Sonpeygamber.info Web Portalı'nda Ali Seyyar İle "Sahabenin Varlıkla İmtihanı" Üzerine Bir Söyleşi

 

11 Şubat 2014

Meridyen Derneği tarafından "Önyargısız İslam" sloganıyla yola çıkılarak kurulan Sonpeygamber.info Web Portalı'nda Prof. Dr. Ali Seyyar, zengin sahabilerin günümüze bakan yönüyle bir röportaj yaptı.

19 Nisan 2007 tarihinde internet yayıncılığa başlayan Sonpeygamber.info Web portalı kurulduğu günden bu yana uluslararası bir perspektifle hareket etmeye özen gösteren Türkiye’nin en önemli ve en güvenilir dinî sitesidir. Sonpeygamber.info Web Portalı, şu an Türkçe'nin yanında İngilizce, Almanca ve Rusça olmak üzere toplam 4 dilde yayın çalışmalarını sürdürmektedir. Ayrıca dünya çapında yaygın olarak konuşulan İspanyolca, Fransızca, Çince vb. dillerde de yayın yapmak üzere Sonpeygamber.info mutfağında yeni projeler hazırlanmaktadır.

Hz. Peygamber'in tüm yönleriyle bilimsel veriler ışığında ve yeni bir dille tüm dünyaya tanıtılması amaçlanarak kurulan web portalının gerek içeriği gerekse de tasarımı büyük bir özenle hazırlandı. Alanlarında birer otorite kabul edilen akademisyenlerin danışmanlığında hazırlanan site, birçok yönüyle ilkörnek olarak internet yayıncılığı dünyasındaki yerini aldı.

Prof. Dr. Ali Seyyar’ı konuk eden Sonpeygamber.info Web Portalı, Zengin Sahabiler kitabının perde arkasını irdeledi ve böyle bir çalışmanın niçin gerekli olduğunu yazara sordu. Ali Seyyar, “Sizi böyle bir çalışmaya iten faktörler nelerdir?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:

“Hangi alanda olursa olsun ilmî kaynakların başında Kur’ân ve Sünnet olmadığı sürece bütün bilimsel çalışmalar eksik kalır. Ne insan ruhunu tatmin eder, ne de topluma ciddi bir katkı sağlar. Kur’ân ve Sünneti en iyi anlayanların başında Peygamberimizin izinden hiç ayrılmamış olan sahabiler gelir. Onun için onların sosyal hayatlarının her karesi bizim için çok değerlidir. Onların hayatlarını gün ışığına çıkartabilirsek, Sünnet’in de Kur’ân’ın da mesajlarını daha iyi anlayabiliriz. Günümüzün sosyo-ekonomik ve ahlâkî sorunlarının çözümüne ışık tutmak istiyorsak, sahabe hayatına mutlaka müracaat etmeliyiz. Zenginlik ve yoksulluk gibi dünyaya ait gibi görünen sosyal olguların gerçek mahiyetini onların bu iki olgu karşısında sergiledikleri tutum ve davranışlarından rahatlıkla öğrenebiliriz. Benim yaptığım da aslından bundan ibarettir.”

 

Söyleşinin bütününü okumak istiyorsanız, tıklayınız:

http://www.sonpeygamber.info/sahabenin-varlikla-imtihani-uzerine-bir-soylesi

 

Söyleşi Hakkında Bir Okuyucu Yorumu:

Merhaba Ali Hocam,

Sonpeygamber.info Web Portalı'nda."Sahabenin Varlıkla İmtihanı" üzerine yapmış olduğunuz söyleşinin her satırını büyük bir zevk ve ilgi ile okudum. Söyleşiniz kendini sık sık sorgulayan bir insan olarak bu sorgulamayı yinelememe sebep oldu Hocam.

