|
SOSYAL POLİTİKA ODAKLI AFET YÖNETİMİ AÇISINDAN
ADAPAZARI’NIN DURUMU
Prof. Dr. Ali Seyyar
Yerel Sosyal Politikalar ve Tabiî Afetler
Sosyal politikaların temel hedefi, sosyo-ekonomik
risklerin yanında tabiî afetler gibi umumî tehlikelerin ortaya çıkması
ile meydana gelen maddî ve manevî zararları ortadan kaldırmak veya
azaltmaktır. Her türlü tehlikeleri olabildiğince azaltma kabiliyeti ve
performansı, merkezî ve yerel yönetimlerin sosyal politikalara
verdikleri önemin yanında ülkelerin sosyo-ekonomik ve teknolojik
gelişmişlik seviyeleri ile yakından ilgilidir. Deprem gibi bizim
dışımızda oluşan tabiî felaketlerin önüne geçmek, hiçbir devletin
gücünde olan bir şey olmadığı muhakkaktır. Ancak deprem öncesi ve
sonrası için belirlenecek sosyal politikalarla yapılabilecek yine de çok
şey vardır. Koruyucu ve önleyici politikalarla bir taraftan depreme
dayanıklı fizikî ortamın oluşturulmasına yönelik tedbirlere müracaat
edilebilir, diğer taraftan da sivil savunma alanında afet yönetimi
programları uygulanabilir. Bir çözüm stratejisi olarak bu temel bakış ve
yaklaşım genelde bilindiği ve tasvip edildiği halde, Türkiye
uygulamalarında çoğu zaman anlamsız ihmallikler ve organizasyonel
aksaklıklar gibi yetersizlikler görülmektedir. Sorunların başında teknik
bilgi ve tecrübe eksikliğinin yanında kurumsal yetki, görev ve
sorumlulukların belirsizliği, kurumlar arası koordinayon eksikliği,
toplumsal mesuliyet şuurunun gelişmemmiş olması, atalet ve değerlerin
yozlaşması gibi idarî zaaflar, ahlâkî kaymalar ve sosyal sapmalar
gelmektedir. Dolayısıyla musibet gibi algılanan tabiî afetler, devletin,
idarenin ve toplumun olumlu olumsuz bütün hasletlerini ortaya sermesi
bakımından aynı zamanda ibret verici sosyal bir olgudur.
Merkezî ve yerel hükümetler, bilhassa olağan üstü
dönemlerin bir yansıması olarak ortaya çıkan sosyo-ekonomik sorunlarla
baş edebilme becerisini gösterebilmelidir. Birbirleriyle uyumlu merkezî
ve yerel sosyal politikalar ekseninde oluşturulan afet yönetimi
programlarıyla deprem sonrası acılar önemli derecede giderilebilir.
Deprem sonrası yaşadığımız acı hadiselerden yola çıkarak, bundan böyle
toplumu rahatlatıcı stratejik plânlar, senaryolar ve tedbirler ortaya
koyup doğru politikalar üretmeliyiz. Bunu yaparken de geçmişteki
hataların üzerinde doğru stratejilerin bina edilemeyeceğini bilmemiz
gerekir. Düştüğümüz yerden yeniden kalkma stratejileri geliştirirken,
toplum hayatı ve insan psikolojisi ile ilgili isabetli tespitler yapıp,
sorunları çok boyutlu, sivil destekli ve alternatifle çözmeyi
denemeliyiz. Yapılan ihmaller, bizi kor gibi sarmadan, düşüncesizlik,
kaygısızlık ve dertsizlik ataletine düşmeden, geleceğin sorunları ile
şimdiden dertlenebilme kültürünü geliştirmeliyiz. Merkezî anlamda sosyal
devlet, yerel anlamda sosyal belediye felsefesini esas alarak, tabiî
afetlerin sonuçlarından ders çıkartıp, maddî ve manevî tedbirleri ve
müdahale biçimlerini gecikmeden almalıyız.
