aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

 

Makaleler ;

Ali Seyyar’ın Makaleleri
--  

SOSYAL POLİTİKA ODAKLI AFET YÖNETİMİ AÇISINDAN ADAPAZARI’NIN DURUMU

Prof. Dr. Ali Seyyar[1]

 

 

 

Yerel Sosyal Politikalar ve Tabiî Afetler

Sosyal politikaların temel hedefi, sosyo-ekonomik risklerin yanında tabiî afetler gibi umumî tehlikelerin ortaya çıkması ile meydana gelen maddî ve manevî zararları ortadan kaldırmak veya azaltmaktır. Her türlü tehlikeleri olabildiğince azaltma kabiliyeti ve performansı, merkezî ve yerel yönetimlerin sosyal politikalara verdikleri önemin yanında ülkelerin sosyo-ekonomik ve teknolojik gelişmişlik seviyeleri ile yakından ilgilidir. Deprem gibi bizim dışımızda oluşan tabiî felaketlerin önüne geçmek, hiçbir devletin gücünde olan bir şey olmadığı muhakkaktır. Ancak deprem öncesi ve sonrası için belirlenecek sosyal politikalarla yapılabilecek yine de çok şey vardır. Koruyucu ve önleyici politikalarla bir taraftan depreme dayanıklı fizikî ortamın oluşturulmasına yönelik tedbirlere müracaat edilebilir, diğer taraftan da sivil savunma alanında afet yönetimi programları uygulanabilir. Bir çözüm stratejisi olarak bu temel bakış ve yaklaşım genelde bilindiği ve tasvip edildiği halde, Türkiye uygulamalarında çoğu zaman anlamsız ihmallikler ve organizasyonel aksaklıklar gibi yetersizlikler görülmektedir. Sorunların başında teknik bilgi ve tecrübe eksikliğinin yanında kurumsal yetki, görev ve sorumlulukların belirsizliği, kurumlar arası koordinayon eksikliği, toplumsal mesuliyet şuurunun gelişmemmiş olması, atalet ve değerlerin yozlaşması gibi idarî zaaflar, ahlâkî kaymalar ve sosyal sapmalar gelmektedir. Dolayısıyla musibet gibi algılanan tabiî afetler, devletin, idarenin ve toplumun olumlu olumsuz bütün hasletlerini ortaya sermesi bakımından aynı zamanda ibret verici sosyal bir olgudur.

Merkezî ve yerel hükümetler, bilhassa olağan üstü dönemlerin bir yansıması olarak ortaya çıkan sosyo-ekonomik sorunlarla baş edebilme becerisini gösterebilmelidir. Birbirleriyle uyumlu merkezî ve yerel sosyal politikalar ekseninde oluşturulan afet yönetimi programlarıyla deprem sonrası acılar önemli derecede giderilebilir. Deprem sonrası yaşadığımız acı hadiselerden yola çıkarak, bundan böyle toplumu rahatlatıcı stratejik plânlar, senaryolar ve tedbirler ortaya koyup doğru politikalar üretmeliyiz. Bunu yaparken de geçmişteki hataların üzerinde doğru stratejilerin bina edilemeyeceğini bilmemiz gerekir. Düştüğümüz yerden yeniden kalkma stratejileri geliştirirken, toplum hayatı ve insan psikolojisi ile ilgili isabetli tespitler yapıp, sorunları çok boyutlu, sivil destekli ve alternatifle çözmeyi denemeliyiz. Yapılan ihmaller, bizi kor gibi sarmadan, düşüncesizlik, kaygısızlık ve dertsizlik ataletine düşmeden, geleceğin sorunları ile şimdiden dertlenebilme kültürünü geliştirmeliyiz. Merkezî anlamda sosyal devlet, yerel anlamda sosyal belediye felsefesini esas alarak, tabiî afetlerin sonuçlarından ders çıkartıp, maddî ve manevî tedbirleri ve müdahale biçimlerini gecikmeden almalıyız.

