“Ulusal İstihdam Stratejisi Çalıştayı” Yapıldı

 

“Ulusal İstihdam Stratejisi ve Eylem Planı” oluşturmaya yönelik olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından organize edilen ve Bakanlığın görev alanına giren tüm paydaşlarının görüş ve önerilerini almak için 18-20 Aralık 2009 tarihleri arasında Antalya’da “Ulusal İstihdam Stratejisi Çalıştayı” yapıldı.

’’Ulusal İstihdam Stratejisi Çalıştayı’na’’ Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, KOSGEB, YÖK, TİSK, Türk-İş, Hak-İş, DİSK, TESK, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu, TOBB, TZOB, TÜSİAD, MÜSİAD gibi resmi ve özel kurum ve kuruluşların temsilcilerinin yanında çok sayıda Üniversite hocası da katıldı.

Çalıştay kapsamında 6 komisyon oluşturuldu:
1. Komisyon: Makro ekonomik politikaların istihdam üzerindeki etkisi.
2. Komisyon: İş gücü piyasasının esnekliğini artırmaya yönelik politikalar
3. Komisyon: İstihdamda dezavantajlı grupların iş gücüne katılımının artırılması.
4. Komisyon: Sektör spesifik politikalar.
5. Komisyon: İş gücü piyasası ile eğitim arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi.
6. Komisyon: İstihdam ve sosyal koruma politikaları.

Sakarya Üniversitesinden çalıştaya katılan Prof. Dr. Ali Seyyar, “İstihdamda dezavantajlı grupların iş gücüne katılımının artırılması” ile “İstihdam ve sosyal koruma politikaları” komisyonuna katıldı. Ali Seyyar, istihdamda dezavantajlı sosyal gruplardan toplumsal dışlanma riski altında oldukları için ilk başta özürlü işgücü anlaşılabileceği ancak emek piyasasına girmede sadece özürlülerin değil başka grupların da engellendiğinin altını çizdi. Bugüne kadar ne işveren, ne de işçi sendikaları tarafından dile getirilen başörtülü kadın işgücü sorununa temas eden Seyyar’a göre özellikle Türkiye’de dinî inancı gereği başını örten kadın işgücünün hukuken memur statüsünde çalışamadığını ve bu yüzden de ev hanımlığına mahkûm edildiğini ifade etti. Özel sektör de bu uygulamalardan etkilenerek, başörtülü hanımları istihdam etmede tereddüt gösterdiğini iddia eden Seyyar, işe alım sürecinde kişilerin kıyafetlerinden ziyade işin niteliklerine uyup uymadıkları göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. Kamu veya özel sektörde uygulanan bu tarz engellemeler, ayrımcılık yapmama ilkesine göre bir suç olduğunu ifade eden Seyyar, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve İLO’nun sözleşmeleri çerçevesinde insan onuruna yaraşır istihdam politikalarının belirlenmesi gerektiğini söyledi.


Foto: Çalışma Genel Müdürü Doç. Dr. Ali Kemal Sayın;
ÇSGB, Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Halis Yunus Ersöz;
Sosyal Siyaset ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. Ali Seyyar.

 

Haberle İlgili Yorum: Gürses, Uğur; “Sorunlara ortak akıl arayışı”; RADİKAL; 23.12.2009.

Sorunlara Ortak Akıl Arayışı

Uğur Gürses

Türkiye’nin, birbiriyle bağlantılı ve yapısal niteliği olan çalışma, işgücü, sosyal güvenlik ile sosyal destek sorunları saymakla bitmez; işsizlik, tarımda gizli işsizlik, işgücüne katılımın düşük olması, kadınların, engellilerin, gençlerin dezavantajlı olması, işsizlik ödemelerinin düşüklüğü, kayıt dışılık, kıdem tazminatı, mesleksizlik, ortalama eğitim süresinin düşüklüğü, sosyal güvenlik sisteminin tüm yapısal sorunları, sosyal transfer ve desteklerin dağınıklığı, yetersizliği. Bu alanlardaki sorunlar, salt bütçe, kaynak tahsisatı sorunu değil, etkinlik sorununu da, plansızlığın getirdiği işlevsizliği de içermektedir.

Geçtiğimiz hafta sonu Antalya’da, işgücü, sosyal güvenlik ve sosyal destekle ilgili olan hangi kesimler varsa bunların temsilcilerini bir araya getiren bir çalışma vardı. Kısa sürede kolay çözüm arayan değil, uzun vadeli bir bakış açısıyla yapılan bu toplantıların biçimi, atölye çalışmasına dayalı bir çalıştay idi. Ulusal İstihdam Stratejisi Çalıştayı ile uzun vadeli bir çözüm arayışının ilk adımları atıldı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye’nin işsizlik, sosyal güvenlik, sosyal destek gibi sorunlarına uzun vadeli yapısal bir çözüm bulunması amacıyla bu çalıştayı planlamış. Ekim ayında Bakan Ömer Dinçer’in inisiyatifi ile ilk defa bir araya gelen İstihdam Danışma Kurulu, iki çalıştay yapılmasını planlamış. Geçen hafta sonu yapılan çalıştayda, bir strateji çerçevesi ortaya çıkarılmaya çalışıldı. Ardından da şubat ayında yapılacak olan ikinci çalıştayda, bir eylem planı çerçevesi belirlenecek. Çalıştaya, ilgili konularda paydaş olan kamu kesimi, iş ve işçi kesimi yanında, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, medya temsilcileri de katkıda bulunmaya çağrılmıştı.

Bugün herhalde en öncelikli sorunlar listesinde en başta işsizlik, ardından da bununla etkileşimli olarak da diğer yapısal ve sosyal sorunların geldiği tartışma götürmez. 18 Aralık cuma gününden başlayarak üç gün boyunca; makroekonomik perspektifte istihdamla ilgili sorunlar, işgücü piyasasının esnekliği, işgücüne dezavantajlı grupların katılımı, eğitim, sektörlere özgü özellikler, sosyal koruma ve destek programlarına ilişkin ortak aklı ve strateji çerçevesi bulmaya dönük altı ayrı oturum yapıldı.

İşin doğrusu; öyle görünüyor ki, yapısal sorunlara köklü çözüm arayışı ve uzun vadeli bakış açısının ‘kurmaylığını’, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir’in yaptığı anlaşılıyor. Eski kurumu DPT’den çalıştay düzenleme konusundaki uzman desteğini de sağlayan Aydemir, bir süre de Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Müdürlüğü de yapmıştı.

Özellikle çok tartışmalı, çok taraf ya da paydaşı olan konulardaki kalıcı ve sürdürülebilirliği olan çözümler için böyle tasarlanan bir çalıştayın yararlı olacağı çok açık. Hiçbir şey yapmadan, ‘Merkez bankası döviz kurunu yukarı itsin, bu sanayi üretimini, o da istihdamı artırır’ çerçevesindeki kısa vadeci ve dar bakışlı açının çokça seslendirildiği ülkemizde, uzun vadeci ve ortak akıl arayışı içeren her yaklaşım desteğe ve övgüye değerdir!

Hafta sonu yapılan çalıştayda ortaya çıkacak ortak fikir mutabakatları ve eğilimler akademisyen raportörler tarafından derlenecek. Ancak, bu toplantılarda ortaya konulan fikirler demetinin bir çerçeve olacağını, nihai olarak da siyasal iradenin yani Hükümetin uygulamaya koyacağını da özellikle anımsatmak gerekiyor.

RADİKAL-23.12.2009