Bu bağlamda makalemizde deprem gibi tabiî afetler
karşısında yerel yönetimlerin sosyal sorumluluk alanına giren görevleri,
Adapazarı Büyükşehir Belediyesi örneğinden yola çıkılarak
değerlendirilecektir. Afet yönetiminin biçimlendirilmesine dönük sosyal
politikaların belediye hizmetlerinin bir parçası olması yönde bazı
stratejik öneriler sunulacaktır.
Sosyal Politika Merkezli Afet Yönetimi Anlayışının
Gerekliliği
Ağustos 1999 depremi, Türkiye’de afet yönetimine
yönelik genel bir politikanın olmadığını açıkça göstermiştir. Marmara
depreminden sonra yaşananlar, afet sonrası sosyal sorunların çözümünde
gerçekleri göz ardı etmeden yeni bir bakış açısının gerekliliğini ortaya
sermiştir. Zamanın hükümeti bu yönde 27 Aralık 1999 tarihinde 11 ilde
120’şer kişilik arama ve kurtarma birliğinin kurulmasına karar vermiştir.
Bu 11 ilden biri olan Sakarya Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik
Müdürlüğü personel kadrosuna 138 kişi uygun görülmüştür. Ancak şu anda
kadrolu olarak sadece 62 personel çalıştığı gibi, afet yönetimine
yönelik bütüncül ve sosyal (sivil) yaklaşımlar da geliştirilememiştir.
İçerik açısından klâsik afet yönetimi modelinde hâkim
olan genel anlayış, afet anı ve sonrasına dönük kurtarma, ilk yardım,
iyileştirme ve yeniden inşa gibi afet sonrası hizmetler, kısacası ‘yara
sarma’ eylemleriyle sınırlı kalmaktadır. Hâlbuki bütüncül afet yönetimi
modeli, muhtemel zararı azaltmayı sağlayacak tedbirlerin de önceden
alınmasını öngörmektedir. Dolayısıyla bütüncül afet yönetimi anlayışında
afetten önce belirlenen ve uygulamaya konulan koruyucu politikalar ve
eylemler de yer almaktadır. Bu kapsamda fertlerin, afet tehdidi altında
olduklarının farkına varmalarını ve tedbir almalarını sağlayan
bilgilendirme ve eğitim faaliyetlerinin önemi büyüktür. Toplumun
afetlere psikolojik ve teknik yönden hazır olma yeteneğinin
geliştirilebilmesi için, sivil inisiyatifin ve gönüllülerin de bütüncül
afet yönetim modelinde yer almaları gerekmektedir. Bu modele, belki de
“sivil destekli bütüncül afet yönetimi” diyebiliriz.
Türkiye’de bütüncül afet yönetimine yönelik ilk adım,
İçişleri Bakanlığının Şubat 2001’de onayladığı Mahalle Afet Destek
Projesi (MADP) ile atılmıştır. Bu proje, yerel yönetimlerin desteği ile
Valiliklere bağlı İl Sivil Savunma Müdürlüklerinin çatısı altında hayata
geçirilmektedir. Projeye göre, mahalle afet gönüllüleri ismi altında
sivillerden oluşan bir kurtarma ekibi oluşturulmaktadır. Afetin hemen
ardından ilk müdahaleyi yapabilecek düzeyde 18–55 yaşları arasında
yaklaşık 50 gönüllü, profesyonel ekiplere yardımcı ve destekçi olması
yönünde eğitilmekte ve gerekli ekipmanla donatılmaktadır. Gönüllü
ekiplerin bulunduğu mahallelerde içinde el feneri, toz maskesi, demir
kesiciler, kazma, kürek gibi değişik takım ekipmanlarının bulunduğu bir
konteyner bulunmaktadır. Konteynerler, Mahalle Afet Destek Merkezleri
olarak da kullanılmaktadır. Gönüllülerden oluşan mahalle afet kurulu
üyelerinin başında muhtar yer almaktadır. Mahalle Afet Destek Merkezi
ile İl Kriz Merkezi arasında VHF telsiz bağlantısı sağlanmaktadır. 2006
Ekim ayı itibariyle Türkiye’nin 59 mahallesinde (İstanbul: 36; İzmit:
17; Yalova: 5; İzmir: 1) toplam 2.529 mahalle afet gönüllüsü
bulunmaktadır.