Bu bağlamda makalemizde deprem gibi tabiî afetler karşısında yerel yönetimlerin sosyal sorumluluk alanına giren görevleri, Adapazarı Büyükşehir Belediyesi örneğinden yola çıkılarak değerlendirilecektir. Afet yönetiminin biçimlendirilmesine dönük sosyal politikaların belediye hizmetlerinin bir parçası olması yönde bazı stratejik öneriler sunulacaktır.

Sosyal Politika Merkezli Afet Yönetimi Anlayışının Gerekliliği

Ağustos 1999 depremi, Türkiye’de afet yönetimine yönelik genel bir politikanın olmadığını açıkça göstermiştir. Marmara depreminden sonra yaşananlar, afet sonrası sosyal sorunların çözümünde gerçekleri göz ardı etmeden yeni bir bakış açısının gerekliliğini ortaya sermiştir. Zamanın hükümeti bu yönde 27 Aralık 1999 tarihinde 11 ilde 120’şer kişilik arama ve kurtarma birliğinin kurulmasına karar vermiştir. Bu 11 ilden biri olan Sakarya Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü personel kadrosuna 138 kişi uygun görülmüştür. Ancak şu anda kadrolu olarak sadece 62 personel çalıştığı gibi, afet yönetimine yönelik bütüncül ve sosyal (sivil) yaklaşımlar da geliştirilememiştir.

İçerik açısından klâsik afet yönetimi modelinde hâkim olan genel anlayış, afet anı ve sonrasına dönük kurtarma, ilk yardım, iyileştirme ve yeniden inşa gibi afet sonrası hizmetler, kısacası ‘yara sarma’ eylemleriyle sınırlı kalmaktadır. Hâlbuki bütüncül afet yönetimi modeli, muhtemel zararı azaltmayı sağlayacak tedbirlerin de önceden alınmasını öngörmektedir. Dolayısıyla bütüncül afet yönetimi anlayışında afetten önce belirlenen ve uygulamaya konulan koruyucu politikalar ve eylemler de yer almaktadır. Bu kapsamda fertlerin, afet tehdidi altında olduklarının farkına varmalarını ve tedbir almalarını sağlayan bilgilendirme ve eğitim faaliyetlerinin önemi büyüktür. Toplumun afetlere psikolojik ve teknik yönden hazır olma yeteneğinin geliştirilebilmesi için, sivil inisiyatifin ve gönüllülerin de bütüncül afet yönetim modelinde yer almaları gerekmektedir. Bu modele, belki de “sivil destekli bütüncül afet yönetimi” diyebiliriz.

Türkiye’de bütüncül afet yönetimine yönelik ilk adım, İçişleri Bakanlığının Şubat 2001’de onayladığı Mahalle Afet Destek Projesi (MADP) ile atılmıştır. Bu proje, yerel yönetimlerin desteği ile Valiliklere bağlı İl Sivil Savunma Müdürlüklerinin çatısı altında hayata geçirilmektedir. Projeye göre, mahalle afet gönüllüleri ismi altında sivillerden oluşan bir kurtarma ekibi oluşturulmaktadır. Afetin hemen ardından ilk müdahaleyi yapabilecek düzeyde 18–55 yaşları arasında yaklaşık 50 gönüllü, profesyonel ekiplere yardımcı ve destekçi olması yönünde eğitilmekte ve gerekli ekipmanla donatılmaktadır. Gönüllü ekiplerin bulunduğu mahallelerde içinde el feneri, toz maskesi, demir kesiciler, kazma, kürek gibi değişik takım ekipmanlarının bulunduğu bir konteyner bulunmaktadır. Konteynerler, Mahalle Afet Destek Merkezleri olarak da kullanılmaktadır. Gönüllülerden oluşan mahalle afet kurulu üyelerinin başında muhtar yer almaktadır. Mahalle Afet Destek Merkezi ile İl Kriz Merkezi arasında VHF telsiz bağlantısı sağlanmaktadır. 2006 Ekim ayı itibariyle Türkiye’nin 59 mahallesinde (İstanbul: 36; İzmit: 17; Yalova: 5; İzmir: 1) toplam 2.529 mahalle afet gönüllüsü bulunmaktadır.

