozukluğuna yol açan duygusal rahatsızlıkların teşhis ve tedavisidir” (Ritter, 1997; Ok, 1997’den naklen). Bir diğeri ise şu şekildedir: “Felsefi ve ruhsal alandaki çatışmalardan veya güvensizlik (şüphe) ten kaynaklanan sorunu yönetmek ve çare bulmak için ihtisas eğitim ve öğretimi almış bireylerden oluşan, ihtisaslara ayrılmış klinik uygulamanın meşru bir alanı” (Clinebell, 1966). Meadow’a göre dinsel danışmanlık, “felsefi ve ruhsal alandaki çatışmalardan veya güvensizlikten (şüphe) kaynaklanan sorunu yönetmek ve çare bulmak için ihtisas eğitim ve öğretimi almış bireylerden oluşan, klinik uygulamanın meşru bir alanı” şeklindedir. (Meadow ve ark., 1984)420) Clinebell’e göre (Clinebell, 1966, s.20), ise “bir din adamının bire bir veya küçük grup ilişkisiyle onların, yeterli bir şekilde yaşamlarındaki problemlerini çözmede onlara yardımcı olma ve potansiyellerini kullanmayı geliştirme uygulamasıdır.”

[7] Örneğin yaşamı anlamlandırmada güçlük, sonluluk gibi konular, nihai değerlerle ilgili şüpheler vb.

[8] Ruh sağlığı ile ilgili terapötik konularda iyileştirme/iyileştirme; engelliler örneğinde olduğu gibi destekleme; iş bulma gibi konularda olduğu gibi yol gösterme; kişisel büyüme ve gelişme konularında bakımda bulunma ve evlilik gibi sorunlarda uzlaştırma vb.

[9] Ekte Cully’den (1991) açıkladığı danışma aşamaları ve bu aşamalarda kullanılması gereken hedef, strateji ve temel beceriler şema şeklinde gösterilmiştir. Bir sonraki listede ise Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat fakültesinde öğrencilerin uygulamalı olarak geliştirmesi beklenen danışma becerileri, tutumları ve tekniklerinin örnek bir ölçüm listesi sunulmuştur.

[10] Amerika’daki The Institute of Religion and Health; İngilteredeki the Westminster Pastoral Foundation adlı kurumlardır. Bunlardan birincisinde eğitim 3 tam yıldır. İkincisinde ise 1 tam yıl ve ardından 2 (part time) yıldır.

[11] Bir danışmanlık becerileri şeması ekte sunulmuştur.

[12] Web sayfası için bkz.  http://www.pastoral-counselling.co.uk/index2.htm (2007)