Adapazarı’nda Sivil Destekli Bütüncül Afet
Yönetiminin Oluşumuna Yönelik Bazı Öneriler
Genelde afet, özelde deprem tehlikelerini de dikkate
alan sivil destekli bütüncül afet yönetim organizasyonun oluşturulması,
bir deprem bölgesi olan Adapazarı için kaçınılmazdır. Ancak
Adapazarı’nda henüz ne bütüncül, ne de sivil destekli bir afet yönetimi
modeli oluşturulmuştur. Adapazarı, fizikî ve sosyal alanda yeniden inşa
edilirken, Büyükşehir belediyesinin proje kapsamında olan “Afet Eğitim
ve Koordinasyon Merkezi” ve “Mahalle Afet Yönetim Sistemi” gibi
çalışmalar, Marmara depreminin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen halen
tamamlanmamıştır.
Kurumsal Birlik Ekseninde Mahalle Afet
Gönüllüleri Oluşturulmalıdır: Siyasî partilerin yerel
temsilcileri, eğitim kurumları, odalar, demokratik kitle örgütleri ve
sivil toplum kuruluşları da, bu konuda üzerine düşeni tam olarak
yapmadıkları ayrı bir sosyal gerçektir. Afet olgusunun halkın
gündeminden âdeta düşmüş olması, belki de toplumumuzun acı veren
felaketleri hatırlamak istememesi şeklinde değerlendirilebilir. Ancak
başta yerel yönetimler olmak üzere, sosyal ve siyasî sorumluluk taşıyan
her kurum ve kuruluş, bütüncül (koruyucu ve stratejik) afet yönetimini
esas alan çalışmalardaki rolünü unutmamalıdır. Uzun dönemlerin
ihmallerin kısa bir sürede bertaraf etmek elbette kolay değildir. Ancak
tespit edilen sorunların çözümüne dönük doğru hedeflerin de bir an evvel
gerçekleştirilmesi zaruridir. Deprem esnasında ve sonrasında özellikle
merkezî güç ile STK’lar arasında yaşanan yaklaşım farklılıklarını
hatırlarsak, sorunların STK’larla birlikte çözülmesine dönük
stratejilere ne kadar ihtiyaç duyulduğu ortadadır. Oluşturulacak afet
yönetim modelinde demokratik bir yaklaşımla toplumsal mutabakat
ekseninde aşağıdan yukarıya doğu bir yapılanmaya gitmek ve bu bağlamda
her mahallede afet gönüllülerden oluşan bir ekip oluşturmak
gerekmektedir.
Diğer taraftan Adapazarı’nda profesyonel sivil
savunma personeli, su altı arama kurtarma (dalgıç) ekibi, dağ arama
kurtarma ekibi ve nükleer, biyolojik ve kimyevî ekipleri ile deprem, su,
yangın, trafik kazaları ve afetlerde arama kurtarma yapacak seviyede
olduğu için, başta itfaiye ile olmak üzere sıkı bir koordinasyon içinde
çalışması elzemdir. 126 kadrolu personelden oluşan itfaiye teşkilatı ise
bünyesinde 10 personelden oluşan bir ekip, Hollanda ve Almanya’da trafik
kazalarında kurtarma, yangına müdahale ve söndürme, enkazlardan canlı
arama ve kurtarma eğitimi almıştır. Öğrenilen yöntemler, hizmet içi
eğitim programlarıyla geliştirilerek, sivil savunma ve itfaiye
personelinin bütününe tatbikî olarak öğretilmelidir. Bunun yanında
mahalle afet gönüllüler modeline uygun bir biçimde Büyükşehir
Belediyesinin organizasyonu altında mahallelerde itfaiye gönüllüleri de
oluşturulmalıdır. Gerek profesyonel, gerekse gönüllü afet ve itfaiye
personeline dönük belirli periyotlarla ortak tatbikî eğitim programları
düzenlenmelidir. Afet odaklı yerel sosyal politika oluşumu, sivil
destekli ve itfaiyenin de içinde yer aldığı kapsamlı bir afet
yönetiminin hayata geçirilmesi ile ancak mümkündür.