Adapazarı’nda Sivil Destekli Bütüncül Afet Yönetiminin Oluşumuna Yönelik Bazı Öneriler

Genelde afet, özelde deprem tehlikelerini de dikkate alan sivil destekli bütüncül afet yönetim organizasyonun oluşturulması, bir deprem bölgesi olan Adapazarı için kaçınılmazdır. Ancak Adapazarı’nda henüz ne bütüncül, ne de sivil destekli bir afet yönetimi modeli oluşturulmuştur. Adapazarı, fizikî ve sosyal alanda yeniden inşa edilirken, Büyükşehir belediyesinin proje kapsamında olan “Afet Eğitim ve Koordinasyon Merkezi” ve “Mahalle Afet Yönetim Sistemi” gibi çalışmalar, Marmara depreminin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen halen tamamlanmamıştır.

Kurumsal Birlik Ekseninde Mahalle Afet Gönüllüleri Oluşturulmalıdır: Siyasî partilerin yerel temsilcileri, eğitim kurumları, odalar, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşları da, bu konuda üzerine düşeni tam olarak yapmadıkları ayrı bir sosyal gerçektir. Afet olgusunun halkın gündeminden âdeta düşmüş olması, belki de toplumumuzun acı veren felaketleri hatırlamak istememesi şeklinde değerlendirilebilir. Ancak başta yerel yönetimler olmak üzere, sosyal ve siyasî sorumluluk taşıyan her kurum ve kuruluş, bütüncül (koruyucu ve stratejik) afet yönetimini esas alan çalışmalardaki rolünü unutmamalıdır. Uzun dönemlerin ihmallerin kısa bir sürede bertaraf etmek elbette kolay değildir. Ancak tespit edilen sorunların çözümüne dönük doğru hedeflerin de bir an evvel gerçekleştirilmesi zaruridir. Deprem esnasında ve sonrasında özellikle merkezî güç ile STK’lar arasında yaşanan yaklaşım farklılıklarını hatırlarsak, sorunların STK’larla birlikte çözülmesine dönük stratejilere ne kadar ihtiyaç duyulduğu ortadadır. Oluşturulacak afet yönetim modelinde demokratik bir yaklaşımla toplumsal mutabakat ekseninde aşağıdan yukarıya doğu bir yapılanmaya gitmek ve bu bağlamda her mahallede afet gönüllülerden oluşan bir ekip oluşturmak gerekmektedir.

Diğer taraftan Adapazarı’nda profesyonel sivil savunma personeli, su altı arama kurtarma (dalgıç) ekibi, dağ arama kurtarma ekibi ve nükleer, biyolojik ve kimyevî ekipleri ile deprem, su, yangın, trafik kazaları ve afetlerde arama kurtarma yapacak seviyede olduğu için, başta itfaiye ile olmak üzere sıkı bir koordinasyon içinde çalışması elzemdir. 126 kadrolu personelden oluşan itfaiye teşkilatı ise bünyesinde 10 personelden oluşan bir ekip, Hollanda ve Almanya’da trafik kazalarında kurtarma, yangına müdahale ve söndürme, enkazlardan canlı arama ve kurtarma eğitimi almıştır. Öğrenilen yöntemler, hizmet içi eğitim programlarıyla geliştirilerek, sivil savunma ve itfaiye personelinin bütününe tatbikî olarak öğretilmelidir. Bunun yanında mahalle afet gönüllüler modeline uygun bir biçimde Büyükşehir Belediyesinin organizasyonu altında mahallelerde itfaiye gönüllüleri de oluşturulmalıdır. Gerek profesyonel, gerekse gönüllü afet ve itfaiye personeline dönük belirli periyotlarla ortak tatbikî eğitim programları düzenlenmelidir. Afet odaklı yerel sosyal politika oluşumu, sivil destekli ve itfaiyenin de içinde yer aldığı kapsamlı bir afet yönetiminin hayata geçirilmesi ile ancak mümkündür.