Bizler bugün her türlü konfor, teknoloji ve kolaylığa sahipken sırf kendimiz için başkalarını düşünmeden ve zaman zaman dünya hırsı ile bunu da yapayım, şunu da alayım derken çoğu kez sosyal dayanışmayı, adaleti, bütünleşmeyi terazinin bir kefesine koymayı unutabiliyoruz. Hatta bazen kimilerimiz o görünmeyen teraziyi tamamen yokmuş gibi sayarak gaflete düşebiliyoruz… Oysa Sizinde Kitabınızda vermiş olduğunuz örneklerle; Sahabeler ellerinde olanı hatta kendilerine yetecek kadar az olanı dahi son damlasına kadar paylaşabilecek kadar cömertken günümüzde insanlar neden bu kadar paylaşımdan uzak diye hep bir sorgulama yapıyorum. Bu konuda şimdiye kadar aldığım yanıtlar da pek iç açıcı değil aslında… Belki de bununla ilgili olarak yapmamız gereken önce kendimizden ve yakın çevremizden başlayarak düzgün insan nasıl olunuru aramak, aramaya çalışmak…Bu bulunur mu yada bunu bulmaya bir ömür yeter mi bilemiyorum ancak bu arayışta yılmamak ve yıkılmamak en önemlisi galiba Hocam…

Bu arayış içerisinde benim en sık karşılaştığım ve kısmen tespit ettiğimi sandığım sorun insanların “Güven” konusundaki güvensizliği. Günümüzde belki de sosyal bütünleşmeyi tam anlamı ile sağlayamamamızın en büyük sebebi bu…Bu konuda Sizinle samimi olarak yaşamış olduğum bir olayı paylaşmak isterim: Geçtiğimiz sene Kadıköy’ün dershaneleri ile ünlü caddelerinin birinde yürürken dershaneden çıkmış bir grup genç de (yaşları 15-20) hemen yanımda yürüyorlardı. Yürüyüş hızlarını artırıp ilerlediklerinde gayri ihtiyari olarak İçlerinden birinin okul çantası açık kalmış olduğunu gördüm. Çantanın içindeki cüzdan da neredeyse çantadan düşmek üzereydi… Olaya müdahale ederek kızı uyardığımda kız ve arkadaşları sanki farklı bir gezegenden gelmişim gibi garip bir şekilde yüzüme bakarak kendi aralarında konuşmaya başladılar. Olayın asıl trajik kısmı burası Hocam. Kızın yanındaki çocuğun dedikleri aynen şuydu “Ben senin çantanın açık olduğunu görmüştüm, ben olsam cüzdan düşse bile müdahale etmezdim dedi. Cüzdan düşünce de alırdım giderdim kim görecek ki” diye ilave etti…Bu olayda beni asıl düşündüren “kim görecek ki” kısmı olmuştu Hocam. İnsanların birbirlerine güvenlerinin azaldığı bir hayatta belki de en büyük imtihan insanı düzgün davranışlardan alıkoyacak fiillerle mücadele etmek diye düşünüyorum naçizane…Açıkçası bu ve buna benzer olaylarla karşılaşınca insan Allah'ın verdiği güç ile daha da dirençli oluyor ve yaradılış gereği bir yerde müdahale etmeden de yapamıyor…

Karşılaştığım problemlerden bir diğeri de çoğu iyiliğin yalnızca maddi olarak yapılabileceği yönündeki anlayış ve fakirliğin alın yazısı olduğu yönündeki yaygın kanaat…Sizinde söyleşinizde ele aldığınız ve Kur’an-ı Kerim’de de geçtiği gibi “Allah’ın nimetlerini aramak” yaratılmışların en üstünü insan için en önemli hareket noktalarından biri olmalıdır. Bu konuda belki de en önemli husus aşırı hırs yapmadan ya da dünya nimetlerinin geçiciliğine kapılmadan paylaşımcı olarak Allah’ın nimetlerini aramaktır diye düşünüyorum… Sizin de vurguladığınız gibi selam verdiğimiz bir insan, alışveriş poşedini taşıdığımız bir yaşlı, kimsesiz çocuklar yurdu, darülacezede gözleri kapıda olan yaşlılara ve çocuklara yaptığımız ziyaretler de aslında görünmeyen zenginlikleri ortaya çıkarmamız bakımından önem arz etmektedir.

Tekrar söyleşinize dönecek olursam, her bir kelimesinde bir sonrakini merakla okuduğum bir soru cevap olduğunu tekrarlamak isterim. Meğer sosyal politika, adalet ve diğer kavramlar ne kadar derin mevzuların bam teli imiş, bence bunu sağır kulakların, kör gözlerin, kapalı kalplerin görmesi muhakkak gerek…Bu vesile ile Allah’ın hem maddi, hem de manevi zenginlikleri ihsan ettiği kullarından olabilmek duası ile…

Saygılarımla ve Selamlarımla,

Aynur Yumurtacı
Sosyal Siyaset Doktora Öğrencisi