Adapazarı Büyükşehir Belediyesi, afet ve acil
durumlarda etkin müdahale hizmetlerinde bulunmak istiyorsa, kendisine
bağlı olan itfaiyenin, sivil savunma, sağlık ve kolluk kuvvetleri ile
sıkı bir işbirliği içinde olması elzemdir. Genelde kurumlar arası
karşılıklı iletişim, samimî işbirliği ve neticede güvenin tesis
edilmesiyle birlikte ortak idarî girişimler ve yapılanmalara gitmek de
kolaylaşmaktadır. Bunun sağlanamadığı yerlerde ise bazen tam tersine
gelişmeler yaşanmaktadır. Mesela İstanbul’da gerek Büyükşehir Belediyesi
(Afet Koordinasyon Merkezi: AKM), gerekse Valilik bünyesinde (Afet
Yönetim Merkezi: AYM) ayna gayeye yönelik iki farklı örgütlenme modeli
oluşturulmuştur. Ayrı ayrı afet merkezleri açmak yerine Adapazarı’nda
her iki idarî organın da yer aldığı tek bir afet merkezinin açılması,
kaynakların ve tecrübelerin yerinde ve birlikte kullanılması açısından
daha isabetli olacağı muhakkaktır. Sadece bir merkezin bulunması,
afetten sorumlu bütün kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyonu
kolaylaştıracağı gibi, çok başlılık, idarî zafiyetler ve yetki
karmaşasına da son verecektir.
Afet Psikolojisi Ekseninde Mahalle Hizmet
Gönüllüleri Oluşturulmalıdır: Afet durumlarında mağdurlara
insanî ve sosyal hizmet sunmaya hazır meslek elemanların başında
psikologlar, sosyologlar, ilahiyatçılar, din görevlileri, manevî
terapistler, eğitimciler, çocuk gelişim ve sosyal hizmet uzmanları
gelmektedir. Olağanüstü durumlarda mağdurların travma sonrası stres
bozukluğundan kaynaklanan değişik negatif tavır ve tepkilerinin
(kızgınlık, asi olma, isyan, içine kapılma, ümitsizlik vb.) giderilmesi,
manevî dünyalarıyla barışık ve topluma yeniden adapte olmaları için, her
mahallede değişik sosyal mesleklerden oluşan gönüllü ekipler
oluşturulmalıdır. Depremzedelerin psikolojik, manevî ve sosyal
rehabilitasyonlarıyla ilgilenecek bu ekip, afet psikolojisi, rehberlik
ve rehabilitasyon konularında teorik ve pratik eğitim aldıktan sonra
entegreli bir şekilde mahalle afet kurullarında yer almalıdır.
Gâye, psikolojileri bozulmuş olan depremzedelere
manevî destek vererek, sorunlara karşı daha dayanıklı olmalarına ve
geleceğe umutla bakmalarına yardımcı olmaktır. Hizmet gönüllüleri,
mahallelerinde, çadır kentlerde veya prefabriklerde yaşayan işsiz ve
çaresiz mağdurların boş zamanlarını yararlı meşguliyet ve etkinliklerle
geçirmelerine yardımcı olmalıdırlar. Faaliyetler, bütün aile fertlerini
ve komşuları da içine alacak bir şekilde organize edilmelidir. Hizmet
ekibi, afet öncesi dönemlerde de özellikle Adapazarı Büyükşehir
Belediyesince hemen her mahallede açılan Gençlik ve Toplum Merkezlerinde
mahalle sakinlerinin motivasyonunu, sosyal dayanışmasını ve manevî
gelişimini olumlu yönde etkileyecek eğitimler vermelidir. Haddizatında
Gençlik ve Toplum Merkezlerinde, gerek kamu personeline, gerekse sivil
kesime dönük afet ve deprem bağlamında sağlık, çevre ve sosyal
politikalar konusunda multidisipliner bir yaklaşımla sürekli eğitim
verilmelidir. Bu eğitimler sâyesinde afet ile ilgili hazırlık ve
planlama çalışmaları gözden geçirilmeli ve kent afet plânı kapsamında
mahalle şartlarını dikkate alan daha gerçekçi afet senaryoları
hazırlanmalıdır.