Adapazarı Büyükşehir Belediyesi, afet ve acil durumlarda etkin müdahale hizmetlerinde bulunmak istiyorsa, kendisine bağlı olan itfaiyenin, sivil savunma, sağlık ve kolluk kuvvetleri ile sıkı bir işbirliği içinde olması elzemdir. Genelde kurumlar arası karşılıklı iletişim, samimî işbirliği ve neticede güvenin tesis edilmesiyle birlikte ortak idarî girişimler ve yapılanmalara gitmek de kolaylaşmaktadır. Bunun sağlanamadığı yerlerde ise bazen tam tersine gelişmeler yaşanmaktadır. Mesela İstanbul’da gerek Büyükşehir Belediyesi (Afet Koordinasyon Merkezi: AKM), gerekse Valilik bünyesinde (Afet Yönetim Merkezi: AYM) ayna gayeye yönelik iki farklı örgütlenme modeli oluşturulmuştur. Ayrı ayrı afet merkezleri açmak yerine Adapazarı’nda her iki idarî organın da yer aldığı tek bir afet merkezinin açılması, kaynakların ve tecrübelerin yerinde ve birlikte kullanılması açısından daha isabetli olacağı muhakkaktır. Sadece bir merkezin bulunması, afetten sorumlu bütün kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyonu kolaylaştıracağı gibi, çok başlılık, idarî zafiyetler ve yetki karmaşasına da son verecektir.

Afet Psikolojisi Ekseninde Mahalle Hizmet Gönüllüleri Oluşturulmalıdır: Afet durumlarında mağdurlara insanî ve sosyal hizmet sunmaya hazır meslek elemanların başında psikologlar, sosyologlar, ilahiyatçılar, din görevlileri, manevî terapistler, eğitimciler, çocuk gelişim ve sosyal hizmet uzmanları gelmektedir. Olağanüstü durumlarda mağdurların travma sonrası stres bozukluğundan kaynaklanan değişik negatif tavır ve tepkilerinin (kızgınlık, asi olma, isyan, içine kapılma, ümitsizlik vb.) giderilmesi, manevî dünyalarıyla barışık ve topluma yeniden adapte olmaları için, her mahallede değişik sosyal mesleklerden oluşan gönüllü ekipler oluşturulmalıdır. Depremzedelerin psikolojik, manevî ve sosyal rehabilitasyonlarıyla ilgilenecek bu ekip, afet psikolojisi, rehberlik ve rehabilitasyon konularında teorik ve pratik eğitim aldıktan sonra entegreli bir şekilde mahalle afet kurullarında yer almalıdır.

Gâye, psikolojileri bozulmuş olan depremzedelere manevî destek vererek, sorunlara karşı daha dayanıklı olmalarına ve geleceğe umutla bakmalarına yardımcı olmaktır. Hizmet gönüllüleri, mahallelerinde, çadır kentlerde veya prefabriklerde yaşayan işsiz ve çaresiz mağdurların boş zamanlarını yararlı meşguliyet ve etkinliklerle geçirmelerine yardımcı olmalıdırlar. Faaliyetler, bütün aile fertlerini ve komşuları da içine alacak bir şekilde organize edilmelidir. Hizmet ekibi, afet öncesi dönemlerde de özellikle Adapazarı Büyükşehir Belediyesince hemen her mahallede açılan Gençlik ve Toplum Merkezlerinde mahalle sakinlerinin motivasyonunu, sosyal dayanışmasını ve manevî gelişimini olumlu yönde etkileyecek eğitimler vermelidir. Haddizatında Gençlik ve Toplum Merkezlerinde, gerek kamu personeline, gerekse sivil kesime dönük afet ve deprem bağlamında sağlık, çevre ve sosyal politikalar konusunda multidisipliner bir yaklaşımla sürekli eğitim verilmelidir. Bu eğitimler sâyesinde afet ile ilgili hazırlık ve planlama çalışmaları gözden geçirilmeli ve kent afet plânı kapsamında mahalle şartlarını dikkate alan daha gerçekçi afet senaryoları hazırlanmalıdır.

 

 

 

 

 

 

Kaynakça:

Abay, Ali Rıza; (2001); “Bir Sivil Toplum Örgütü Deprem Günlerinde ve Sonrasında Hemşehrililik Derneklerinin Dayanışma Yeterliliği”; Deprem ve Sosyal Hizmetler Sempozyumu 5-7 Aralık 2001, Ankara Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu.

Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası, (2000); Adapazarı’nda Deprem ve Sonrası, ATSO Yayını, Varol Ofset ve Matbaacılık, Sakarya.

Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası, (2003); Sakarya İli 2002 Yılı İktisadi Raporu, ATSO Yayınları, Sakarya.

Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası, (2003);“Sakarya Nüfus İstatistiği”, Sakarya Ekonomi Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 29, Sakarya.

Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi, (2000); 17 Ağustos ve 12 Kasım Depremlerinden Sonra Bakanlıklar ve Kamu Kuruluşlarınca Yapılan Çalışmalar, Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Çetinkaya, Emel; (2004); Deprem Sonrası Adapazarı’na Geri Gelme Nedenleri; Yüksek Lisans Tezi; Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Güvel, E.A.; (2001); Doğal Afetlerin Politik Ekonomisi: Doğal Riskler ve Afet Planlaması; İstanbul; İMKB Yayınları.

İçişleri Bakanlığının 01.02.2001 tarih ve B.0.50.ssg.0300002-404-01-46 sayılı oluru ile Mahalle Afet Destek Projesi (MADP);

İSFALT; Yol Kültürü Dergisi (1999); Deprem Özel Sayısı; Nr. 6/7.

İskender, Murat, Ayas,Tuncay, (Güz 2003); "Deprem Sonrası Çocuklarda Görülen Korkular", Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı:6.

Kıraç, Cahit; (2001); “Sakarya İlinde Deprem Sonrası Çalışmalarının Değerlendirilmesi”; Deprem ve Sosyal Hizmetler Sempozyumu 5-7 Aralık 2001, Ankara Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu.

Kümbetoğlu , Belkıs, (2001); “Deprem Sonrası Bir Kent (Adapazarı) ve Bir Kadın Projesi”, 21. Yüzyıl Karşısında Kent ve İnsan, Bağlam Yayıncılık, İstanbul.

Sakarya Valiliği (2002); İl Kriz Merkezi Yönergesi; Adapazarı.

Sakarya Valiliği, (2000); Sakarya ve Deprem, Sakarya Valiliği Yayını, Mir Ajans Matbaa ve Yayını, Sakarya.

Sesam; (2005); Sakarya Ekonomik ve Sosyal Araştırma Merkezi; Rekabetçi Sakarya Projesi- Sakarya'nın Rekabet Gücünün Belirlenmesi ve Geliştirilmesi; Sakarya Üniversitesi Yayınları.

Soykan, Atilla, Çiğdem Soykan, (1999); “Psikolojik Deprem”, Cogito Dergisi, Deprem Özel Sayısı, Yapı Kredi Yayınları, Sayı: 20.

 



[1] Seyyar, Ali; “SOSYAL POLİTİKA ODAKLI AFET YÖNETİMİ AÇISINDAN ADAPAZARI’NIN DURUMU” Sosyal Politikalar Dergisi; 2. Sayı; 2007; ss. 111-114.

 

 

 

Google

 

 

-------------------   //   ----------------------

NOT 1:

Mahalle Afet Destek Projesi (MADP) ve Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG) hakkında daha fazla bilgi için bkz.  http://www.mag.org.tr/tur/proje.asp

 

-------------------   //   ----------------------

 

NOT 2:

Makale İle İlgili Haber ve Yorumları Okumak İçin Sitemizdeki HABER-GÜNCEL Dosyasına bakınız.