Kaynakça:
Abay, Ali Rıza; (2001); “Bir Sivil Toplum Örgütü
Deprem Günlerinde ve Sonrasında Hemşehrililik Derneklerinin Dayanışma
Yeterliliği”; Deprem ve Sosyal Hizmetler Sempozyumu 5-7 Aralık 2001,
Ankara Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu.
Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası, (2000);
Adapazarı’nda Deprem ve Sonrası, ATSO Yayını, Varol Ofset ve Matbaacılık,
Sakarya.
Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası, (2003); Sakarya
İli 2002 Yılı İktisadi Raporu, ATSO Yayınları, Sakarya.
Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası, (2003);“Sakarya
Nüfus İstatistiği”, Sakarya Ekonomi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 29, Sakarya.
Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi, (2000); 17 Ağustos
ve 12 Kasım Depremlerinden Sonra Bakanlıklar ve Kamu Kuruluşlarınca
Yapılan Çalışmalar, Başbakanlık Basımevi, Ankara.
Çetinkaya, Emel; (2004); Deprem Sonrası Adapazarı’na
Geri Gelme Nedenleri; Yüksek Lisans Tezi; Sakarya Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü.
Güvel, E.A.; (2001); Doğal Afetlerin Politik
Ekonomisi: Doğal Riskler ve Afet Planlaması; İstanbul; İMKB Yayınları.
İçişleri Bakanlığının 01.02.2001 tarih ve
B.0.50.ssg.0300002-404-01-46 sayılı oluru ile Mahalle Afet Destek
Projesi (MADP);
İSFALT; Yol Kültürü Dergisi (1999); Deprem Özel
Sayısı; Nr. 6/7.
İskender, Murat,
Ayas,Tuncay, (Güz 2003); "Deprem Sonrası Çocuklarda Görülen Korkular",
Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı:6.
Kıraç, Cahit; (2001); “Sakarya İlinde Deprem Sonrası
Çalışmalarının Değerlendirilmesi”; Deprem ve Sosyal Hizmetler Sempozyumu
5-7 Aralık 2001, Ankara Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler
Yüksekokulu.
Kümbetoğlu , Belkıs, (2001); “Deprem Sonrası Bir Kent
(Adapazarı) ve Bir Kadın Projesi”, 21. Yüzyıl Karşısında Kent ve İnsan,
Bağlam Yayıncılık, İstanbul.
Sakarya Valiliği (2002); İl Kriz Merkezi Yönergesi;
Adapazarı.
Sakarya Valiliği, (2000); Sakarya ve Deprem, Sakarya
Valiliği Yayını, Mir Ajans Matbaa ve Yayını, Sakarya.
Sesam; (2005); Sakarya Ekonomik ve Sosyal Araştırma Merkezi;
Rekabetçi
Sakarya Projesi- Sakarya'nın Rekabet Gücünün Belirlenmesi ve
Geliştirilmesi;
Sakarya Üniversitesi Yayınları.
Soykan, Atilla, Çiğdem Soykan, (1999); “Psikolojik
Deprem”, Cogito Dergisi, Deprem Özel Sayısı, Yapı Kredi Yayınları, Sayı:
20.
Seyyar, Ali; “SOSYAL POLİTİKA ODAKLI AFET YÖNETİMİ AÇISINDAN
ADAPAZARI’NIN DURUMU” Sosyal Politikalar Dergisi; 2. Sayı; 2007;
ss. 111-114.
------------------- // ----------------------
NOT
1:
Mahalle Afet
Destek Projesi (MADP)
ve Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG) hakkında daha fazla bilgi için
bkz.
http://www.mag.org.tr/tur/proje.asp
------------------- // ----------------------
NOT 2:
Makale İle İlgili Haber ve Yorumları Okumak İçin
Sitemizdeki HABER-GÜNCEL Dosyasına bakınız. |